Baluken: Adli Tıp Kurumu, ölüm karar merci olarak görev yapıyor
Baluken: Adli Tıp Kurumu, ölüm karar merci olarak görev yapıyor
Baluken: Adli Tıp Kurumu, ölüm karar merci olarak görev yapıyor
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, uzun tutukluluk durumunun yol açtığı en büyük hak ihlaline hasta tutsakların maruz kaldığını belirtti. Hasta mahkumların tahliye edilmesi için yetkili kurum ve bu tahliyelerin önündeki esas engelin Adli Tıp Kurumu olduğunu belirten Baluken, “Adli Tıp Kurumu; 12 Eylül rejiminin etkisinde yapılmış düzenlemelerin ruhunu yansıtmaktadır. Mevcut uygulamalarına bakıldığında söz konusu kurum, bir sağlık karar mercii değil, bir ölüm karar mercii olarak görev yapmaktadır” dedi.
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken hasta tutsakların durumuna ilişkin, Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Baluken, Türkiye’de toplum vicdanında onarılmaz yaralar bırakan konuların başında hasta mahkumların durumu geldiğini belirtti. Mevcut uygulama ile hasta mahkumların fiili ölüm cezasına çarptırıldığını vurgulayan Baluken, “Hukukun ölüm ifade ettiği bu konuda, adalete olan güven aşınmakta ve buharlaşmaktadır.
Uzun tutukluluk halleri insan hak ve hürriyetleri önündeki engellerden birisi olarak da ülke gündeminde yer alan tartışma alanlarından birisidir. Zira bir koruma tedbiri olan tutukluluk halinde aslolan ‘geçici olması’ halidir. Uluslararası mevzuatta da tutukluluk halinin gereksiz olduğu noktada sona erdirilmesi esastır” dedi.
Uzun tutukluluk durumunun yol açtığı en büyük hak ihlaline ise hasta tutsakların maruz kaldığını kaydeden Baluken şunları belirtti: “Yıllardır giderek sayıları artan hasta tutuklular için hiçbir düzenleme sorunu halletmediği gibi uygulamada da sorunlar hiçbir biçimde aşılmış değildir. Oysa tutukluluk hali bir ceza değil bir önlemdir. Tutukluluk hali hukuk normunda bir önlem olmasına rağmen Türkiye’deki uygulama ile beraber hasta mahkûmlar nezdinde ölüm cezasına dönüşmekte, Türkiye’de hukuksuzluk hukuk yaratmaktadır.
Fiili ölüm cezası ve hukuksuzluğun hukukunu hasta mahkûmlara, ailelerine ve topluma dayatan Ceza Muhakemesi Kanunu’nda bu sıkıntıları çözecek bir düzenleme yapılması elzem olmuştur. Çünkü hasta mahkûmları her an kaybedebileceğimiz kritik bir eşikte bulunmaktayız.
‘ADLİ TIP KURUMU BİR ÖLÜM KARAR MERCİİ OLARAK GÖREV YAPIYOR’
Hasta mahkumların tahliye edilmesi için yetkili kurum ve bu tahliyelerin önündeki esas engel Adli Tıp Kurumu’dur. Adli Tıp Kurumu; 12 Eylül rejiminin etkisinde yapılmış düzenlemelerin ruhunu yansıtmaktadır. Mevcut uygulamalarına bakıldığında söz konusu kurum, bir sağlık karar mercii değil, bir ölüm karar mercii olarak görev yapmaktadır. Adli Tıp Kurumu’nun bilimsellikten uzak ve taraflı kararları hasta tutukluların maruz kaldığı durumun en başat nedenlerindendir.”
“12 Eylül ruhunu taşıyan Adli Tıp Kurumu’nu bilirkişi ilan etmek başlı başına ölümlere davetiye çıkarmaktır” diye devam eden Baluken sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilindiği üzere bilirkişilik, hizmetin niteliği gereği herhangi bir konuda verilecek objektif, teknik ve bilimsel görüştür. Bilirkişiliğin esası bilimsel görüşün özgürce sunulabilmesidir. Dolayısıyla bilirkişilik görevini ifa edecek üniversite hastaneleri, eğitim ve araştırma hastaneleri, tam teşekküllü hastanelere yetki dağılımı zaman geçirmeksizin yapılmalıdır. Bu bakımdan, hasta tutuklu ve hükümlülerin durumlarının ciddiyetle incelenebilmesi için sağlık konusunda devlet eliyle yaratılan bu tekelleşmenin ortadan kaldırılması gerekmektedir.”
Mevcut düzenlemede verilen sağlık raporlarına karşı itiraz yolunun tanınmadığını, kişinin durumunun daha da ağırlaşması üzerine aynı süreçleri yeniden tekrarlamasını beklemenin hukukla bağdaşmadığını da kaydeden Baluken, “Bir üst mercii olmaksızın yapılan bu işlem hasta mahkûmların ölümle yüz yüze bırakılması açısından 12 Eylül ruhunun zuhur etmesidir.
Tüm bunlardan hareketle, demokratik çözüm sürecinin de bir parametresi olarak hasta mahkumların bir an önce serbest bırakılması için başta AKP olmak üzere tüm siyasi partiler, insan hakları kuruluşları ve Türkiye halklarına duyarlılık çağrısı yapıyor, BDP olarak bu sorununun çözümüne ilişkin her türlü çalışmada yer alacağımızı kamuoyuna deklare ediyoruz” dedi.