Baluken: AKP bütçe görüşmelerinde halkı sürecin dışına attı

Baluken: AKP bütçe görüşmelerinde halkı sürecin dışına attı

AKP hükümeti tarafından hazırlanan 2013 bütçesinin görüşmeleri Meclis’te devam ederken BDP Grup Başkanvekili Ýdris Baluken, hükümetin uyguladıðı ekonomik politikaların toplumsal karşılıðının olmadıðını söyledi. Baluken, “Sayıştay raporları Meclis’e getirilmedi. Bununla AKP bütçe görüşmelerinde halkı sürecin dışına attı” dedi.

AKP hükümeti tarafından hazırlanan 11. bütçe olan 2013 bütçesinin Meclis’te görüşülmesine devam ediyor. Bütçe görüşmesinin ilk gününde liderlerin yaptıðı konuşmaların ardından sonraki günlerde ise kamu kurumlarının bütçeleri ele alındı. Şimdiye kadar Meclis Genel Kurulu'nda, Cumhurbaşkanlıðı, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Sayıştay, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Başkanlıðı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Başbakanlık, Milli Ýstihbarat Teşkilatı Müsteşarlıðı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliði bütçeleri kabul edildi. Görüşmelerde kimi zaman sert tartışmalar yaşanırken, Sayıştay raporlarına yönelik itirazlarda ise AKP hükümetinin tutumu devam ediyor. BDP Grup Başkanvekili Ýdris Baluken, AKP hükümeti tarafından hazırlanan bütçeyi ve hükümetin tutumunu ANF’ye deðerlendirdi.

AKP OY ÇOKLUÐU ÝLE HUKUKSUZLUK YAPMIŞTIR

Baluken, Sayıştay’ın bütçe görüşmelerinden önce 130’a yakın raporu Meclis’e bildirmesi gerektiðini vurgulayarak, “Sayıştay raporların gelmemesi halkın denetim ile ilgili süreçleri önünde AKP’nin kaygısı olduðunu ortaya koyuyor. Ýçtüzüðe bakarsanız hem bundan dolayı hem de Orta Vadeli Program’ın Eylül ayında yayınlanması gerekirken Ekim ayında yayınlanmasından dolayı içtüzük sorunu doðdu. Bundan dolayı bu görüşmelerin başlamaması gerekiyordu. Çünkü bütçenin şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkelerine aykırı oluşturulması söz konusudur. Yine halktan saklanması itibariyle katılımcılık ilkesinin olmadıðı bir bütçe ile karşı karşıyayız. Bu son derece vahim bir durumdur. Bütçe 1 yıllık vergilerin önümüzdeki yıl nasıl kullanılacaðının planlanmasıdır. Kesin hesap kanunun ise kullanılan vergilerin hesabının verilmesidir. AKP halkı bütçe görüşmesinde sürecin dışına atmıştır. Normalde bütün süreçleri halka duyurmanız gerekiyor. Halkın sosyal, toplumsal ve ekonomik ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmadıðını halk belirler. AKP gene oy çokluðu ile hukuksuzluk yapmıştır” dedi.

BÜTÇE SAVAŞ KONSEPTÝNE GÖRE DÜZENLENDÝ

Bütçenin içeriðine bakıldıðı zaman, yoksulluðunu, işsizliðin ve açlıðın kol gezdiði Türkiye’de birçok alanda toplumsal sıkıntılar varken bütçenin bunları giderme noktasında yetersiz kaldıðının görüldüðüne işaret eden Baluken, bütçede savaş konseptine ilişkin bir planlamanın yaratıldıðını söyledi. Bütçeye bakıldıðı zaman hazine ve maliyeden sonra en fazla bütçenin emniyet, jandarma, MÝT ve Genelkurmay’a gittiðinin görüldüðünü vurgulayan Baluken, “Bu tabi kaygı vericidir. Önümüzdeki dönemde içerde yürütülen savaş konsepti ile Suriye ve Ortadoðu’da AKP tarafından yürütülen bölgesel savaşta planlamanın yapıldıðı kaygısını barındırıyor” dedi.

BÜTÇEDE ANADÝLDE EÐÝTÝME ÝLÝŞKÝN PLANLAMA YOK

Baluken, eðitim alanında ayrılan bütçenin yüzde 80’inin personel giderlerine, kalan yüzde 20’lik bölümün ise sadece yüzde 9’luk kısmının yatırıma ayrıldıðının görüldüðünü söyledi. Bütçede, anadilde eðitime ilişkin bir planlamanın ve payın ayrılmadıðına işaret eden Baluken, saðlık alanında da durumun farklı olmadıðını ortaya koydu. Baluken, eðitim ve saðlık alanında bütçenin yetersiz olmasının anlamının ise önümüzdeki yıl içinde faturanın emekçilere çıkarılacaðı olacaðını söyledi. “Bütçede yolsuzluk, işsizlik ve açlıkla ilgili hükümetin hiçbir kalemini göremiyoruz” diyen Baluken, hükümetin yoksul yurttaşları sadece seçim döneminde hatırladıðını bunu da sömürü için kullandıðını belirtti. Baluken, bütçenin sadece yüzde 1’inin yoksullukla mücadele için ayrıldıðını söyledi.

