ANF Ömer Güney’in ev arkadaşına ulaştı

ANF Ömer Güney’in ev arkadaşına ulaştı

Paris’te 3 Kürt kadınının katledilmesinin üzerinden iki hafta geçti. Bu süre içerisinde Kürtler ve dostları yaşamını yitiren kadın siyasetçileri hem cenaze törenleri hem de yapılan eylemliliklerle sahiplenip katliama öfke yaðdırırken, AKP’li yetkililer ve Türk medyası ise daha Fransız yetkililer soruşturmaya dahi başlamadan ‘örgüt içi infaz’ diyerek katliamın üstünü örtmeye çalıştı.

Katliamın soruşturma ayaðında ise; Fransız yetkililer soruşturmayla ilgili uzun süre resmi olarak açıklama yapmaktan kaçındı. Ancak Ömer Güney’in ikinci kez gözaltına alınması ardından açıklama Paris Cumhuriyet Savcısı François Mollins’ten geldi. Mollins’in “Terörist bir oluşumla cinayet işlemek ve cinayeti işlemek için terörist bir örgütle ilişkide olmak”la suçlanıyor dediði Güney aynı gün tutuklandı.

Savcı Mollins Güney’le birlikte gözaltına alınan 2. kişiye dönük herhangi bir suçlama olmadıðından serbest bırakıldıðını da açıklamıştı.

ANF, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılan ve Ömer Güney’le aynı evi paylaşan Y.A’ya ulaştı.

Y.A’nın verdiği bilgilere göre, Kasım 2011’de üye olduðu Villiers-le-Bel Derneği’nde Kürtlere tercümanlık yaparak daha çok insanlarla ilişkilenen ve bu şekilde güven kazanan, dernek çevresine sessiz-sakin, ‘düzgün bir kişi’ imajı çizen Güney, aslında evinde birlikte kaldıðı kişi tarafından bile çok az tanınan, tüm yönleri ile şüpheli, "karanlık", bir kişi olarak karşımıza çıkıyor.

Anlatımlara göre Ömer Güney üzerinde sürekli tornavida, bıçak, sprey (uyuşturucu) taşıyor. Bir keresinde eve bir silah getiriyor, ancak ev arkadaşlarının terslemesi üzerine silahın kuru sıkı olduðunu iddia ediyor. Olaydan bir buçuk ay önce Y.A’nın evine taşınan Güney’in özel eşyalarında da dikkat çekici bir ayrıntı var. Güney’in tam 45 takım elbisesi var. Rahatsızlığı nedeniyle çalışmadıðını ileri süren biri için bu hayli dikkat çekici. Gözaltına alınması ardından evine yapılan baskında ise Güney’e ait 4-5 telefon bulunuyor.

Ne dernek çevresi ne de aynı evi paylaşanlar Güney’in ailesi ile ilişkisi, Almanya’dan Paris’e geliş süreci veya Kürt Derneði’ne üyeliði öncesindeki yaşamı ile ilgili birkaç söz dışında bilgiye sahip deðil.

Ömer Güney’le ne zaman tanıştınız, ne zamandır tanıyorsunuz?

Villiers-le-Bel Derneðimizde tanıdım. Tanıştıðımız zaman sadece ismini biliyordum, soyadını bilmiyordum. Dernek çatısı altında çalışan biri olarak biliyordum. En azından öyle gözlemledim. Görüntü olarak tanışalı yaklaşık bir yıl oldu. Merhabalaşmalarımız oluyordu. Bu bizim kültürümüzde var. Hal hatır sorulur. Ýlk anlar öyle samimiyetimiz yoktu. Sonrasında hayatın akışı deriz ya daha da samimileşmeye başladık.

Ortamda nasıl tanınıyordu, ya da size nasıl yansıdı?

Kendi adıma konuşmak istiyorum. Gözlemlediðim kadarıyla sakin, düzgün bir insandı. Sürekli dernek çevresindeki arkadaşlarla temas halinde gördüðüm için güvendim. Ýkinci bir izlenim, hep kendisine hedef belirlerdi. Bu ortamda hep bir konuma gelmek istediðini söylerdi.

