Ansızın evlerinden alındılar ve bir daha geri dönmediler...
Ansızın evlerinden alındılar ve bir daha geri dönmediler...
Ansızın evlerinden alındılar ve bir daha geri dönmediler...
Amed, Batman ve Cizre’de kayıp yakınlarının her hafta düzenlediği oturma eylemlerinde bu hafta Kuzey ve Batı Kürdistan arasına örülmek istenen utanç duvarına tepki gösterildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınlarının her hafta "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganı ile düzenlediği oturma eyleminin 245'incisi Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi.
Oturma eylemine İHD üyeleri ve yakıp yakınlarının yanı sıra MEYA-DER, Barış Anneleri İnisiyatifi aktivistleri, sivil toplum kuruluşları ve KURDİ-DER yöneticileri de katıldı. Eylemde kayıpların fotoğraflarının üzerinde bulunduğu "Onlar ansızın evlerinden alındılar, bir daha geri dönmediler" pankartı açıldı.
Burada bir konuşma yapan İHD Amed Şube Başkanı Raci Bilici, oturma eylemlerinin 245. haftasını gerçekleştirdiklerini ifade ederek, "Bizler 245 haftadır kayıplar bulunsun, failler yargılansın diye ısrarla mücadele ediyoruz. Mücadelemizi vermeye devam da edeceğiz" dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın başlatmış olduğu diyalog sürecine işaret eden Bilici, bu süreçle beraber yeni umutların doğduğunu ve umutlarının hala koruduklarını ifade etti. Umutlarının süreçle beraber cenazelerinin gelmemesi, insanların kendi dili, kültürünü özgürce yaşayabileceği zeminlerin oluşturulacağı için çok heyecanlandıklarını dile getiren Bilici, "Ama maalesef izlediğimiz kadarıyla süreç kaygı verici. Başbakan'ın üslubu başta olmak üzere, açıklanan paketlerin boş olması, mevcut durumun değişmemesi bizi çok fazla kaygılandırıyor" dedi.
KAYIPLARIN FAİLLERİ O DUVARLARIN ARKASINDA
Dün Nusaybin sınır kapısına gittiklerini söyleyen Bilici, sınırlarla 4 parçaya bölünmüş Kürtlerin yine yapay sınırlarla bölünmek istediğine dikkat çekti. Bu anlayışın iç barışa hizmet etmediğini kaydeden Bilici şunları söyledi: "Bu utanç duvarlarını kurup aynı dili konuşan aynı halkı birbirinden ayıramazsanız. Mevcut sorunu çözmek yerine bu duvarlar derinleştirirsiniz. Bizler tam tersini bekliyorken en azından Rojava'ya giden yardımların daha sağlıklı yerine ulaşması noktasında, şu an yeni duvarlar örülüyor. Başka yerler de duvarlar yıkılırken TC yeni duvarlar örüyor. O duvarları yıkalım ki geleceğimize dair umutlarımız artsın. İşte biz o zaman kayıplarımızı buluruz ve failleri yargılanır. Yoksa kayıpların failleri o duvarların arkasında olacak" diye belirtti. Son olarak Bilici, başlatılan sürecin titizlikle ve aynı ciddiyetle hassasiyetle devam etmesi için sahiplenme çağrısında bulundu.
‘1995’TEKİ MİDYAT KAYIPLARININ ÖYKÜSÜ ANLATILDI’
Bilici'nin ardından İHD Kayıp Komisyonu üyesi Necibe Güneş Perinçek, 1995 yılında Midyat'ın Budaklı köyünde Mehmet Emin Atuğ, Şakir Demir, A. Kadir Demir, Hizni Bilmen'in kayıp öyküsünü anlattı. Midyat Jandarma Karakolu'na bağlı askerlerin Midyat'ın 3 km mesafesindeki Budaklı köyüne çocukları kırsala giden ailelerin evlerine baskın düzenlediğini belirtti. Baskın sırasında köy muhtarı ile beraber 8 kişinin gözaltına alınarak Jandarma Karakolu'na götürüldüğünü belirten Perinçek, "Sorgulama sonrası köy muhtarının da içinde bulunduğu 4 kişi serbest bırakılır. Askeri yetkililer, serbest bırakılmayan Mehmet Emin Atuğ, Hüsnü Bilmen, Şükrü Demir ve Abdülkadir Demir'in sorgulamalarının devam ettiğini söyler. Karakol komutanının emriyle aynı gün akşam karanlık bastıktan sonra kendilerine nizamiye defteri imzalatılır ve köye yaya olarak gitmeleri söylenir" diye konuştu.
