Antalya cezaevinde işkence, sürgün ve ceza

Antalya cezaevinde işkence, sürgün ve ceza

Kaldığı Antalya L Tipi Cezaevi'nde dört arkadaşıyla birlikte darp edilen, ardından da Denizli D Tipi Cezaevi'ne sürgün edilen tutsak Mehmet Şirin Tekmenüray, Adli Tıp'tan darp edildiğini gösteren rapor almasına rağmen, kendisini darp eden gardiyanın da katıldığı disiplin kurulu kararıyla 3 ay ziyarete çıkmama cezası aldı. 

Antalya L Tipi Cezaevi’nden Denizli D Tipi Cezaevi’ne sürgün edilen Mehmet Şirin Tekmenüray, Antalya Cezaevi’nde yaşadığı keyfi uygulama ve hak ihlallerine ilişkin İHD MYK Üyesi Necla Şengül’e mektup gönderdi. Tekmenüray mektubunda, 12 Haziran 2012 tarihinde Adalet Bakanlığı’nın özel onayıyla Kırklareli E Tipi Cezaevi’nden Antalya L Tipi Cezaevi’ne özel paralı sevkle getirildiğini hatırlatarak, "Cezaevine varır varmaz farklı uygulamalarla karşı karşıya kaldım. Bu cezaevinde 20 yıllık zindan hayatımda karşılaşmadığım 12 Eylül faşist darbesinin uygulamaları olan ayakta, tek sıra halinde askeri sayım dayatılıyordu. Bu şekilde bir uygulamayı kendim için bir onursuzluk olarak gördüğüm için kabul etmedim” diye belirtti. Antalya L Tipi Cezaevi’nde kaldığı 6 aylık süre zarfında kendilerine dayatılan bu uygulamaların kaldırılması için ilgili bütün kurum ve kuruluşlara yaptığı başvurularının sonuçsuz kaldığını kaydeden Tekmenüray, konuyla ilgili daha önce İHD İzmir Şubesi'ne gönderdiği mektuba da “sakıncalı” denilerek el konulduğunu aktardı. 

DARP ETTİKLERİ TUTSAKLARI DÖRT GÜN SONRA REVİRE ÇIKARDILAR!

Cezaevindeki arkadaşları Etem Karagöz ve Aydın Dinç ile birlikte 28 Ağustos 2012 tarihinde yaptıkları aile görüşünden sonra koğuşa döndükleri sırada gardiyanların saldırısına maruz kaldıklarını anımsatan Tekmenüray, yaşadıkları olayı şöyle anlattı: "Arkadaşlarımla birlikte koğuşa döndüğümüz esnada şimdi bile nedenini bilmediğim; ancak planlı olduğundan hiçbir kuşkum yok. Gardiyanların saldırısına uğradık, her üçümüzde oradan koğuşa kadar hem tartaklandık hem de yerlerde sürüklenerek koğuşa götürüldük. Üçümüz de çeşitli yerlerimizden yaralandık. Bizi koğuşa götürdüklerinde ziyarete çıkmayan arkadaşlarımız Halit İnan ve Recep Motur arkadaşlarımıza da saldırdılar, her iki arkadaşımız da aldıkları darbeler sonucu yaralandılar. Bir gün sonra revir günümüz olmasına rağmen rapor almayalım diye doktora çıkarılmadık. 4 gün sonra telefona çıkıp aile ve avukatlarımıza haber verip onların cezaevi önüne gelmesi üzerine; ancak ziyarete çıkan 2 arkadaşımı gece saat 21.00’de revire götürüp muayene ettirdiler. Tüm uğraşlarımıza rağmen ziyarete çıkmayıp da odalarında saldırıya uğrayan 2 arkadaşımız doktora çıkarılmadı. Bunun üzerine avukatlarımızın devreye girmesiyle bir hafta sonra 4 arkadaşımla Adli Tıp'a gidip rapor aldık. Suç duyurusunda bulunduk.”