Peki aynı eve çıkmanız nasıl oldu, sizden mi geldi teklif ondan mı?

Ýlk benim evime geleceðini söylediði zaman açıkçası o zaman çok samimi deðildik. Eve gelip gitme esnasından bahsediyorum, yerleşmesinden deðil. Eve gelip gitmeye başladı. Ardından bana evini açar mısın deyince ben de dernek çevresinde gayret gösteren bir şahıs olarak gördüðüm için evimi kendisine açtım.

Ne zamandan beri aynı evi paylaşıyorsunuz?

Bir buçuk ay beraber kaldık aşaðı yukarı.

Bu son bir buçuk ay mı?

Evet.

Kaç kişi kalıyorsunuz evde?

3 kişi.

Evdeki halinden biraz bahsetseniz. Eve taşındıktan sonraki diyaloðunuz. Size özel olarak sorduðu sorular var mıydı ortam hakkında, dernek hakkında?

Bazı şeyler öðrenmek istediðini fark edebiliyorduk. Gerillacılıða sempatisi var gibi görünüyordu. Kendisini tamamen bu harekete adamak istiyordu. Tabii ben yanlış izlenim almamışsam…

Derneðe geliş tarihi 2011 yılı Kasım ayı. Ondan öncesine dair hiçbir şey anlatmıyor muydu? Buraya gelmeden önce Kürt ortamlarıyla ilişkilenmiş mi? Fransa’da büyümüş. Yıllarca kalmış, buralarda Kürt dernekleri yıllardır var, şimdiye kadar neden ilişkilenmemiş de 2011 yılında ilişkileniyor, nasıl oluyor da bu tarihte birden üye oluyor?

Bana anlatış tarzı şuydu: Burada büyüdüðünü söyledi. Belli bir süre Almanya’ya geçtiðini, orada bir evlilik yaptıðını ve anlaşamadıðından dolayı boşandıðını söyledi.

Bir çocuðu olduðundan bahsetti mi, bir kızı olduðu yazıldı medyada

Hayır, sizden duyuyorum. Yaklaşımı falan dediniz. Ben onu açmak istiyorum izninizle. Daha önce Almanya’da bir plastik fabrikasında çalışırken uykusundan hep şikayetçi olduðu için orada Kürt yurtseverlerin kendisine hep yardımcı olmak istediklerini fark ettiðini söylüyordu. O esnada daha çok Türklerle içiçe olduðunu söylüyordu. Ve bir gün camiye giderken, oturup sohbet ederken Türklerin onu sürekli tehdit ettiðini söylemişti bana; Kürt ortamına girmeyeceksin, sen Türksün diye.

Neden durup dururken öyle bir tehditte bulunmuşlar, böyle bir eðilim mi başlamış

Ýlgi duymaya başlamış benim anladıðım. Türkler de bundan rahatsız olmuş. Sonradan tabii Kürt halkının arasına karışmış dediðine göre Almanya’da daha fazla sıcaklık gördüðü için.

Yani Münih’te iken Kürt dernekleriyle ilişkilenmiş mi?

Yani Münih mi bilmiyorum Almanya’da. Almanya’da nerde kaldıðını söylemedi ama daha o zaman sempati duymaya başlamış. Kürt halkının hep daha fazla sıcak olduðunu söylemişti.

O zaman kendisini size Kürt olarak tanıtmadı

Hayır. Babasının bir Kürt olduðunu ancak Kürtlüðü sevmeyen bir tarzda olduðunu söyledi bana. Ve özellikle boşanıp Fransa’ya döndüðü esnada burada Kürt halkı içerisinde ilgi görmüş. Derneðimize gitmiş Villiers-le-Bel’e. Oradaki arkadaşların sıcak davrandıðını söylemişti.

Ailesinden hiç söz etmez miydi? Ailesinden biriyle tanıştınız mı ya da telefonda ya da yüzyüze ailesiyle diyaloglarına hiç tanık oldunuz mu?

