Baluken: Van’da yargı soykırım operasyonunun ilk ayağını atıyor

Baluken: Van’da yargı soykırım operasyonunun ilk ayağını atıyor

 “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun" Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onanmasının ardından Van’da savcı tarafından 10 derneğin kapatılması için iddianame hazırlandı. İddianameye sert tepki gösteren BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, “Şimdi bakınca uygulama tam anlamıyla yasaya sırtını dayayan yargının yeni bir anti demokratik soykırım operasyonu başlatmasının ilk adımıdır” dedi. Baluken, ayrıca başta Van halkı olmak üzere Kürt halkının kurumlarını sahiplenmesini istedi.

Kürt işadamlarına yönelik hazırlanan ve BDP’nin “Varlık vergisi” ile “soykırım yasası” olarak tanımladığı ve Kürt işadamları ile Kürt kurumlarını hedef alan “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun" Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onanmasının ardından Van Cumhuriyet Savcısı Canip Cihangir, aralarında kadın dernekleri ve Kürtçenin gelişmesi için kurulan derneklerin de bulunduğu 10 derneğin PKK ile bağlantılı faaliyetlerde bulundukları gerekçesiyle kapatılması talebiyle iddianame hazırladı. bulundu. Savcılığın iddianamesinde derneklerin kapatılması istenirken, iddianame Van Asliye Hukuk Mahkemesi’nce de kabul edildi. İddianamede yer alan kurumların isimleri ise şöyle:”Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEYA-DER), Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Demokratik Hukuk ve Yardımlaşma Derneği (TUYAD-DER), Van Göç Sorunlarını Bilimsel Araştırma ve Kültür Derneği (Van GÖÇ-DER), Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğrenci Derneği (YÖDER), Van Kadın Derneği (VAKAD), Van Hacıbekir Mahallesi Özgür Yurttaş Derneği, Seyit Fehim Arvasi Mahallesi Özgür Toplum Derneği, Yeni Mahalle Özgür Halk Derneği, Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Derneği (KURDİ-DER) Van Şubesi, Akköprü Mahallesi Demokratik Halk Derneği”

'KAYGILARIMIZIN HAKLI OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI'

Savcının girişimine sert tepki gösteren BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, yasanın genel kurul görüşmelerinde kaygılarını dile getirdiklerini hatırlatarak, “Bu hali ile yargının ve kolluk kuvvetlerinin böylesi bir yasa ile antidemokratik yönelimlere girebileceğini söylemiştik. Bunun uluslararası çerçeveye uygun olmayan TMK ile güncellenmesinin ciddi tahribatlar yaratacağını söylemiştik. Bu iddianame muhtemelen bahsettiğimiz kaygıdan dolayı hazırlandı. Özellikle müzakere ve diyalogla ilgili tartışmaların olduğu böylesi bir gündemde bunun devreye girmesi kaygılarımızın ne kadar haklı olduğunu ortaya koyuyor. Süreçle ilgili mevcut kaygıları arttıran güvensizlik ortamını derinleştiren bir boyut taşıyor” dedi.

HANİ İÇ HUKUKTA UYGULANMAYACAKTI?

Baluken, Meclis Genel Kurulu’nda yaptıkları eleştirilerin ardından hükümetin uluslararası ortamda bulunan devletlerin talep etmesi durumunda yasanın uygulanacağını iç hukukta uygulamanın olmayacağını söylediğini hatırlatarak, “Bu meclis tutanaklarında da tespitlidir. Şimdi bakınca uygulama tam anlamıyla yasaya sırtını dayayan yargının yeni anti demokratik soykırım operasyonu başlatmasının ilk adımıdır” diye konuştu. Baluken, yargının bürokratik vesayetini ortadan kaldırmaya yönelik hükümetin de ciddi bir düzenleme yapmadığını belirtti. Baluken, ayrıca bu girişime karşı hükümetin takınacağı tutumun da çok önemli olduğunu kaydetti. 

‘HALKIMIZ TEPKİSİNİ ORTAYA KOYMALIDIR’

Türkiye’deki yargı uygulamaların uluslararası referanslara dayanmadığını bunun da toplumdaki barış ortamını sürekli tehdit edeceğini söyleyerek, “Biz önümüzdeki dönemde müzakere sürecine gidecek yolda en önemli düzenlemelerin de bu yolda yapılması gerektiğine inanıyoruz. Bu ülkedeki yargı vesayeti, bürokratik sistem STK’lara bu şekilde saldırıda başarılı çıkarsa, hükümet tavırsız kalırsa korkarım ki bu ülke demokrasisi açısından felaket olacaktır. Bu konuda halka kendi kurumlarını sahiplenme ve bu tarz faşist saldırılara karşı önemli görev düşüyor. Bu kurumlar halkımızın değer yaratarak ortaya çıkardığı kurumlardır. Bu güne kadar da yaşanan süreçlerde önemli çalışmalar ortaya çıkarmış kurumlardır. Başta Van halkı olmak üzere tüm Kürt halkına ve Türkiye’deki halklara önemli görev düşüyor. Biz BDP olarak halkımızın ortaya koyacağı tepkinin yanında olacağız” dedi.