Baydemir: PYD tehdit değil, değerli bir fırsattır!

HDP Sözcüsü Baydemir, Silopi'de polislerin katlettiği Kürt çocuklarını hatırlatarak, Erdoğan'a, "Niye kıyameti koparmıyorsunuz, niye onlar için de gözyaşı dökmüyorsunuz. Yoksa Kürt oldukları için mi” diye sordu.

Baydemir, hükümetin engellilerin sorunlarını derinleştirdiğini ifade ederken, gazetecilerin tutuklanmasına da tepki gösterdi. Baydemir, hükümete "Bu politikasından vazgeçtiğiniz zaman bu bölge ve PYD bir tehdit değil, altın değerinde bir fırsattır" diye seslenirken, Kürtlere de ulusal ittifak çağrısında bulundu.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Osman Baydemir, partisinin haftalık olağan grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi...

ENGELLİLERİN SORUNLARI

Toplantıda engellilere özel selam gönderen Baydemir, HDP’nin aynı zamanda “engelleri aşan” bir parti olduğunu söyledi.

8,5 milyon insanın dezavantajlı konumda olduğunu, bunun da nüfusun yüzde 12’sini oluşturduğunu belirten Baydemir, “Ama sokağa çıktığınızda dezavantajlı göremezsiniz. Sanırsınız ki bu ülkede hiç dezavantajlı kimse yok. Ama batıda her köşe başında dezavantajlı görürsünüz. Çünkü orada ulaşıma, sağlığa, eğitime ve sokağa çıkma önündeki engeller kaldırılmıştır” diye konuştu.

‘EN BÜYÜK ENGEL SİYASİ ENGELLERDİR’

HDP’nin MYK’sinin “engelli temsili” olan tek yönetim olduğunu vurgulayan Baydemir, engellilerin bakış açısını parti organlarına taşıdıklarını dile getirdi. Yerel yönetimlerde de engellilere de 7/24 hizmet verdiklerini hatırlatan Baydemir, “Sonra o belediyelere kayyım atandı. Yürüyememek dezavantajdır. Yürüyememekten çok daha büyük bir engel vardır. O engel egemen zihniyetin getirdiği engeldir ve bunu aşmaya çalışıyoruz” dedi.

HDP Grubu olarak engellilerin durumuna ilişkin çok sayıda önerge ve yasa teklifi verdiklerini de hatırlatan Baydemir, “Bu önergeleri veren ve konuyu gündeme getiren vekillerimiz tutuklandı. KHK ile hükümet yeni engeller çıkarıyor. KHK ile en az 2 bin engelli kardeşimizin işine aşına mani oldu” diye konuştu.

Irkçılığın “insanlığın önündeki en büyük engel” olarak gören ve “bugün ülke ırkçılık ile yönetiliyor” diye devam eden Baydemir, salonda bulunan 5 Haziran mitinginde iki ayağını kaybeden Lisa Çalan’ı göstererek, “Savaş yeni engelli üretiyor. İşte Lisa Çalan aramızda. Savaşı durduramadığımız için özür dileriz” diye konuştu. Baydemir, “Savaşta ısrar eden bu hükümete bir kez daha çağrı yapıyoruz. Savaştan kaynaklı, patlamalardan dolayı son iki yılda kaç insan hayatını kaybetti, kaç can engelli hale geldi. İşte müzakere masasının devrilmesinin sonuçlarıdır bunlar” diye ifade etti.

'IŞİD'LİLER SERBEST BIRAKILIYOR'

IŞİD’lilerin her gün patır patır serbest bırakıldığını ve “mağdurun tutuklandığı sanığın serbest bırakıldığı bir ülkeden, başka bir ifade ile taşların bağlandığı itlerin salındığı bir coğrafyadan bahsediyoruz” diyen Baydemir, “kimden gelirse zulme karşı, mazlumun hakkına sahip çıkmaktır” dedi.