Bana annesinin Türk olduðunu ve ailesinin derneðe gidip gelmesini engellediðini ve tepki gösterdiðini söylemişti. Babasından şikayetçiydi. Kürtlüðe karşı çıkıyor ama iltica oturumu aldı diyordu. Kızkardeşiyle görüştüðünü söylüyordu.

Bir kere hastaneye gideceðim, beni sormak istersen merak edersen diye kızkardeşinin telefonunu vermişti. Ömer’in kızkardeşi diye kaydetmişim. Yanlışlıkla Ömer yerine Ömer’in kızkardeşi diye kayıtlı numarayı aramışım. Ev telefonuydu yeðeni çıktı küçük bir çocuk. Kapattım sonra kendi numarasını aradım. Yanlışlıkla onu aramışım dedim. Önemli deðil dedi. Konuşmadık yani.

Bir buçuk ay önce ev için size geliyor ondan önce kendisinin kaldıðı bir ev yok mu?

Daha önce bana anlatış şekliyle ablasıyla kalıyor. Ve oradan ayrılmasının sebebini bilmiyorum ama anlattıðı kadarıyla eniştesi derneðe gelip gidişinden rahatsız olmuş.

Peki ekonomik durumu, havaalanında çalıştıðı söyleniyor.

Bana bahsetti ama rahatsızlıðından dolayı ayrıldıðını söylemişti.

Olaydan önceki bir buçuk aydır aynı evdesiniz. Daha önceki tanıdıðınız Ömer’le bu olaydan son birkaç hafta öncesindeki Ömer arasında hiçbir fark gördünüz mü, deðişen bir şey oldu mu tavırlarında, herhangi bir olaðanüstülük?

Kendisini tamamen bir şeye adamak istediðini söylüyordu. Heyecanlıydı hep ailesini de örgütleyeceðini söylüyordu. Şüphelenecek bir şey görmedim. Ben senden daha iyi Kürdüm diyordu hep. Telefonlar geliyordu tabii ama çok sorma gereði duymuyordum. Özellere girmiyordum.

Ya olay günü, olay sonrasında?

Öncesinde şüphe edecek bir şey görmedim. Dalgın ya da şüpheci davranışlarını görmedim.

Olay günü gece 03.05 ya da 03.07 sıralarında bir arkadaşımız beni aradı. Arkadaşların şahadete ulaştıðını söyledi bana. Ben de bunun şokuyla nasıl giyindim bilmiyorum. Her ikisini de ben uyandırdım. Arkadaşlar böyle diyor dedim. Ben inanmıyorum, dedi. Hemen toparlanın gideceðiz, dedim. Aşaðı indim bir iki sigara içtim. Tabii onları beklemek zorunda kaldım. Daha sonra arabayla arkadaşların şehit düştüðü yere gittik.

Peki bu haberi duyar duymaz Sakine Cansız’ı oraya bıraktıðından hiç bahsetmedi mi? Katledilen kadınları son olarak görenlerden biri olan bir kişi böyle bir haberi duyar duymaz daha farklı, daha fazla tepki vermez mi?

Ben inanmıyorum dedi. Kendileri olduðuna inanmıyorum dedi bana. Böyle bir şey olamaz. Sað salim gördüm ve ayrıldım kendilerinden dedi. Ýnanmak istemediðini söylemişti bana.

Olay günü akşamı eve geldiðinde Sakine Cansız’ı oraya bıraktıðından hiç bahsetmiş miydi?

Hayır. Zaman zaman tercümanlık yaptıðını biliyorum. Yurtsever ailelerimizle gittiðini. Ben de kendi kendime güzel şeyler yaptıðına inanıyordum. Keşke ben de böyle yardımcı olsam diye düşünüyordum.

Siz aynı gün mü gözaltına alındınız

Derneðe gittik. Bir süre kaldık. Sonra yanıma geldi, benimle emniyete kadar gelir misin dedi. Yolda giderken kendimce sordum nedir diye. Ben tercümanlık yapmışım, prefecturelüðe (valilik) gitmişiz. O yüzden ifade vereceðim dernekteki arkadaşlar öyle uygun görüyor dedi. Ben de öyle ise gelirim dedim. Gittik orada polisler üzerine çelik yelek giydirip götürdüler. Sen gidebilirsin dediler.

