Avrupa'yı "Avrupa yapan" deðerlerin başında gelen ve kıtada serbest dolaşım hakkı tanıyan Schengen anlaşması, popülist siyasetin kurbanı olma tehlikesiyle karşı karşıya. AB içişleri bakanları zirvesinde Almanya, Fransa ve Avusturya Schengen'in deðiştirilmesi için ısrarlarını sürdürürken, Ýsveç bu ülkeleri Avrupa'nın deðerleriyle oynamakla suçladı.
1985 yılında imzalanan ve Almanya, Fransa ile Luxemburg sınırının tam ortasında bulunan kasabadan ismini alan Schengen anlaşmasıyla birlikte Avrupa'da bir dönem başlamıştı. Anlaşmayı kabul eden ülkelerin vatandaşlarına büyük kolaylık saðlayan anlaşmayla kıtanın bir ucundan diðerine hiç bir sınır kontrolüne takılmadan seyahat etmek mümkün hale geldi.
Şu anda Avrupa Birliði üyesi olmayan Ýsviçre, Norveç ve Ýzlanda'nın da içinde yer aldıðı Schengen'e 26 ülke üye. 4 milyon kilometrekarelik alanı kapsayan Schengen, kaçak göçmen akışını kolaylaştırdıðı nedeniyle yıllardır Avrupalı politikacıların gündemindeydi.
Schengen'e ilk darbeyi ise geçtiðimiz Mayıs ayında Danimarka vurdu. Arap ülkelerindeki gösteriler ve şiddet olaylarıyla başlayan göçmen akışını bahane eden Kopenhag hükümeti, sınır kontrollerini başlatma kararı aldı. Zira hükümete dışarıdan destek veren aşırı saðcı Danimarka Halk Partisi, ekonomi politikalarına destek verme karşılıðında sınır kontrollerini başlatma şartını öne sürmüştü.
DÜÐMEYE SARKOZY BASTI!
Fransa'da cumhurbaşkanlıðına ikince kez oturmak isteyen Nicolas Sarkozy, seçim kampanyasında Schengen kartına oynudu. Tekrar seçildiði takdirde Schengen'i deðiştirme sözünü veren ve geçtiðimiz hafta ilk turda seçimi kaybeden Sarkozy, Avrupa Birliði'nin sınırlarını kontrol edemez hale geldiðini öne sürdü.
Klasik popülist yaklaşımda deyim yerindeyse 'tavan yapan' Sarkozy'nin şu sözleri Avrupa'da bir dönemin de başlayacaðının ilk ciddi sinyalleri oldu: "Schengen anlaşması ihtiyaçlara yanıt veremez hale geldi. Bu yüzden acil olarak deðiştirilmesi gerekiyor. Yeniden seçildiðimde 18 ay içinde anlaşmada deðişiklik yapılmazsa Fransa, Schengen bölgesine katılımını tek taraflı olarak askıya alacak."
Seçimlere 48 saat kala ise Merkel hükümetinin Ýçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich Fransa Ýçişleri Bakanı Claude Gueant AB Dönem Başkanı Danimarka'ya ortak mektup göndererek, Sarkozy'nin çıkışına tam destek verdi. Her iki bakan acil durumlarda her hangi bir ulusal hükümet, Brüksel'in onayı olmadan 30 gün boyunca sınır kontrolü yapılmasını önerdi.
LÜKSEMBURG'DA YOÐUN SCHENGEN TARTIŞMASI
Fransa ve Almanya'nın önerisi dün Lüksemburg'da yapılan AB Ýçişleri Bakanlarının toplantısında yoðun şekilde tartışıldı. Avusturya'nın da destek verdiði öneri şimdilik kabul edilmezken, konunun daha uzun bir süre gündemde kalması bekleniyor. Hıristiyan demokrat politikacı Alman bakanı Friedrich "Biz uzun süreli sınır kontrolü istemiyoruz, bu hak ulusal hükümetlere verilmeli" diyerek taleplerinde ısrarcı olacaklarını mesajını verdi.
Friedrich amaçlarının ülkelerin güvenliðini saðlamak olduðunu öne sürürken, Avrupa basınına sızan bilgilere göre zirvede özellikle Ýsveç, öneriye sert şekilde karşı çıktı. Stockholm hükümetinin Alman ve Fransız politikacıları popülist davranmakla suçladıðı ve "Avrupa'nın deðerleriyle oynamayın" uyarısı yaptıðı öðrenildi.
Danimarka'nın geçtiðimiz yıl Schengen'i askıya alarak başlattıðı sınır kontrollerini sert şekilde kınayan Merkel hükümeti, bir yıl sonra Sarkozy'e destek için çark etti. Başbakan Merkel'i önümüzdeki Mayıs ayında zorlu bir sınav bekliyor. Berlin'deki siyasetin belirlenmesinde rol oynayan Almanya'nın en büyük eyaleti Kuzey Ren Vestfalya seçimleri öncesinde Merkel'in de Sarkozy'in izinden gideceði şüphe götürmüyor.
Avrupalıların günlük hayatını büyük ölçüde deðiştiren Schengen'e vurulacak her darbe Avrupa'da birliði bitirecek bir süreci başlatacak. Hükümeti elinde bulunduran partilerin daha fazla oy hesabıyla seçim meydanlarında "Schengen'i bitirme zamanı geldi" demeleri ise bu sürecin ilk kilometre taşı.
ANF NEWS AGENCY