SURÝYE’DEN SONRA ÖRTÜLÜ ÖDENEK HARCAMALARI ARTTI

Baluken, “Bakanlık bütçelerine bakınca da ülkesinin temel çözüm bekleyen sorunlarına yönelik politik bir planlamadan çok güvenlik eksenli politikaları görüyoruz. Başbakanlık bütçesinde örtülü ödenek ile ilgili kalemi arttırmışlar. Bu Suriye ve içerideki savaş konseptiyle ilgilidir. Örtülü ödeme harcamaları son 3 ayda diðer yılların tamamını geride bırakan bir artış saðladı. Buradan neresi finanse ediliyor muammadır. Ama yürütülen savaşın en yoðun olduðu bir dönemde bunun olması manidardır. Suriye’de Kürtlerin kazanımlarına yönelik çetelerin finanse edildiði bir döneme denk gelmesi de bize net bir bilgi de veriyor. Tabi bunun denetlenemez olması da bu konuda savaşı finanse etme açısından Başbakan’a bir serbestlik alanı tanıyor. Bütçenin genel olarak halkların yararına olmadıðı ortadadır. AKP’nin savaştan yana tercihinin ortada olduðunu gösteriyor” dedi.

BAŞBAKAN’IN ÇÝZDÝÐÝ TABLO SAHTE

Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoðan’ın bütçe konuşmasını da eleştiren Baluken, AKP hükümetinin en iyi yaptıðı işin algı yanılsaması yaratarak bunu halka pazarlamak olduðunu söyledi. Baluken, 10 yıldır Kürt sorunun ve Alevi sorununu çözmeyen, demokratikleşme adımları atmayan, sosyal sorunları çözmeyen bir hükümetin yüzde 50 oy almasının altındaki nedenin de bu olduðunu belirterek, “Başbakan bütçe konuşmasında da pazarlamacı yönünü öne çıkardı. Ekonominin sürekli büyüdüðünü ve 18 büyük ekonomi arasında olduðunu söylüyor. Ancak bu tablonun sahte olduðunu çok rahat söyleyebiliriz. Eðer istihdam varsa ekonomik büyüme anlamlıdır. Eðer üretim ve yatırımla ilgili iyileştirme varsa anlamlıdır. Bunlara bile bakınca ülkedeki büyüme oranlarının bunlara yansımadıðını görüyoruz. Yani işsizlik Türkiye açısından her geçen gün daha da büyüyen bir şeydir. Hükümetin sahte verilerini üreten TÜÝK’e bakınca bile bu bulunabiliyor” diye konuştu.

HALK YOKSULLAŞIRKEN MÝLYARDER SAYISI ARTIYOR

“Asgari ücretle çalışan veya taşeron işçilerin çalışma saatlerine bakınca bile bu kitlenin işsizlikten veya yoksulluktan kurtulmayan bir kitle olduðunu görüyoruz” ifadesini kullanana Baluken, AKP hükümetinin bunları istihdam rakamlarına yansıttıðını sonra da övündüðünü belirtti. Baluken, adaletsizliðin gelir daðılımına bakıldıðı zaman gün yüzüne çıktıðını söyleyerek, AKP hükümeti döneminde emekçinin, çiftçinin ve yurttaşların durumu kötüleşirken, milyarder sayısının ise 7’den 37’ye çıktıðını hatırlattı. AKP hükümetinin yabancı sermayeye ve sıcak paraya baðımlı halde yaşadıðını bunun dış politikada verilen kararlarda da etkili olduðunu vurgulayan Baluken şunları kaydetti: “Hükümetin uyguladıðı ekonomik politikanın toplumsal karşılıðı yoktur. Kişi başına düşen milli gelire bakınca 10 bin dolar söyleniyor. Ama Türkiye’de 10 bin doları olan vatandaş sayısı yoktur. Cari açık her geçen gün büyüyor. Pembe tablo çizen hükümet cari açıkla ilgili beceriksizliðini ise itiraf ediyor. Arap sermayesi ile yürütülmeye çalışılan bir ekonomi var. Dışa baðımlılık ekonomide ve diðer konularda da baðımsız olmamayı getiriyor. Çünkü sıcak para çıkarsa çok kötü bir tablo ortaya çıkacak. Dolayısıyla savaşla ilgili toplumsal muhalefete raðmen ısrarını da bu ekonomik baðımlılıktan dolayıdır.”