KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Amed Baro Başkanı Tahir Elçi’nin ‘’PKK terörist örgüt değildir’’ açıklamasından dolayı katledildiğini belirtti.

Azadiya Welat ve Yeni Özgür Politika'da yayınlanan köşesinde Bayık, Elçi’in infaz edilerek bu tür düşüncede olan herkesin korkutulmak istendiğine vurgu yaptı. Bayık, ‘’Tahir Elçi’nin öldürülmesine bakarak mevcut sürecin karakterini anlamak mümkündür’’ dedi.

Bayık: ‘’Türk devleti Kürdistan'da kendine itaat etmeyenlere ya boyun eğdirir, ya da ezer. Mevcut Türk devlet gerçeği hala budur. Eğer bir yönelim yoksa ya boyun eğilmiştir ya da bir özel savaş yürütülüyordur. Boyun eğmenin başka bir biçimi yaşandığı için gerçek yüzünü göstermiyordur. Kürdistan'da Türkleşmeyen ve Türklüğüyle övünmeyenin akıbeti bellidir. Kuşkusuz bazı Kürtler direnen Kürtlere karşı kullanıldığı için özel savaş gereği Kürtlükten söz edebilirler. Çünkü onlara Kürt denilerek Kürtlere karşı kullanılmaktadırlar.’’

‘PKK’YE TERÖRİST DEMEDİĞİ İÇİN İNFAZ EDİLDİ’

Cemil Bayık’ın Azadiya Welat ve Yeni Özgür Politika’da yayınlanan köşe yazısı:

Tahir Elçi “PKK terörist örgüt değildir” dediği için katledildi. Türk devleti açısından bundan daha ağır bir suç yoktur. Hem de bu suç CNN gibi izlenen bir televizyon kanalında söylenmişse, suç daha da affedilmez hale gelmiş demektir. Zaten bu nedenle AKP yandaşı basın Tahir Elçi’yi terörün elçisi diyerek hedef göstermiştir. Tahir Elçi’ye mutlaka bir bedel ödeteceklerdi. 28 Kasım’da bu fırsatı bulup katletmişlerdir. Kesinlikle polisler tarafından bilinçli katledilmiştir. Polislerin kazayla vurduğunu düşünmek, Türk devlet gerçeğini tanımamaktır. PKK terörist değildir demenin Türk devleti açısından ne kadar ağır bir suç olduğunu bilmemektir.

Tahir Elçi infaz edilerek bu tür düşüncede olan herkes korkutulmak istenmiştir. Ahmet Hakan önceleri de AKP’lilerin hedefindeydi. Ancak Tahir Elçi’nin kendi programındaki sözlerinden sonra yumruklanarak haddi bildirilmiştir. Böylece bir daha böyle program yapanların sonunun ne olacağı gösterilmiştir. Tahir Elçi vurularak herkese gözdağı verilmiştir.

ELÇİ CİNAYETİ MEVCUT SÜRECİN KARAKTİRİNİ GÖSTERMEKTEDİR

Belki başka dönemlerde, süreçlerde bu tür söylemlere tahammül edilebilir; ancak çatışmaların şiddetlendiği, Türk devletinin şiddetli savaş kararı aldığı bir dönemde bu tür farklı seslere tahammül edilemez. Bu tür dönemlerde herkes Türk devletinin yürüttüğü savaşa uygun konuşmalıdır. Bu açıdan Tahir Elçi’nin öldürülmesine bakarak mevcut sürecin karakterini anlamak mümkündür. Uygulamalar her zaman bir politikanın devamı olarak görülmelidir. Tahir Elçi’nin katledilmesi de Kürtler başta olmak üzere tüm demokrasi güçlerinin ezilmek istendiği bir süreçte gerçekleşmiştir. Dolayısıyla herkes değerlendirmelerini buna göre yapmalı tutumlarını buna göre almalıdır.

