Avrupa'da seçim sistemleri ve doğrudan demokrasi örneği

Avrupa'da seçim sistemleri ve doğrudan demokrasi örneği

Fransız siyaset uzmanı Michel Hastings'in metaforik olarak ifade ettiği gibi seçim sistemleri "oyların sandalyelere dönüşmesini sağlıyor, başka bir değişle seçmenin seçilmiş bir temsilciye dönüşerek başkalaşıma (metamorfoz)  uğradığı alşimik bir andır, tıpkı metalin altına dönüştüğü gibi."

Türkiye'de 2002'den beri iktidarda olan AKP hükümetinin 30 Eylül'de açıkladığı "demokratik paket"te seçimler için önerilen üç seçenekten biri mevcut antidemokratik sistemin devamını öngörürken, siyasi analistler ve muhalefete göre diğer iki seçenek de gelecek seçimlerde AKP'nin çıkarlarını gözetecek şekilde tasarlamış.

Genel anlamda kamuoyunun beklentilerinin çok altında kalan bu paket, aslında AKP'nin demokratik talepler karşısında "ayak direyen", "bastıran",  kaçınılmaz hallerde ise demokrasiyi çıkarlarına uydurduğu bir "enstrüman" olarak kullanan karakterini bir kez gözler önüne serdi.  Mevcut yüzde 10 seçim barajı Kürtlerin önüne çekilmiş bir set görevi görürken, önerilen iki seçeneğin ise gelecek seçimlerdeki olası sonuçları hesaplandığında demokrasiyi değil AKP'yi daha güçlendirmeyi öngördüğü anlaşılıyor.

AKP'nin önerdiği ya da daha gerçek anlamıyla "dayattığı" dar bölge ve daraltılmış bölge seçim sistemlerinin Avrupa'daki örnekleri,  Başbakan Recep Tayyip Erdoğan iktidarının tasarladığı şekilde tek boyutlu işlemiyor.  Erdoğan'ın önerilerine Fransa'daki seçim modeli yakın gibi gözükse de, bunu bu şekilde sınıflandırmak "dar" bir yaklaşım olur. Zira Fransa'da birden fazla seçim sistemi uygulanıyor. "Çoğunluk" değil çoğulculuk ve temsiliyetin öne çıktığı ülkeler arasında ise İsviçre dikkat çekiyor. Bu ülkede doğrudan demokrasi aygıtları siyasi yaşamda ağırlığını koyuyor.

FRANSA SEÇİM SİSTEMLERİ

Fransız seçim sistemleri genel olarak üç büyük "aile" olarak ayrışıyor:  

-Birincisinde "VAE VICTIS" (Latince de 'oyun bitti, altta kalanın canı çıksın') mantığı ile yönetilen çoğunluk esasına dayalı seçim yöntemleri yer alıyor, yani "kazanan hepsini alıyor" ya da diğer bir ifadeyle birinci gelen aday veya adaylar listesi tek temsil hakkını elde ediyor.  

-İkincisi orantılı (nispi) seçim biçimlerini içeriyor; burada tüm siyasi oluşumlar elde ettiği oya göre temsil ediliyor.

-Son olarak karma seçimler ailesi, diğer iki ailenden çıkan sistemlerin etkilerini de karıştırarak tüm seçim sistemlerini bir araya getiriyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri

Cumhurbaşkanlığı seçimleri 1962'den bu yana doğrudan halk oylaması yolu ile yapılıyor.  Cumhurbaşkanı 5 yıllığına seçiliyor ve sadece bir kez yenilenebiliyor. 2010 yılına kadar Cumhurbaşkanı'nın görev süresi 7 yıldı. Seçimler çoğunluk esasına göre iki turlu olarak yapılıyor.  İlk turda birinci gelen iki aday, ikinci turda yarışıyor. Birinci turda yüzde 50'nin üzerinde oy alan bir aday cumhurbaşkanı seçilir ancak Fransa'da bugüne kadar hiç böyle bir durum yaşanmadı. Ayrıca bir kişinin cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için en az 500 seçilmiş vekilden imza alması gerekiyor.