Gözaltına alındıktan sonra da bir şüphe taşımadınız mı?

Şüphe taşımam şöyle, demek ki bu Sakine Cansız’a tercümanlık yapmış kesin kamera görüntülerini tespit amaçlı götürüyorlar diye düşündüm.

Siz de gözaltına alındıktan sonra eve baskın yapılıyor. Ne zaman eve baskın oldu, ne bulundu evde?

Baskın, bir gece kaldık. Ertesi gün bizi arabayla getirdiler eve. Bir sürü telefon çıktı.

Yani onun eşyaları arasındaydı

Evet.

Kaç telefon

Hatırlamıyorum tam, 4-5 telefon. Bir de şöyle bir şey var. 45 takım elbisesi vardı. Sorduðum zaman maðaza mıdır bu nedir diye sorduðumda akrabalarım bana alıyor, ailenin tek çocuðuyum diyordu. Genelde kimsenin çok özelini karıştırmam aileden böyle bir insanım. Ama üzerinde tornavida, anahtar, bıçak, sprey bu tür şeyler taşıdıðını biliyordum. Sorduðumda ‘ben her zaman hazırlıklıyım. Senden iyiyim. Ben her zaman bir şeyler yapmak istiyorum’ diyordu.

Hiç silah kullanmış mı böyle bir şey duydunuz mu ondan?

Silah kullandıðını görmedim. Silaha, bıçaða meraklı olduðunu anlatış tarzıyla tahmin edebiliyorduk. Ve bir tabanca bir ara bize gösterdi. Bana “kuru sıkıdır” dedi. Ben de kızdım. Ne diye bu tür bir şeyi getiriyorsun dedim.

Silaha merakı şöyle. Sorardı hangi silah daha iyi menzilli olur, hedefi kaç noktada vurur. Ben TC’de askerlik yaptım ama santral operatörü olduðum için çok anlamam.

Ev arkadaşınız olan 3. kişi gözaltına alındı mı?

Hayır. Yani benim evimde kaldıðı için beni aldıklarını söylediler. Ben bunu gerçekten söylemek istiyorum. Bir çok spekülasyon var. Kesinlikle ve kesinlikle yüzde yüz demiyorum yüzde bir milyon diyorum ki TC’nin parmaðıdır.

Ömer Güney hakkında şimdi ne düşünüyorsunuz

Hala inanmak istemiyorum. Kendimi affetmem en azından. Belki ben aldandım. Ben bir şeyler yapamıyorum demek ki diyordum hep.

Telefonunu ısrarla saklıyordu benden. Hiç bırakmazdı. Benim telefonum çalındı geçende. Israr ettim aç da müzik dinleyelim haber dinleyelim biraz dedim. Bir şeyler yapmak istiyorsan telefonuna sahip çıksaydın dedi. Ben kendim her şeyimi ona açtım. O’nun hiçbir menfaati dokunmadı bana.

Almanya’da camiiye gitmiş dediniz, burada da gidiyor muydu?

Kendisini hiç namaz kılarken görmedim ama bana niye camiye gitmiyorsun dedi, camiye gidelim dedi. Ben komünist bir insanım dedim ki bana dayatmada bulunmasın. Ama yanlış anlaşılmasın saygı duyarım, giden arkadaşlar var.

Öðrenim düzeyi nedir

Ben sadece burada okumuşum diyordu. Ben Avrupa’da okumuşum sen Türkiye’de okumuşsun benim kadar şey deðilsin diyordu. Ama ideolojik bir insan deðildi.

Türk siyaseti hakkında bilgisi ne kadardı, takip düzeyi

Mesela Erdoðan’ı izlerdik ben tahammül edemezdim bana gülerdi. Ama öyle ideolojik deðildi.

2012 yılında Türkiye’ye gidip geldiðini biliyor musunuz size hiç bahsetmedi mi?

Hayır.

Bu son dönemde hiç ortadan kayboldu mu?

Bazen oluyordu. Bazen eve gelmiyordu. Ben Normandiya’ya geçeceðim ya da kızkardeşime gideceðim diyordu.