Şimdi mermi çekirdeği bulundu mu, bulunmadı mı tartışması yapılmaktadır. Kuşkusuz deliller de iz sürüp suçluyu bulmak için bir yöntemdir. Ancak Tahir Elçi o kadar açık katledilmiştir ki, şu delil bulundu ya da bulunmadı tartışması yapmak bu katliamı muğlaklaştırmaktır. Cinayeti işleyenler bellidir. Bu kadar açık olan olayda katiller üzerinden delillere ve arkasındaki güçlere ulaşılabilir. Şimdi çekirdek bulunmazsa bu cinayet faili meçhul mu kalacaktır? Bu kadar açık cinayeti işleyenler ortaya çıkarılmazsa hangi cinayet açığa çıkarılabilir ki! Orada görülen 4-5 polis vardır. Cinayeti bunlardan biri işlemiştir. Bu olay bu kadar nettir. O polisler de hangisinin Tahir Elçi’yi vurduğunu bilmektedir. Onları kısa bir sorgulama bile vuranı açığa çıkarır. Ama önemli olan hangi nedenle vurduğu ve kimden emir aldığıdır. Bunun açığa çıkarılması önemlidir.

O sokakta o sırada birçok insan, gazeteci ve avukat bulunmaktadır. Neden sadece Tahir Elçi katledilmiştir? Bu bile cinayetin polisler tarafından işlendiğini göstermektedir. O düzeyde PKK ve Kürt düşmanı olarak eğitilmektedirler ki, PKK'ye terörist değildir diyen herkesin hakkı bu polislere göre ölümdür. Zaten Tahir Elçi “PKK terörist değildir” dediğinde nasıl bir saldırganlıkla karşılaştığı bilinmektedir. Herhalde en fazla da PKK'ye karşı savaşa göre kurgulanan polis ve askerler Tahir Elçi’ye öfkelenmişlerdir. Herhalde ele geçirseler çiğ çiğ yerlerdi.

Her gün Kürdistan'da PKK taraftarı denilerek kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden insanlar öldürülmüyor mu? Ya Türk olarak övüneceksiniz ya da boyun eğeceksiniz denilmiyor mu? Silvan ya da başka yerlerde duvarlara yazılanlar dikkate alındığında Tahir Elçi’nin nasıl bir hedef olduğu anlaşılır.

‘KİMSE SAF OLMASIN HERKES DEVLETİ İYİ TANISIN!’

Türkiye ve Kürdistan'da hiç kimse saf olmasın! Herkes bu devleti iyi tanısın! Zaten Kürdistan'da hala bu devlet tanınmamışsa o kafasını kuma gömmüş demektir. Türk devletinin Kürt ve PKK hassasiyetini bilmeden yaşamak, nasıl yaşayacağını ve öleceğini bilmeden yaşamaktır. Türk devleti Kürdistan'da kendine itaat etmeyenlere ya boyun eğdirir, ya da ezer. Mevcut Türk devlet gerçeği hala budur. Eğer bir yönelim yoksa ya boyun eğilmiştir ya da bir özel savaş  yürütülüyordur. Boyun eğmenin başka bir biçimi yaşandığı için gerçek yüzünü göstermiyordur. Kürdistan'da Türkleşmeyen ve Türklüğüyle övünmeyenin akıbeti bellidir. Kuşkusuz bazı Kürtler direnen Kürtlere karşı kullanıldığı için özel savaş gereği Kürtlükten söz edebilirler. Çünkü onlara Kürt denilerek Kürtlere karşı kullanılmaktadırlar.

Tahir Elçi cinayeti çok büyük derslerle doludur. Kürtler, demokrasi güçleri, aydınlar bu cinayeti bir başucu kitabı gibi yanında tutarak Türkiye gerçeğini ve onun AKP versiyonunu iyi anlayabilirler. AKP baskıcı, sömürücü zihniyetin yeni nesil versiyonudur. Bu da yalan ve demagojidir. AKP çok kirli ve çirkin bir iktidar olduğu için çok yalana ve demagojiye başvurmaktadır. Tahir Elçi olayından sonra o kadar çok yalan söylenmekte ve demagoji yapılmaktadır ki, AKP kendi gerçeğini ele vermektedir. Tahir Elçi’nin katledilmesi, AKP'nin daha iyi anlaşılmasına vesile olmuştur.

Tahir Elçi faili meçhulleri açığa çıkarma, kirli işleri açığa çıkarma mücadelesi verirken kirli bir cinayete muhatap olmuştur. Tahir Elçi’nin anısı ve vasiyeti bu kirli savaşı açığa çıkarmayı ve ortadan kaldırmayı hepimizin omuzuna bir görev olarak yüklemiştir. Ona bağlılığın gereği bu kirli savaşa karşı mücadele verilecek ve bu kirli savaş ortadan kaldırılacaktır.