“Barış ve Demokrasi Konferansı” Stockholm’de tartışıldı

“Barış ve Demokrasi Konferansı” Stockholm’de tartışıldı

Geçtiğimiz hafta sonu Belçika’nın başkenti Brüksel’de yapılan “Barış ve Demokrasi Konferansı”na İsveç’ten katılan Türk kadınları izlenimlerini aktarmak ve konferans hakkında bilgi vermek amacıyla Stockholm’de bir etkinlik düzenledi.

Haftasonu, Türklere yönelik olarak piknik biçiminde düzenlenen etknlikte bir araya gelen 25 kişi, konferanslarda alınan kararları, Gezi Parkı’nda başlayan ve Türkiye’nin diğer illerine yayılan eylemlilikleri tartıştı, hep birlikte şarkı ve türküler söyledi. 

Katılımcılar, Taksim ve Lice’deki devlet şiddetini protesto etmek amacıyla Stockholm’de yapılan gösterileri ve çalışmaları da değerlendirip, bu tür eylemliklerin sürdürülmesinin önemine değindiler.

Brüksel’deki konferansa katılan Füsun Biber, Gezi Parki sırasındaki eylemlikler ile Brüksel’de yapılan Barış ve Demokrasi Konferası arasındaki benzerliklere dikkat çekti. Her iki etkinliğinde değişik ulus, çevre, parti ve grupları bir araya getiren bir işlev gördüğünü, bu anlamda da çok büyük olumluluklar taşıdığı değerlendirmesinde bulundu.

Biber, Brüksel’de yapılan Konferansta daha önce hiç duymadığı ve ilişkisinin olmadığı, dini çevrelerle, Ezidilerle, Süryanilerin değişik kesimleriyle karşılaştığını söyledi.

“Kendi ülkemdeki bir kısmı yok edilmiş kalanları Anadolu ve Mezopotamya topraklarından sürülen ve hala topraklarına dönmeyi hayal eden insanlarla tanıştım” diyen Biber, ailelerinde hiç erkek kalmamış kadınlarla, üç oğlunu, bir kızını yitirmiş Kürt anneleriyle karşılaştığını belirttikten sonra şunları söyledi:

“Benim Türk olduğumu duyunca benden kendilerini Türk anneleriyle getirmemi istediler. Gözyaşının rengi yok. Biz eve gittiğimizde aynı acı ile ağlıyoruz. Bunun için de savaşın bitmesi için mücadele etmeliyiz dediler.”

Konferansta, Türk, Kürt, Süryani ve Alevilerin Türkiye’deki sorunlarının kaynağının devlet olduğu ve halkları ve inançları karşı karşıya getirmek istediğinin bilincinde olduğunu, aynı dilden konuştuklarını söyleyen Biber, Türkiye’nin büyük bir uyanış yaşadığını söyledi.

Konferansın kendisini çok heyecanlandırdığını da şu cümlelerle dile getirdi. “Birileri 2013 yılı için bir uyanış, bir aydınlanma yılı olacak diyordu. Ben hiç bir şekilde bu kadar heyacanlanabileceğimi düşünmüyordum. Giderek azalan bir ivme ile süreç içinde apolitikleştik. Bastırıldık, susturulduk. Şimdi çok farklı bir şey var.”

Bir hafta da İstanbul’da Gezi Parkı eylemleri içinde yer aldığını söyleyen Biber, değişik çevrelerin çok farklı düşünmelerine rağmen meydanlarda demokrasi ve özgürlük için bir araya gelmelerini çok önemli bir gelişme olarak değerlendirdi.

Burcu ve Kudret Ada çiftinin söylediği özgürlük şarkılarına hep birlikte eşlik eden katılımcılar, bu tür toplantıların önümüzdeki aylarda da yapılması üzerinde görüş birliğine vardılar.