Babatlardan gerilla saflarına
Babatlardan gerilla saflarına
Babatlardan gerilla saflarına
Babat aşiretinden HPG saflarına katılan gerilla Baran Medya, kimi Babat aşiret üyelerinin “devletin tetikçisi” olarak faaliyet yürüttüğünü söyledi.
Türk devleti uzun süreden beri Kürt halkını parçalamak ve Kürtlerde ulusal birliği engellemek için kimi aşiretleri işbirlikçi yapmaya çalışıyor. Türk devletinin bu politikasına karşı gelişen Kürt özgürlük hareketi devletin bu politikasını boşa çıkarıyor. Yaşanan bu duruma örnek olarak Babat aşiretinin uzun yıllardır koruculuk yapmalarına karşı aşiret gençlerinin gerilla saflarına katılmaları gösterilebilir. Kendi kültürü ve ulusal değerleriyle yaşamak isteyen gençler tercihlerini büyükleri gibi devletin koruculuğundan değil de gerilla saflarına katılmaktan yana kılıyorlar. Koruculuk sistemi ve Türk devletinin özel savaş politikalarını kabul etmeyen gençlerden birisi de gerilla Baran Medya (Mehmet Ali Babat)’tır.
Babat aşiretinden gerilla saflarına katılan Baran Medya, ajansımıza verdiği röportajda devletin Babatlar üzerinde geliştirmek istediği politikalarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Devletin Kürt halkını koruculuk sistemiyle Kürtlüğünden çıkardığını dile getiren Medya, “Kürt özgürlük hareketinin etkisini kırmak amacıyla koruculuk sistemini geliştirmekte ve yaymaktadır” diye ifade etti.
Bazı Babat aşireti mensuplarının aşiretin diğer üyelerinin iradesini kırmaya çalıştığını belirten gerilla Medya, Babat aşiretinin bazı üyelerinin devletin tetikçisi olarak hareket ettiğini belirtti. Medya devamla “Ağalık sistemiyle halkın üzerinde etkisini oluşturan bir aşirettir. Devlet de bunun farkına vararak Şırnak’ın Şenoba beldesinin Segerek köyünde bu aşiret üzerinden koruculuk sistemini geliştirip bu şekilde halkı kendine bağlamaya çalışmaktaydılar” şeklinde vurguladı.
Medya, devletin Babat aşiretinin ağası olan Hazım Babat şahsında aşiret üyelerini kontra-gerilla yapmaya çalıştığını ifade etti. Medya “Devlet aşiret sisteminin insanlar üzerindeki etkisini kullandı” dedi.
‘YURTSEVERLİK YAPANLAR ÖLDÜRÜLÜYORDU’
Baran Medya, Babat aşiretinin yaklaşık 24 sene koruculuk yaptığını ifade etti. “Babama neden savaştıklarını sorduğumda bana geçici cevaplar veriyordu. Kan davasından bahsediyordu” diye sözlerini sürdürdü. Orada yurtseverlik yapmanın zor olduğunu ifade eden Medya konuşmasına şöyle devam etti: “Çatışmaların yoğunlaştığı dönemlerde bölgemizde sürekli operasyonlar oluyordu. Köyümüze hem gerillaların hem de korucuların cenazeleri geliyordu. Orada bunun için yurtseverlik yapmak kolay değildi. Yurtseverler ya öldürülüyordu ya da farklı baskılarına maruz kalıyorlardı.”
‘BENİ DE KORUCULAŞTIRMAK İSTEDİLER’
Babası ve amcasının baskı kurarak kendisini koruculaştırmaya çalıştığını da söyleyen Medya “Ayrıca Babat aşiretinden olan belediye başkanı Sabri Babat gençleri yurtseverlik bilincinde etkilediğimizi söyleyerek bana ve oradaki yurtseverlere baskı kurmaya çalışıyordu” dedi.
‘ŞENOBA TÜMENİ HALKA BASKI YAPIYORDU’
Şenoba Tümeni’nin korucuları örgütleyerek yurtseverler üzerinde baskı yaptığını söyleyen Medya “Köyümüzdeki yurtsever insanlar sürekli olarak askerler tarafından keyfi olarak gözaltına alınıyorlardı. Günlerce gözaltında tutarak onları dövüyorlardı ve hayvanlarını da öldürerek telef ediyorlardı. Bunu her zaman her fırsatta yapıyorlardı” dedi. Bunun yanında ayrıca halkı aç bırakarak koruculuğa zorlandığını ifade eden Medya, şöyle dedi: “Hem ağalık sistemi hem de devlet sistemi tarafından baskı vardı. Halk yazın yaylaya çıkardı. Ama korucuların ve askerlerin baskısı yüzünden onlar da yaylaya çıkamıyorlar.”
‘GERİLLAYA KATILIM OTORİTELERİ SARSIYOR’
Tümenin geliştirdiği kontralar tarafından birçok cinayetlerin işlendiğini söyleyen Medya “PKK saflarına katılım olunca hem ağanın hem de karakolun otoritesi sarsılıyordu. Onlar da katılımın önünü almak için bazı cinayetler işlediler. Özellikle 2006 yılında Osman Babat’ın karısı ve çocukları kontralar tarafından öldürülerek PKK gerillalarının üzerine atmaya çalıştılar” dedi.
Askerlerin koruculara da baskı uyguladığını vurgulayan Medya, şöyle konuştu: “Bizimkiler korucu olmasına rağmen askerler hakaret ediyorlardı. Bazen aramalar yapıyorlardı, o aramalar sırasında köpeklerle eve giriyorlardı. ‘Siz busunuz ve istediğimizi yapabiliriz’ diyorlardı. Babam 24 senelik koruyucuydu ama devlet karşısında sesini çıkaramıyordu. Babamın tepkisine bakıyordum, normalde kavga edecek bir adamdı ama devlet karşısında boynu kıldan inceydi, hiçbir şey diyemiyordu. Bir köle gibi etkisiz bırakılmışlardı” dedi.
‘SESSİZ KALAMAZDIM’
Medya gerillaya katılım gerekçesini de şöyle ifade ediyor: “Hem gördüğüm acılar hem de devletin son yıllarda Kürt halkına yönelik yoğunlaştırdığı saldırılara karşı sessiz kalamazdım. Son olarak Roboski katliamı yaşanınca artık bu sistemde kalamazdım. Gördüğüm ve yaşadığım bu acıları kabul edemez hale geldim ve gerillaya katıldım. Gerillayı sadece savaşla uğraşan insanlar olarak biliyordum ama buradaki insanlar düşünceye ve bilgiye çok önem veren insanlardır. Gerilla safları insanın kendi kültürüyle yaşadığı yerdir.”