KATLEDİLEN KÜRT ÇOCUKLAR

Silopi’de Furkan ve Muhammed’in panzer ile uykularında öldürülmesine de dikkat çeken ve “Bu bir kaza değil bir cinayettir, bu sabi öldürmektir, bu zulümdür” diyen Baydemir, zırhlı araç şoförlerinin “alkollü mü değil mi” tartışmasına da tepki göstererek, şunları söyledi: “Niye kıyamet kopmuyor, niye ülkenin başbakanı bu çocuklar için de hüngür hüngür ağlamıyor. Çünkü bu çocuklar Kürtler, bunlar Silopi’li. Son dönemde 141 çocuk katledildi. Bir panzerin sözüm ona makineli tüfeği tutukluluk yapıyor 4 kişi katlediliyor neymiş efendim kazaymış. Bunlar cinayet ve politik sorumluluğu hükümettedir. Ceylan Önkol’dan Roboski’den bugüne değin bu çocukların öldürülmesinden dolayı kaç güvenlik görevlisi yargılanıyor. Bundan sadece hükümet sorumlu değildir, sessiz kalan gözyaşı dökmeyen, benim evladımla eşdeğerdir demeyen her bir insan bundan mesuldür ve hiç birimiz bundan vareste değildir. Bu suçtan kurtulmak için her birimiz Amed Spor olmamız, her birimizin çocuklarımız ölmesin diyen Ayşe Öğretmen olmamız lazım. Amed Spora dava açılıyor, Ayşe Öğretmene çocuklar ölmesin dediği için 1 yıl 3 ay ceza alıyor. Oluk oluk kan akıtacağız diyen meczupların davası takipsizlikle sonuçlanıyor.”

AÇLIK GREVLERİ

Yapılan açlık grevlerine de değinen Baydemir, Dersim’deki açlık grevlerinin yanı sıra, Semih Özakça ve Nuriye Gülmen’in eylemlerine de değindi. Baydemir, “Bunlar adalet istiyorlar, peki bu ülkenin Adalet Bakanı ne yapıyor, Rezza’yı kurtarma operasyonları yapıyor. Sana sormazlar mı senin ülkendeki adalet ne durumda” dedi.

'BİZ AMELİYAT MASASINDA TUTUKLANIYORUZ, ONLAR...'

Baydemir, rüşvet alan ve rüşvet alanı tutuklayan yargıcın “FETÖ üyesi” olmaktan tutuklanması olayına da dikkat çeken Baydemir, şunları dile getirdi: “Bu hakim 3’üncü hakim tarafından tutuklanıyor. Sonra bu hakim 4’üncü hakim tarafından tutuklanıyor. 4’üncü hakimin ne zaman ve nasıl tutuklanacağını bir sonraki grup toplantımızda anlatacağım.” Baydemir, Kadir Topbaş’ın damadının “sağlık” gerekçesiyle serbest bırakıldığını hatırlatarak, “Bu ülkenin 3’üncü büyük partisinin grup başkan vekili ameliyat masasında tutuklandı. Diyorlar ki Bank Asya’ya para yatırmayacaksınız bir büyükşehir belediye başkanının damadı olacaksın. E bu ülkenin bütün vatandaşları da büyükşehir belediye başkanlarına damat olamazlar ki” diye konuştu.

'TAHLİYE VEREN SÜRGÜN EDİLİYOR!'

Aysel Tuğluk’un DTK’den tutuklandığını hatırlatan Baydemir, aynı DTK’nin meclis başkanı tarafından “anayasa” konusundaki görüşleri nedeniyle Meclis'e davet edildiğini hatırlattı. Baydemir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Selahattin Demirtaş’ın, Figen Yüksekdağ’ın tutuklanması adalet değil; bir siyasi talimatın gereğini yerine getirmiştir. Baluken’i serbest bırakan hakim Ankara’ya sürülüyor. Bir vekilimiz serbest bırakılıyor, Ankara’daki bir klik bu AKP’de mi, Saray mı yoksa eşgüdüm halinde midir, derhal devreye giriyor ve hakimi sürgün ediyor. Bu hukuksuzluk AYM kararını vermedikçe devam edecek bir hukuksuzluktur. AYM kararsızlığı, geçmişteki karara sahip çıkmaması kendisini yok saymasıdır, suçların işlenmesinin paydaşlarından biri olmaktadır.”

'KAYYUM, ENGELLİYE VERDİĞİMİZ SANDALYEYİ ALDI!'

