AKP savaş bakanı Süleyman Soylu 2017 yıllı başından beri defalarca “bitti, bitireceğiz, temizleyeceğiz” derken en son açıklamasında “Bu kış hiç yerimizde durmayacağız. Tamamen operasyonlarla geçecek” dedi. Hatırlanırsa 2016 sonbaharında da Soylu, benzer bir açıklama yapmış, "Mart’a kadar kimse PKK’nin adını ağzına almayacak" daha sonra "Nisan’dan sonra başlarına geleceklerin ne olacağını tahmin edemeyecekleri kadar büyük bir yok oluşla karşı karşıya kalacaklar" demişti. Aynı Süleyman Soylu, 20 Kasım’a kadar bizi izleyin demişti, 30 yıllı aşkın bir süredir sürekli aynı nakarat tekrarlanıp duruyor. Peki bu nakaratın nedeni nedir?
Bilindiği gibi Süleyman Soylu, Erdoğan’ın savaş kararı almasının ardından başa getirilen ve bu savaşı yürütmekle görevlendirilen bir isim. Doğrudan savaşı yürütmekten sorumlu. Belki NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip bir devletin ordu ya da polisi ne yapıyor? Denilbilir, tam da Soylu bu nokta da devreye giriyor.
Türkiye’de eski güçlü ordu ya da polis kalmadı, PKK karşısında savaşta yenilen askerler ve polisler FETÖ üyesi adı altında ya da bir içimde cezalandırıldı. Onların güçlü algısı yerle bir olmuş durumda. Yani birilerinin özel olarak psikolojik savaşı yürütmesi gerekiyor ki, böyle büyük bir ihtiyaç var. Neredeyse dağılmış bir devlet var ve ayakta olduğu görüntüsü vermeye çalışıyorlar. İşte tam da psikolojik savaşı yürütebilecek sürekli asker, polis ve taraftarını moralize edebilecek bir aktör olarak Süleyman Soylu olarak görevlendirildi. Hem devletin askeri gücünün hala olduğu mesajı verecek hem de kamuoyunda oluşan ‘devletimiz zayıfladı’ algısını değiştirecek, yalan haber ve yanlış rakamlarla psikolojik savaş desteklenecek.
Dikkat edilirse 2017 yıllının başından beri sürekli verdiği tarihlerle devletin halen güçlü olduğu ve halkın devlete karşı olan güvenini yitirmemesini sağlamaya çalıştı. Sürekli bir beklenti oluşturarak toplumu bu beklenti üzerinden yürütmek istedikleri gibi aynı zamanda kontrol sağlanmaya çalışıldı. Bu algıyı sürekli güçlü tutabilmek için 2017 yıllında bizzat Soylu tarafından sosyal medya ekipleri kurularak PKK’ye karşı verilen savaşı daha fazla sosyal medya üzerinden işlenirdi, özelikle bir biçimde yaralı olarak ya da yaşamını yitirmiş bir şekilde ele geçen HPG-YJA STAR gerillalarını teşhir edilmesi, devletin halen güçlü olduğu ve bunun üzerinden milliyetçi ve yandaşlarına umut vererek, yürütülen bu savaşta başarılı olduklarına ikna etmekte, Bitlis’te gerillalara ait 269 dokuz mezarın açılıp korsan bir şekilde cenazelerin kaçırılması hiçbir hukuk ve ahlakta yeri olmadığı gibi dünyada da eşi benzeri görülmemişti, bu ahlaksızlığı bile kendi başarı hanesine yazdırmak istedi.
Fakat kendi yandaşlarında bu algıyı oluştururken Kürt kamuoyu tarafından ise AKP’nin acizliği ve yürüttüğü savaşın başarısızlığı olarak algılandı. Kendi ölülerinden bile korkan bir devletin “bitirdim” sloganlarından ziyade aslında devletin bitişinin ilanı olduğunu görmekteler.
Aynı şekilde yıl içerisinde yapılan birçok açıklama ile askerlerin ya trafik kazası geçirerek yaralandığı, kayalıklardan düştüğü, kaza ile el bombasının patlaması ya da askerin paniğe kapılarak açtığı ateş sonucunda ya askerler yaralanmış ya da hayatını kaybetmiştir. Fakat daha sonra Gerilla TV’nin yayınlamış olduğu görüntülerde gördük ki, basına servis edilen kaza haberleri aslında gerilla ile yürütülen savaşta hayatını kaybeden askerlerin bir gizleme biçimi olduğunu anladık.
AKP ve MHP savaş hükümetinin temsilcisi Süleyman Soylu tarihlerle rakamlarla PKK’yi bitirdiğini ilan edip, haklı olarak kendisine verilen görevi laikiyle yerine getirmeye çalıştığını ve Türk ordusu Soylu’yu desteklercesine 2017 yıllının son bilanço açıklamasın da 2 bin 500 gerillanın yaşamını yetirdiğini duyurdu. Tabi bu abartılı rakamlar ne bir ilk ne de sondur...
Çukur medyası rakamları servis edip dursun, HPG’nin bir yılık savaş bilanço açıklaması gerçekleri bir kez daha gözler önüne serdi. HPG ve YJA STAR açıklamaların da gördük ki aslında ortada devletin herhangi bir başarısı söz konusu değil. Tamamıyla özel savaş medyası ile kazandığını ilan etmiş durumda ancak sahada durumun tam tersi olduğu anlaşılmakta.
HPG’nin açıklamış olduğu son bilanço bilgileri ise şöyle
Kara operasyonları: 253
Uçak saldırıları: 329
Kobra helikopter saldırıları: 98
Havan, obüs, tank, top saldırıları: 278
Buna karşı HPG ve YJA STAR güçlerinin gerçekleştirmiş olduğu eylemleri ise şu şekilde açıklamakta
Yapılan gerilla eylemleri: 772, gerçekleşen bu eylemler de öldürülen askerlerin sayısı 2.616 olarak belirtirken yaralanan asker sayısı ise 772 olarak açıklandı. Gerilla kayıpları ise Türk ordusunun neredeyse her gün açıklamış olduğu gibi binlerce değil 594 olduğu belirtildi.
Bunun yanı sıra Türk ordusunun teknolojiye dayalı yürütmüş olduğu operasyonlarda da ağır bir darbe aldığı görülmekte, sürekli teknolojisiyle övüne durulsun, sahada bunun fazla bir işe yaramadığını anlıyoruz.
HPG buna ilişkin ise şunları belirtmekte, imha edilen askeri (zırhlı) araç: 83, imha edilen askeri amaçlı kullanılan sivil araç: 34, düşürülen Skorsky tipi helikopter: 2, düşürülen Kobra tipi helikopter: 1, darbelenen askeri (zırhlı) araç: 33, darbelenen Kobra tipi helikopter: 6, darbelenen Skorsky tipi helikopter: 6
Dikkat edilirse hava operasyonları kara operasyonun iki – üç katı daha fazla bu da şunu gösteriyor ki, ordu artık karadan savaşma kabiliyetini tamamıyla yetirmiş durumda, bu nedenle ağırlığını hava operasyonlarına vererek sonuç almak istemekte, ancak bunda da pek fazla başarılı olduğu görünmüyor.
Sonuç olarak, AKP-MHP savaş hükümeti sözcüsü Süleyman Soylu Kürdistan gerillası için önüne koyduğu ve vaat ettiği gibi bitirememiş tam tersi bu savaş Türk hükümetinde çatlaklar oluşturdu ve bundan sonra ki süreçte savaş hükümetinin bitişini daha da hızlandıracaktır…