Genel seçimler

Genel seçimler normalde her beş yılda bir yapılır.  Fransızlar Ulusal Meclis için çoğunluk esasına dayalı iki turlu seçim ile 577 vekil seçiyor. Diğer bir ifadeyle Fransa'nın normal sınırları, sömürgeleri olan deniz aşırı ülkeler ile yurtdışındaki Fransızları kapsayacak şekilde, 577 seçim çevresine ayrılmış durumda. Yurtdışındaki Fransızlar için 11 sandalye ayrılmış. Genel seçimlerdeki her iki tur sadece bir hafta arayla yapılıyor.

Bir adayın ilk turda seçilebilmesi için kullanılan oyların yüzde 50'sinden fazlası ve kayıtlı seçmenlerin en az yüzde 25'inin oyunu elde etmesi gerekiyor. Seçimlere katılım oranının çok düşük olması halinde ikinci tura gidilebilir.  En az yüzde 12,5 oranında oy elde eden tüm adaylar ikinci tura katılabilir. Bu durumda üç veya dört kişi ikinci tura kalabilir. Tersine, eğer sadece bir aday yüzde 12,5 eşiğini aşarsa, ikinci sırada gelen kişi, aldığı oy oranı ne olursa olsun kendisini ikinci tura aday olarak gösterebilir. Şayet ikinci turda eşit sonuç çıkarsa, adaylardan yaşı daha büyük olan seçilir.

Senato seçimleri

Parlamentonun alt kanadı olan Senato üyeleri dolaylı olarak seçiliyor. Senato yerel kolektiviteleri temsil ediyor.  Ulusal Meclis gibi yasa oylamakla yükümlü, ancak görüş farklılıkları olduğunda parlamento karar verebilir. Bununla birlikte her iki meclisin anlaşmaması durumunda hükümet son sözü Ulusal Meclis'e verebilir.  Cumhurbaşkanlığı üzerine anlaşmazlık olduğu durumlarda, geçici olarak Senato Başkanı bu görevi üstlenir.

348 senatör, altı yıllık bir görev için seçilir. Ancak Sanato'nun yarısı her üç yılda bir yenilenir. Ulusal Meclis vekillerinin tersine, Senato üyeleri halkoylaması ile değil, "Büyük Seçmenler" tarafından belirlenir. Bu anlamda senatörler "vekillerin vekili" oluyorlar, zira 577 vekil, 1870 bölge meclis üyesi, 4 bin il genel meclis üyesi ve 142 bin belediye meclis delegesi tarafından seçiliyor. Senatör olmanın yaşı 24'e düşürüldü.

Ülkesel seçimler

Fransa'da ülkesel seçimler, 2010'da "ülkesel kolektivite" reformu çerçevesinde kabul edilen yeni bir seçim yöntemi olarak dikkat çekiyor. Birincisi Mart 2014'te yapılacak olan bu seçimlerde hem ülkesel konseyleri (bölge parlamentoları) hem de ülkesel konsey üyeleri seçilecek. Bu yeni seçimler, daha önce yapılan bölgesel ve kanton şeklindeki iki seçim tipinin yerine geçiyor.  Seçilecek olan 3 bin meclis üyesi hem il meclisinde hem de bölge meclisinde yer alacaklar. Sandalyelerin yüzde 80'i tek turlu çoğunluğa dayalı seçim sistemine, yüzde 20'si de il listelerine göre orantılı seçim sistemine verilecek.

