‘Avrupa Kürtleri yüzüstü bırakıyor’

‘Avrupa Kürtleri yüzüstü bırakıyor’

Diyarbakır’da bulunan Hollandalı serbest gazeteci Frederike Geerdink, Kürt tutsakların açlık grevleri konusunda suskunluðunu sürdüren Avrupa’nın Kürt sorununu terörizm köşesinde görmeyi terk ederek, yeniden temelde bir insan hakları sorunu olarak gündemine alması gerektiðini yazdı.

Hollanda’nın VARA yayın kuruluşuna baðlı gündemdeki konularla ilgili görüşlere yer verilen Joop.nl adlı internet sayfası, Diyarbakır’da ikamet eden Hollandalı serbest gazeteci Frederike Geerdink’in açlık grevleri ve Avrupa’nın tutumuyla ilgili haber-yorumunu yayınladı.

Geerdink, “Avrupa Kürtleri yüzüstü bırakıyor” başlıðı ile yayınlanan haber-yorumunda, “Türk cezaevlerinde 700 Kürdün şu anda açlık grevinde olduklarını biliyormusunuz?” sorusunu sorarak şunları yazdı:

AKP 'KOZMETÝK TAAHHÜTLERDEN' ÖTEYE GÝTMEDÝ

“700 Kürt tutuklunun açlık grevini biliyor olma ihtimaliniz fazla büyük deðil. Çoðunluðu siyasi nedenlerden dolayı tutuklu bulunan erkek ve kadınlar, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın tekrar avukatlarını görebilmesini (devletin Temmuz 2001’den bu yana imkansız kıldıðı), ve eðitim ile mahkemelerde Kürtçe dilinin serbestçe kullanımını istiyorlar. Kürt hareketin 30 yıldır bu ve diðer demokratik haklar için mücadele veriyor ve mevcut AKP hükümeti de kozmetik taahhütlerden öteye gitmedi.

AÇLIK GREVÝ DIŞINDA BAŞKA BARIŞÇIL PROTESTO SEÇENEÐÝ VAR MI?

Daha fazla demokratikleşme sürecini, Kürt hareketinin yaptıðı her şeyi terörizm çerçevesine yerleştirilmesi gibi nedenlerden ötürü felç edici bir pençede tutuluyor.

Bu açlık grevi bunun tek örneði deðildir. Kürt gazeteciler, delil olarak izledikleri gösteri ve toplantılar ile yaptıkları röportajları yayınlamanın gösterildiði ‘terörizmle bað’ suçlamasıyla hapse atılıyorlar. Demokratik seçilmiş yöneticiler ispatlanmamış PKK ile bað suçlamasından cezaevlerinde bulunuyorlar.

Bu insanlardır şimdi açlık grevinde olanlar. Demokratik aktiviteleri onları cezaevine götürdü. Ve mahkeme önüne çıktıklarında, kendilerini Kürtçe savunmalarına izin verilmiyor. Türkiye’nin Kürtlere karşı uyguladıðı muameleler karşısında açlık grevi dışında başka barışçıl protesto seçeneði var mı?

TÜRKÝYE’YÝ EN KOLAY KAZANMA YOLU: PKK’YÝ TERÖRÝST OLARAK DAMGALAMAK!

Avrupa’da da PKK ‘terörist örgütler’ listesinde bulunuyor. 2002’den beri, New York’taki saldırılardan sonra AB ile ABD dünya çapındaki ‘terörizmle’ mücadelede Türkiye’ye ihtiyaç duyuyorlardı. Ve Türkiye’nin dostluðunu PKK’yi terörist örgüt olarak damgalamaktan daha kolay kazanma yolu bulamazsınız.

LEYLA ZANA BÝR DAHA SAKHAROV ÖDÜLÜ ALMAZ ÇÜNKÜ..

Böylece AB’nin Kürt sorununu, gerçek anlamda olduðu insan hakları sorunu olarak gördüðü yıllar sona erdi. AB ve de Hollanda, Kürtlere uzun zaman Avrupa’da örgütlenme olanaðı tanıdı. Den Haag’ta 1995 yılında Sürgünde Kürdistan Parlamentosu’nun kurulması ile ilk toplantısını yaptıðında Hollanda ile Türkiye arasında yaşanan kavgayı hatırlıyor musunuz? Başbakan Kok ile Dışişleri Bakanı Van Mierlo ödün vermedi: Hollanda’da örgütlenme ve toplantı hakkı vardır, hepsi bu kadar.

1995 yılında, Kürt insan hakları aktivisti ve politikacı Leyla Zana’ya Avrupa Sakharov ödülünü de hatırlıyor musunuz? Şimdi yine Türk parlamentosunda ve şimdi yine güya PKK propagandası yaptı diye yıllarca hapis cezasına mahkum edilmiş durumda. Ne dersiniz, tekrar ödülü alır mı? Hayır, tabii ki hayır. Hollanda ile AB Türkiye ile kavga istemiyorlar, dost tutmak istiyorlar ve böylece insan haklarının önemi sessizce arka plana itiliyor.

KÜRTLER NUÇE VE STERK TV ÝZLÝYOR

Türk devleti 2008 yılında yayına başlayan Kürtçe devlet televizyonu TRT6 ile göðüs germeye bayılıyor. Hiçbir Kürt izlemiyor; Çoðunlukla hiçbir sorun yok kültürünü gösteren devlet televizyonu olarak kalıyor. Kürtler Avrupa’dan yayın yapan Kürt kanallarına bakıyorlar. Örneðin NuçeTV ve SterkTV, ve öncesi RojTV. Danimarka lisanslı, Belçika’dan yapılan yayınlar. RojTV uydudan atıldı, NuçeTV geçici yayın yasaðı aldı. Hepsi Avrupalı yargıç ve savcılar eliyle.

ÝNSAN HAKLARINI MÜTTEFÝKLÝÐE FEDA EDÝYORLAR

Türkiye’nin Kürt bölgesinde gezdiðimde –ki bunu sıkça yapıyorum- insanlar birçok kez bana Avrupa’nın nasıl oluyor da Kürtler için hiçbir şey yapmadıðını soruyorlar. Avrupa kendi sefaleti ile meşgul, cevabını veririm. Yani ekonomik sefalet. AB ile ABD, Türkiye’nin parçası olduðu çalkantılı bölgede Türkiye’ye müttefik olarak ihtiyaç duyuyorlar. Gerçek anlamda Kürtlere, böylelikle insan hakları için bir şey yapmak, bunu bozabilirmiş. Başka bir deðişle; Avrupa’nın evrensel insan haklarına saygınlıkta kendinden bahsettirdiði zamanlar geride kaldı. Avrupa Kürtleri yüzüstü bırakıyor.

KÜRT SORUNU TERÖRÝZM SORUNU DEÐÝLDÝR

AB yakın zamanda Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü. Organizasyon (AB), temel deðerlere geri dönerek insan haklarını yeniden gündemin üst sıralarına taşımakla iyi yapar. Kürt sorunu hala, 1990’lı yıllarda olduðu gibi, temelde bir insan hakları sorunudur, terörizm sorunu deðildir, ve böyle ele alınmayı hak ediyor.”