CEZAEVİ İDARESİ TUTSAKLARIN İNFAZ HAKİMLİĞİNE DİLEKÇE GÖNDERMELERİNİ ENGELLEDİ

Cezaevi idaresinin kendilerine yaptığı işkence yetmiyormuş gibi olay günü kendisiyle birlikte darp edilen iki arkadaşı hakkında disiplin soruşturması açtığını aktaran Tekmenüray, “Soruşturma komisyonunda yer alan ve bize ceza veren de bize saldıran başgardiyanlardan biriydi. Kendisi hem bize saldırıp işkence yaptı hem de hakkımızda açılan soruşturma komisyonunda yer alıp bize ceza verenin aynı kişi olması bile yapılan saldırının planlı olduğunu ortaya koymaktadır. Eğer böyle olmasaydı suç pratiği olan bir şahsın komisyonda yer almasına müsaade edilmezdi diye düşünüyorum. Cezaevi idaresi bize yapılan insanlık dışı işkenceden kendini kurtarmak amacıyla sanki suç işleyen kendi personelleri değilmiş de biz suç işlemişiz gibi hemen bize disiplin cezası olarak 3 ay ziyarete çıkmama cezası verdi. İşkence gördüğümüze dair Adli Tıp raporlarımız olmasına rağmen infaz hâkimliği bize verilen cezayı onayarak kararı tebliğ etti. Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği bu karara itiraz ettik. Ancak cezaevi idaresi 5 Aralık 2012 tarihinde bize cezalarımıza itiraz etmediğimiz için cezanın infazına başladıklarını ilettiler. Bunun üzerine anladık ki 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazdığımız dilekçe cezaevi idaresi tarafından gönderilmemiş. Cezaevi idaresine dilekçe yazıp 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazdığımız dilekçeyi neden göndermediklerini sorduk; ancak hiçbir cevap almadık. Cezaevi idaresi yazdığımız dilekçeleri göndermeyerek savunma hakkımızı resmen gasp etmiştir. Bunun üzerine 11 Aralık 2012 tarihinde infaz hâkimliğine çıkıp cezaevi idaresinin dilekçelerimizi işleme koymadığına ilişkin dilekçe verdim. Bu tebliğ edilen belgelerin henüz infaz hâkimliğine gönderilmediği ortaya çıkınca, infaz hâkimliği bize verilen cezanın infazını durdurma kararı verdi” diye kaydetti. 

ÖZEL SEVKLE GELDİLER SÜRGÜN OLARAK DA GİTTİLER!

İnfaz hâkimliğinin, kendilerine verilen cezanın infazını durdurma kararını kendisi ve Antalya Barosu’na kayıtlı avukatlar olan Hadi Dinç ile Sibel Aslı’nın huzurunda verdiğini kaydeden Tekmenüray, "Şu an infaz hâkimliğinin bu kararı ortada yok, kendisi de bu kararına sahip çıkmıyor. Cezalarımızın infazı da hukuksuz bir şekilde devam ediyor. Ben, Ethem Karagöz ve Aydın Dinç 3 ay boyunca açık ve kapalı görüş yapamayacağız, işkence gördüğümüze dair adli tıp raporumuz olmasına rağmen işkencecilere herhangi bir ceza verilmezken bize ceza verildi” ifadesini kullandı. 

Antalya L Tipi Cezaevi’nden yeni gelmelerinin üzerinden 5 ay bile geçmeden kendisi ve arkadaşları Ali Özmen ve Etem Karagöz ile birlikte 13 Aralık 2012 tarihinde farklı cezaevlerine sürgün edildiklerini belirten Tekmenüray, “Ben ve arkadaşlarım Ali Özmen, Etem Karagöz, Antalya L Tipi Cezaevine gelmek için bir sürü yol parası vermemize rağmen daha orda birkaç ayımız dolmadan başka cezaevlerine sürgün edildik. Gerekçe olarak da Antalya L Tipi Cezaevi'nin kapasitesi dolu olmasını göstermişler. Madem kapasite doluydu neden bizden o kadar para alınıp buraya gönderildik? Her üçümüzün de ailesi Antalya’da ikamet etmektedir. Ailemize yakın olmak için onları bir sürü külfete sokarak oraya gitmiştik. Açıkçası hem biz hem de ailelerimizi mağdur ettiler. Mağduriyetimizin giderilmesi için Adalet Bakanlığı ve Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçeler yazdık. Başka başvurmamız gereken merciler varsa oralara da başvururuz, sizlerin de desteğine ihtiyacımız var” diye aktardı.