Belediye seçimleri

Fransa'da belediye seçimler her altı yılda bir yapılır. Ülkede 36 bini aşkın komün bulunuyor. Avrupa'nın diğer ülkeleri ile kıyaslandığında bu çok yüksek bir rakamı ifade ediyor. Örneğin İtalya'da sadece 8 binin üzerinde komün var. Seçim sistemi 3 bin 500'den az nüfuslu komünler ile 3 bin 500'ün üzerinde nüfusa sahip komünlerde aynı değil. Birincisinde belediye meclisleri iki turlu çoğunluk esasına dayalı seçimlerle yenilenirken, ikincisinde yani nüfusu 3 bin 500'ün üzerinde olan komünlerde orantılı seçim sistemi uygulanıyor. Sadece yüzde 10'un üzerinde oy elde eden listeler ikinci tura kalıyor. Yüzde 5'in üzerinde oy alan listeler ise birleşebilir. İkinci turda birinci gelen listeye "prim" verilirken, net bir şekilde yüzde 50'nin altında oy alsa bile otomatik olarak belediye meclislerindeki sandalyelerin çoğunluğuna sahip oluyor.

İSVİÇRE SİYASİ SİSTEMİ: DOĞRUDAN DEMOKRASİ

Avrupa'nın merkezindeki küçük bir ülke olan İsviçre, ne çoğunluğu ne de muhalefeti tanıyor. Her siyasi parti, tartışılan konuya göre pozisyon alıyor. Bir çok İsviçre vatandaşının tanımadığı Federal başkan, yılda bir değişiyor. Bu ülkede doğrudan demokrasi aygıtları siyasi yaşamda sürekli kendisini hissettiriyor. İsviçre oylamaya sunulan konularla zaman zaman kendisinden bahsettiriyor.

Kantonlar

Resmi adıyla İsviçre Konfederasyonu, 26 kantonun birliğinden oluşuyor.  Kantonlar geniş bir özerkliğe sahip ve hepsinin kendine has anayasaları var.  Anayasa'da yer alan yerellik prensibine göre federal (ulusal) düzeyde açıkça verilmeyen her yetki üstü kapalı biçimde bir kanton yetkisidir.  Siyasi ve seçim sistemi ile kamusal politikaların içeriği bir kantondan ötekine güçlü bir şekilde değişiklik arz edebilir.

Federal Konsey (Hükümet)

Federal Konsey, İsviçre'nin yürütme rolünü oynuyor. Birçok Avrupa ülkesindeki Bakanlar Kurulu ile eşleştirilebilir. Federal Konsey, Federal Meclis tarafından dört yıllığına bağımsız vekiller olarak seçilen yedi üyeden oluşuyor.  İsviçre'de ne çoğunluk ne de muhalefet yok. Konulara göre koalisyonlar yapılıyor ya da bozuluyor. Güvenoyu veya gensoru sözkonusu olamaz. Parlamento hükümeti feshedemez ve hükümet de parlamentoyu feshedemez. Yürütme erkinin başında bulunan Federal Hükümetin yedi üyesi bir kez seçildikten sonra, eğer kendileri istifa etmezlerse, gelecek dört yıl boyunca dokunulmaz oluyorlar. Bunlar kolektif bir devlet başkanı olarak hizmet görüyorlar.

Federal Konsey'in (hükümet) bileşeni üzerine yazılı hiç bir kural yok. Ancak 1959'dan bu yana uygulanan ve adına "sihirli formül" denilen eski bir gelenek var. Buna göre parlamentoda temsil edilen üç büyük partini her biri iki sandalye, dördüncü parti ise bir sandalye ile temsil ediliyor. Bu sihirli formüle her zaman sadık kalınmadı. Mevcut durumda beş siyasi parti Federal Konsey'de temsil görüyor. Bunlardan dördü en büyük partilerden oluşuyor.  Federal Meclis tarafından konfederasyonun yürütme organı olan Federal Konsey’in (hükümet) başkanı her yıl değiştiriliyor. Böylece hükümetin tüm üyeleri bir yıllığına başkanlık yapıyor. Federal Konsey’de uzun süre kalanlar, iki ve hatta üç kez konsey başkanı olabilirler.  Federal Konsey başkanı hem Devlet Başkanı hem de hükümet başkanı görevini görmekle birlikte, yetkileri çok sınırlıdır: Bakanlık görevini sürdürürken Federal Konsey oturumlar ile bazı temsiliyetli fonksiyonlara başkanlık ediyor.