Perinçek, köy muhtarlarının beyanına göre, 4 kişinin yola koyulduktan sonra Beyazsu Köy Karakolu'nun bulunduğu tepeden birkaç el silah seslerinin geldiğini ve stopları yanık iki aracın karakola gittiğinin görgü tanıkları tarafından görüldüğünü aktardı. Perinçek, bu olaydan sonra 4 kişinden bir daha haber alınamadığını kaydetti.
Açıklamanın ardından eylem, yapılan beş dakikalık oturma eyleminin ardından sona erdi.
BATMAN’DA GÜLİSTAN CADDESİ EYLEM ADRESİYDİ
Batman'da da kayıp yakınları eylemdeydi. "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla her hafta düzenlenen eylemde kaybedilen ve faili meçhul cinayetlere kurban gidenlerin resimlerinin bulunduğu "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" yazılı pankartın açıldı.
Eyleme çok sayıda kayıp yakınının yanısıra İHD üye ve yöneticileri, Barış Anneleri İnisiyatifi, MEYA-DER, KESK'e bağlı sendikaların temsilcileri ve kitle katıldı. Eylemde konuşan İHD Batman Şube Başkanı Osman Künteş, 90'lı yılarda kaybedilenlerin akıbetinin belirlenip faillerinin yargılanması için 245'nci haftadır meydanlarda çağrıda bulunduklarını hatırlattı. AKP döneminde katledilen çocukları ve failleri meçhule gidenlerin akıbetini soran Künteş, "Şimdiye kadar herhangi bir gelişme olmamıştır. Hiçbir tane sorumlu ortaya çıkartılmamıştır. Bir an önce bu katilerin ortaya çıkarılması lazım" dedi.
Nusaybin ve Qamişlo kenti arasında yapılan utanç duvarına da dikkat çeken Künteş, "Dünya'da utanç duvarları bir bir yıkılırken, Kürtlerin arasına duvarların örülmesi doğru değildir. Bunlar demokratik bir ülkeye yakışmıyor. Bunlar insan hakları evrensel ilklerine haykırıdır. Bu evrensel bildirgeye ve demokrasiye yakışmıyor" diye konuştu. Açıklama oturma eyleminin ardından sona erdi.
HATİCE ÖZDEMİR HASAN VE BAHRİ ESENBOĞA’NIN AKİBETİ SORULDU
Şırnak'ın Cizre ilçesinde her hafta Orhan Doğan Caddesi'nde bulunan Anadolu Lisesi önünde biraraya gelen Dayikên Şemiyê, 1990'lı yıllarda "faili meçhul" cinayetlere kurban giden ve gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sordu.
Dayikên Şemiyê eyleminde 1994 yılında Siirt'in Eruh ilçesine bağlı Kırkağaç köyüne baskın yapan askerlerce gözaltına alınan Hasan Esenboğa ve Bahri Esenboğa'nın hikâyeleri anlatıldı. Hikâyeyi anlatan ablası Hatice Özdemir, "Akşam saatlerinde köy muhtarı ile birlikte gelen askerler kardeşlerimi evden alarak götürdü. Köydeki diğer evleri de aynı şekilde basan askerler, köyden kardeşlerimle birlikte 4 kişiyi daha da alarak götürdüler ve hiçbiri evine dönmedi" dedi.
Abla Özdemir, kardeşlerini her tarafta sorup soruşturduklarını belirterek, "Ancak hiçbir haber alamadık. Kardeşlerimi ve köylüleri gözaltına alan komutan da 'ben kimseyi almadım kimseyi tanımıyorum' dedi. Aradan geçen iki haftanın sonunda kardeşlerinin kemiklerini ufak bir köprünün altında bulduk. Bizler adalet istiyoruz. Bu olayın failleri belli, yakalanıp, yargılanmasını istiyoruz" diye belirtti.
Ardından konuşan MEYA-DER Cizre yöneticisi Mele Kasım Yiğit, bayram gününde tüm dünyada olduğu gibi herkesin bayram öncesi yakınlarının mezarını ziyaret ettiğini ve onlar için dualar okuduğunu söyleyerek, "Bu haksız ve adaletsiz bir şekilde evlerinden zorla alınan ve katledilen insanların mezarları bile yok. Bu insanların yakınları nerede dua etsin?" diye sordu.
Türkiye'ye gerçek bir adalet gelmeden gerçek bir barışın asla gelemeyeceğini dile getiren Yiğit, "Bu insanların akıbetlerinin sorulmasını istiyoruz. Türkiye'ye barış ve huzur ortamının sağlanması ancak bu fotoğraflarla ve bu annelerin acılarını dindirmekle olur" dedi. Konuşmaların ardında 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.