Avrupa Barış ve Demokrasi Meclisi çalışmalarına başladı

Avrupa Barış ve Demokrasi Meclisi çalışmalarına başladı

Avrupa Barış ve Demokrasi Meclisi (ABDEM), kurucu üyelerinin çoğunluğunun katılımı ile ilk toplantısını Almanya’nın Düsseldorf kentinde gerçekleştirdi. 13 kişilik bir yürütme kurulunun oluşturulacağını bildiren meclis, 1 Eylül tarihi itibariyle çalışmalarına başlama kararı aldı.

29-30 Haziran tarihleri arasında Brüksel’de gerçekleştirilen Barış ve Demokrasi Konferansı sonrası oluşturulan Avrupa Barış ve Demokrasi Meclisi (ABDEM),  ilk toplantısını 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Düsseldorf’ta gerçekleştirdi.

74 Kurucu üyenin çoğunluğunun katılımı ile gerçekleşen toplantının sonuç bildirgesi bugün açıklandı. Çalışmalarında konferans sonuç bildirgesinin esas alınacağını belirten ABDEM,  ilk toplantısında Avrupa Barış ve Demokrasi Meclisi gündemindeki konuların yanı sıra; Türkiye, Kürdistan, Mezopotamya ve bölgedeki gelişmeleri değerlendirerek bir dizi kararlar aldı.

ABDEM’in altığı kararlar şöyle sıralandı:

1.    Avrupa Barış ve Demokrasi Meclisi çalışmalarını yürütmek amacıyla 13 kişilik bir yürütme kurulunun oluşturulması;

2.    Brüksel konferansı bildirgesinde adı geçen komisyonların yanı sıra; farklı inanç grupları arasında diyalogu gerçekleştirmek amacıyla yeni bir komisyonun kurulması ve tüm komisyonlarda görevlendirme işbölümüne gidilmesi;

3.    Çalışmaların yürütülmesinde esas alınacak iç işleyiş hükümleri belirleyerek, 1 Eylül tarihi itibari ile çalışmalara başlaması karar altına alınmıştır.

Sonuç bildirisine göre, “Türkiye, Kürdistan ve Mezopotamya'da sürdürülen barış, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin bileşeni olarak Avrupa Barış ve Demokrasi Meclisi;  AKP iktidarının demokratik güçlere yönelik saldırıları, tutuklama furyaları ve en önemlisi de devam eden barış süreci ve Kürt hareketinin birinci aşamada gerçekleştirdiği adımlara karşılık, yasal planda atması gereken adımları atmayarak süreci tıkadığı görüşündedir.”

“AKP Hükümeti’nin barış sürecine yaklaşımından bağımsız”, Avrupa’da yaşayan ve örgütlenen Barış ve Demokrasi Meclisi olarak Kürt sorunun demokratik çözümü, demokratik bir Türkiye’nin kurulması için mücadeleyi sürdürmeye devam edeceklerini belirten ABDEM’in sonuç bildirisinde şu ifadeler yer aldı:

TÜRKİYE’NİN TAŞERON RADİKAL DİNCİLERE DESTEĞİNE KINAMA

“İçerde Kürtlere, Alevilere, sol ve devrimci güçlere yönelik inkarcı, asimilasyoncu ve ötekileştirici politikaya yetinmeyen, toplumu kutuplara ayırarak karşı karşıya getiren AKP iktidarı; Suriye’ye de müdahale edip, El Nusra gibi taşeron örgüte sağladığı her türlü destekle terör ihraç etmekte, yangına körükle gitmektedir. Tek amacı; Sünni mezhebe dayalı Cihadist grupların Suriye’de iktidara gelmesini sağlamak, Kürtlerin ve diğer halklar ve inanç gruplarının haklarına kavuşmasını engellemektir.

Rojava’da (Batı Kürdistan) Kürt halkının gerçekleştirmiş olduğu devrim, aynı zamanda bizlerin de devrimidir. Başta Türkiye olmak üzere bölge gericilerinin ve emperyalist devletlerin taşeron radikal dinci örgütlere askeri ve siyasi destek verip Kürtlere karşı savaştırmalarını kınıyoruz. Ayrıca Rojava'ya kapatılan sınır kapıları bütün uluslar arası yardım kuruluşlarına derhal açılmalıdır. “

ASKERİ MÜDAHALEYE KARŞI DURMA ÇAĞRISI

Suriye’ye yönelik olası askeri müdahaleye ilişkin de değerlendirmelerin yapıldığı toplantının  bu konudaki sonucu şöyle: “1 Eylül Dünya Barış Günü'nde meclisimiz bir araya gelirken; bir taraftan coğrafyamız savaş tamtamları, yeni işgal hazırlıkları yapılmakta, diğer taraftan da savaşa ve baskıya karşı barış ve demokrasi mücadelesi devam etmektedir. Suriye’ye yönelik olası bir emperyalist saldırı, bölgedeki gerilim ve çatışmaları daha da artıracak, savaşın bütün bir bölgeye yayılmasına yol açacaktır.  Bu nedenle de meclisimiz Suriye’ye yönelik bir askeri müdahaleyi kesin olarak reddeder, halkları muhtemel bir işgale dönük mücadeleyi yükseltmeye ve karşı durmaya çağırmaktadır.

Yaşadığımız Avrupa coğrafyasında, emperyalist Türkiye ve bölge ülkelerine verdikleri askeri ve siyasi desteğin son bulması için mücadeleyi yürütmek bizler için görev olacaktır.”

TÜM SİYASİ TUTSAKLAR SERBEST BIRAKILMALI

Bildiride son olarak şu ifadeler yer aldı: “Türkiye’de Gezi Parki’yla başlayan ve “Her yer Taksim her yer direniş” şiarıyla yayılan mücadele, AKP Hükümeti’ne karşı önemli bir dönemeç olmuş ve halklarımız arasındaki kardeşliğe güç katmıştır. Bu temelde direniş boyunca katledilenleri saygıyla anar, bütün siyasi tutukluların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. 

1 Eylül Dünya Barış günü vesilesiyle Avrupa barış ve demokrasi güçlerini Türkiye, Mezopotamya ve Kürdistan’da sürdürülen özgürlük, barış ve demokrasi mücadelesine sahip çıkmaya, Suriye’ye yönelik dış müdahale ve saldırıya karşı seslerini yükseltmeye ve tüm tarafları siyasi bir çözüm için Cenevre 2. Konferansı'na şans tanımaya davet ediyoruz.”