Baydemir, daha sonra ayrıntılı bir şekilde tutuklanan belediye yöneticileri ve eş başkanlarının durumuna dikkat çekti. Baydemir, Bekir Kaya’nın bir engelliye tekerlekli sandalye verdiğini ve gelen kayyumun bu sandalyeyi geri aldığını da hatırlatarak, Kürtçe, “Xwedê tû nehêlî/Allah’ım yanlarına bırakmayasın” diye konuştu. Baydemir, tutuklu gazetecileri de gündeme getirerek, “Bunlar cezaevinde olmasaydı gerçekleri yazacaklardı. Kalan medya ne yapıyor? İktidarın zurnası olmuş diyeceksiniz ama zurnanın bir değeri var. Onlar fitik olmuşlar, kim parayı verirse onların fitiki oluyorlar” ifadelerini kullandı.

Yargı bağımsızlığından “partili yargıya” doğru bir kayış olduğunu belirten ve “800’i AKP il ilçe yöneticisi olan insan herhangi bir sınava tabii tutulmaksınız atanmış iddiası var” diyen Baydemir, “Rezza’yı kurtarma operasyonundan fırsat bulursa bu soruya cevap verin” diye Atalet Bakanı Bekir Bozdağ’a seslendi. “FETÖ”den yargılananların engelli çocuklarının aylıklarının kesildiğini gündeme getiren ve Cumhurbaşkanı’nın merhamet etmeyin sözlerini hatırlatan Baydemir, zulüm kime yapılırsa yapılsın zulme hayır dediklerini ve karşı çıktıklarını söyledi.

'KÜRDOFOBİ!'

Adana’daki düğün alayında sarı kırmızı yeşil şallara el konulduğunu da grup toplantısında dile getiren Baydemir, 1990’lı yıllarda trafik lambalarının bu renk takıntısından dolayı değiştirmek istediklerini hatırlattı. Baydemir, Amed'de renklerini değiştirdiklerini ifade ederek, “Doktora gidin. Doktor teşhis koyamayabilir. Doktorlara sesleniyorum. Eğer bunlar gelirse teşhis Kurdofobidir” diye konuştu.

ROJAVA POLİTİKASI

Cumhurbaşkanına da çağrıda bulunarak “bu politika böyle sürmez” diyen Baydemir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son iki yılda yaptığımızı yapmaya devam edeceğiz diyorsanız vallah kaygılanmamızı gerektiren çok şey var. Ama bir yerde yanlış var diyorsanız korkmanıza gerek yok. Değiştirmeye ihtiyacımız var. Bu ülkeyi bu hale getiren nedenlerin başında Rojava politikası geliyor. Kürt karşıtlığı politikasıdır. Astana’da çatışmasızlık bölgeleri diyorsunuz, Suriye’ye barış gelsin diyorsunuz. Peki o halde neden DAİŞ’ten arındırılmış Kürt bölgelerine ne diye saldırıyorsunuz? Bu politika Kürt karşıtlığı politikasıdır. Bu politikasından vazgeçtiğiniz zaman bu bölge ve PYD bir tehdit değil, altın değerinde bir fırsattır. Türkiye’deki çatışma zeminin silahlı alandan çıkarılmasının en büyük fırsatlarından birine dönüştürülebilir. Rojava Güney Kürdistan gibi ekonomik, sosyal, siyasal olarak bu ülkenin partneri olabilir.”

Baydemir, herkesi de bu çerçeve de hareket etmeye çağırarak, “Biz hükümeti eleştiriyoruz ama aynı zamanda yol gösteriyoruz. Daha önce bu Kürsüden Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın çağrıları vardı. Eş Başkanlarımızın bu çağrıları hayati değerinde bir tuzdur oma onlar tuzu kokutmaya çalışıyorlar” ifadelerinde bulundu.

Baydemir, HDP önüne konulan yüzde 10 Barajı ve engeli nasıl aştıysa barış, demokrasi ve özgürlüğün önündeki engelleri de aşacağını kaydetti.

'ULUSAL İTTİFAK' ÇAĞRISI

Baydemir, 2019 seçimlerini tartışmanın meşru olmadığını vurgulayarak, “1920’de tekçilik üzerine kurulan sistem 90 yıldır huzur vermedi” dedi. İran rejimi tarafından 2010 yılında idam edilen öğretmen Ferzat Kamenger'i ölüm yıl dönümü dolayısıyla anan Baydemir, sözlerini Kürtçe “Kürt ve Kürdistan halkına sesleniyorum. Şehitlere sahip çıkmak ancak ulusal ittifakla mümkündür” diye tamamladı.