Türkiye cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri artarak devam ediyor. Hak ihlalleri işkence boyutuna ulaşırken, tutsaklara keyfi bir şekilde çeşitli bahanelerle disiplin cezaları veriliyor. Mahkemelere gidiş gelişlerde ve hastane sevk edildiklerinde çıplak aramadan geçirilen tutsaklar, sürgünler sırasında ringlerde işkenceye maruz bırakılıyor.

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini değerlendiren İHD Amed Şubesi Cezaevi Komisyonu Üyesi Avukat Hediye Saltan da, sorunların çözülmediği için artarak devam ettiğinin altını çizdi. İHD’ye sürekli hak ihlalleriyle ilgili başvurular olduğunu hatırlatan Saltan, “Hiçbir çözüm olmadığı için bu sorunlar kısır döngü şeklinde kendini tekrar ettiriyor. Birçok cezaevinde yeni uygulama var. Kamera sistemi var. Mahpuslar kendilerinin özel alanlarına müdahale edildiği şeklinde her yere kamera yerleştirildiğini ifade ediyorlar. Temizlik yaptıklarında koğuşlarında üstleri müsait olmadıklarında kameradan dolayı doğal olarak rahat hareket edemiyorlar” dedi.

‘TEK SIRA HALİNDE SAYIM YAPILMAK İSTENİYOR’

Askeri disiplin halinde sayım yapılmak istendiğini, görüşe çıkıldığında yine tek sıra halinde gidilmesini istendiğinin altını çizen Hediye Saltan, tutsakların buna itiraz etmesi nedeniyle disiplin cezaları aldığını vurguladı. Koğuşların sürekli arandığını dile getiren Saltan, “Koğuşlar belli aralıklarla aranmıyor. Günün herhangi bir saatinde gelip koğuşu arayabiliyorlar. Maalesef ki arama düzeni arama şeklide yok. Her şeyi dağıtarak her şeye el koyarak arıyorlar. Görüş saatleri çok kısıtlanıyor. Birçok cezaevinde görüş sırasında saatler alınıyor. Ve aileler kaç dakika görüştüklerini bilmiyorlar” diye belirtti.

SAVCININ YANINDA ŞİDDET UYGULANMIŞ!

En son Elazığ Cezaevi’ndeki tutsaklarla görüştüklerini, tutsakların buradaki kamera sistemine tepki göstererek üzerini örttüğünü belirten Hediye Saltan sözlerini şöyle sürdürdü: “Tutsaklar kameranın üzerini örttüğü için haklarında soruşturma açılmış. İfadeleri almak için savcılık cezaevine gitmiş. İfadeden önce 3 mahkum yaka paça darp edilerek süngerli odaya götürülüyor. Bir süre burada bekletiliyor. İfade için savcının yanına götürülenler darp ediliyorlar. Şiddet uygulanıp hakaretler küfürler edilerek götürülüyor. Savcının yanında yine ‘Nasıl oturulacağını bil, şöyle oturma ayakta bekle. İfade alınırken ayakta bekle’ şeklinde hakaretlerden dolayı darp edilmiş. Benim görüştüğüm mahkûm o gün darp edilirken giydiği tişörtünü giymiş ve tişörtünde üç büyük yırtık vardı. Bunun darp sırasında olduğunu söyledi.”

Kendilerine yapılan başvurular için cezaevi müdürü, adalet bakanlığı konu hakkında yazmalarına fırsat kalmadan tutsakların sürgün edildiğinin altını çizen Saltan, “Birçok cezaevinde bize yapılan başvuru mektupları gönderilmiyor. Ve başvurucu hakkında soruşturma başlatılıyor ya da başvuru mektubu tekrar iade ediliyor” diye konuştu.

‘TEK TİP ELBİSEYLE KİŞİYİ TOPLUMDAN TAMAMIYLA İZOLE ETMEKTİR’

Antep L Tipi Cezaevinde tek tip elbiseyle ilgili iki tutsağın aileleri aracılığıyla kendilerine başvurduğunu dile getiren Saltan, cezaevindeki tutsakların darp edildikten sonra gardiyanların kendilerine ‘Gelip elbiselerinizi alacağız. Artık tek tip giyeceksiniz’ diyerek tehditler savurduğunu kaydetti.

Hatice Saltan, tek tip kıyafetin kişileri toplumda deşifre etmenin yolu olduğuna değinerek, “Tutsaklar hastane, mahkeme gibi yerlere sürekli kelepçeyle götürülüyor, sürekli askerler kolunda. Bu durum tutuklunun masumiyet karinesinin ihlalidir. Normalde bir kişinin cezaevine konulmasının amacı devlete göre o kişiyi iyileştirmedir. Ancak tek tip elbiseyle toplumdan ayırmak ve tamamıyla izole etmektir” dedi.