Ata: Tecrit sadece Kürtlerin gündemi olmamalı

TJA Üyesi Ayla Akat Ata, tecridin sadece Kürtleri ilgilendirmediğini, tüm kesimlerin hukuk dışı bu uygulamaya karşı birleşmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye ve Kürdistan’da tecride karşı cezaevlerindeki açlık grevleri kritik sürece ulaştı. DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in dışında yaklaşık 7 bin siyasi tutsak açlık grevinde. 

ANF'ye konuşan TJA Üyesi Ayla Akat Ata, hükümetin iç hukukun gerekliliklerini yerine getirmesi gerektiğini söyledi. 

'İLK DEFA BU KADAR TUTSAK AÇLIK GREVİNDE'

Tarih boyunca ilk defa 7 bin tutsağın ortak bir paydada birleşip açlık grevine girdiklerini söyleyen Ata, şöyle konuştu:

“Cumhuriyet tarihinde de ilk defa neredeyse Türkiye’nin bütün cezaevlerinde 7 bini aşkın tutuklu ve hükümlünün başlatmış olduğu açlık grevi var ve bu açlık grevinin temel sebebi Türkiye'deki hukuk sistemine bir eleştiridir. Tecrit bir insanlık suçu; işkence, hukukta olmayan bir sistemdir. Ama bugün uygulamada, hukukun tanımlamadığı, dünyada mevcut insan haklarında da olmayan bir tecrit İmralı Cezaevinde uygulanıyor."

'YARIN HERKES BU UYGULAMANIN MAĞDURU OLABİLİR'

Süreci kaygıyla takip ettiklerini söyleyen Ata, şöyle devam etti:

“Söz konusu İmralı Cezaevi olduğunda hukuk rafa kaldırılıyorsa, yarın bu anlayışın mağduru her kesim ve her çevre olabilir. Bu yüzden bu talebin nereden geldiği, bu talebi ortaya koyanın eylem tarzına takılmadan buna ses olmak gerekiyor. Herkes temel insan haklarını korumak ve saygı duymak ile mükelleftir. Kendi temel insan haklarını korumak için de buna önem vermelidir. Bu yüzden de bu talebin kimin için söz konusu olduğuyla ilgilenmeden, ele almadan, tartışmadan hukukun üstünlüğünü savunmak ve tecridin kaldırılması için sürecin içerisinde yer almak gerekiyor. Bu kimseyi ama kimseyi bugüne kadar değerleriyle karşı karşıya getirmez."

'KÜRTLER AÇLIK GREVLERİNE DESTEĞİNİ SANDIKTA VERDİLER'

Kürt halkının tecride karşı en önemli tepkisini seçimlerde ortaya koyduğu irade ile gösterdiğini anlatan Ata, ‘tepkisizlik’ eleştirilerine katılmadığını belirtti. “Bugüne kadar devletin uyguladığı antidemokratik uygulamalara, başta tecrit olmak üzere, karşı çıkan bir halk iradesi var” diyen Ata, “Vatandaşın tepkisi ortaya koymasının birden fazla yöntemi vardır. Bunun için beklenenin aksine insanların bugüne kadar görülmemiş bir şekilde iradesini sandığa yansıttığı gerçeği ile yüz yüzedir bu devlet. Bütün illerde halkımızın tepkisini görmelidir" dedi. 

'KİMSE HUKUKU SAVUNURKEN DEĞERLERİYLE ÇELİŞMEZ'

Toplumsal muhalefetin ağlarını oluşturan bütün kesimlere seslenen TJA Üyesi Ayla Akat Ata, son olarak şunları söyledi: “Açlık grevindekilerin talebi kişinin ailesini yada kendisini tek başına ilgilendiren bir talep değildir. Arkasında milyonların iradesinin olduğu bir taleptir. Bugün Kürt halkı on yıllardır, Sayın Öcalan’ın Kürt sorunu noktasındaki barışçıl misyonuna, rolüne değinmiştir ve hatta sağlığı ve güvenliğinin sağlanması noktasında da eylemler ortaya koymuştur. ‘Öcalan siyasi irademdir’ demiştir. Bu eylemlerin hepsini bir tarafa bırakıyorum; bugünkü eylemin konusu Türkiye’deki iç hukukun uygulanmasıdır. Bir arada yaşamamızı kılan toplumsal sözleşmenin hayata geçirilmesi gerekiyor. Talep toplumsaldır, tabii toplumsal bir karşılığı da olmalıdır."