Federal Meclis

Federal Meclis, Federal Parlamento’nun iki odası olan Ulusal Konsey ve Eyaletler Konseyi’nin toplantılarına verilen addır.  Her iki oda genelde ayrı toplanıyorlar, ama Federal Meclis’in temel bir siyasi fonksiyonu var: Federal Konsey’in (hükümet) üyelerini seçer ve bu üyeler arasında gelecek yılın başkanını belirler.

Ulusal Konsey

Ulusal Konsey, İsviçre Konfederasyonu parlamentosunun alt kanadıdır. Dört yıllığına orantılı seçim sistemi ile seçilen 200 üyeden oluşur.  İsviçre’nin 26 kantonu, aynı zamanda 26 seçim bölgesini oluşturur. Kantonlar nüfus oranına göre sandalyelere sahiptir. Bir sandalyenin düştüğü küçük kantonların yanısıra, en büyük kanton olan Zürih’e 34 sandalye ayrılmış. Ulusal Konsey’de sandalye alabilmek için herhangi bir “yeterlilik oyu” yok. Ancak farklı kantonların sahip olduğu sandalye sayısından kaynaklı olarak “doğal bir yeterli çoğunluk” sözkonusu.  Zürih kantonunda sandalye sahibi olabilmek için oyların yaklaşık yüzde 3’ünü elde etmek gerekirken, tek sandalyesi olan kantonlarda oyların çoğunluğunu alan sandalyenin sahibi oluyor.

Eyaletler Konseyi

Eyaletler Konseyi parlamentonun üst kanadıdır.  İsviçre, İtalya ile birlikte, Avrupalı devletlerarasında üst ve alt kanadın tamamen aynı yetkiye sahip olduğu iki ülke olarak dikkat çekiyor. Tüm yasa projelerinin her iki parlamento odasından geçmesi gerekiyor.

Eyaletler Konseyi dört yıllığına seçilen 46 üyeden oluşuyor. Kantonlar Eyaletler Konseyi’nde çoğunlukla ikişer sandalyeye sahipler, ama bazıları, tarihsel nedenlerden dolayı yarım kanton olarak değerlendirildiği için bir sandalye ile temsil ediliyor. Seçimler genellikle çoğunluğa dayalı iki turlu olarak yapılıyor, ancak bazı kantonlar orantılı sistemi uyguluyor. Neuchâtel ayrıca Eyaletler Konseyi’ndeki iki temsilcisi için yabancılara da oy hakkı verdi.

Doğrudan demokrasi aygıtları

İsviçre doğrudan demokrasi aygıtları nedeniyle sık sık kendisinden bahsettiriyor. Ulusal düzeyde, doğrudan demokrasi üç enstrüman ile öne çıkıyor.

1-Zorunlu referandum: Anayasaya ilişkin tüm düzenlemeler halk oylamasına sunulur ve hem çoğunluğun oyu hem de kantonların çoğunluğunun oyunu alması gerekiyor.

2-İsteğe bağlı referandum: Parlamento tarafından onaylanan tüm yasalar isteğe bağlı bir referandumun konusu olabilir. Referandum isteyenlerin 90 gün içinde 50 bin imza toplaması gerekiyor.  Eğer bunu başarırlarsa, yasa halkoylamasına sunulur. Yasanın yürürlüğe girmesi için çoğunluğun oyuna ihtiyaç duyuluyor.

3-Anayasal halk inisiyatifi:  İsviçrelilerin anayasal değişiklikler üzerinde de son bir söz hakkı var. Bunun için 18 ay içerisinde 100 bin imza toplanması gerekiyor.  Talep edilen düzenleme daha sonra halk oylamasına sunulur, eğer oy kullananların çoğunluğu ile kantonların çoğunluğunun oyunu alırsa yürürlüğe girer. İsviçre’nin BM’ye üyeliği veya minareleri yasaklaması da bu şekilde oldu.

Kantonlar da doğrudan demokrasinin en az bu üç aygıtına sahipler. Bazı kantonlarda mali referandum ya da yapıcı referandum gibi başka enstrümanlar da var.