BDP’den ‘hükümet adım at’ kampanyası

BDP’den ‘hükümet adım at’ kampanyası

BDP, 27-28 Haziran tarihlerinde Amed’de gerçekleştirdiği Parti Meclisi ve Merkez Yürütme Kurulu toplantılarının sonuçlarını kamuoyuna açıkladı. Toplantıda demokratik çözüm sürecinin 2. aşamasına geçildiğine dikkat çekildi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, aşamanın nasıl sürdürüleceğine dair önerilerini hükümete sunduğu da vurgulanan açıklamada, “Hükümet acil olarak 2. aşamanın adımlarını atmalıdır” dendi. “Hükümet adım at” demek için, bir kampanya başlatıldığını da açıkladı. Kampanyanın startı 30 Haziran Pazar günü Amed, Mersin ve Adana'da yürüyüşlerle verilecek.

“27-28 Haziran 2013’de Diyarbakır’da siyasal durum ve planlama gündemleriyle toplanan BDP Parti Meclisi ve Merkez Yürütme Kurulu toplantılarında demokratik çözüm sürecinin 2. aşamasına geçildiği saptaması yapılarak, önümüzdeki sürecin görevleri ele alınmıştır” denilen açıklamada, demokratik çözüm sürecinin 1. Aşamasının başarıyla sürdüğüne dikkat çekildi. 6 aydır sürmekte olan çatışmasızlık halinin, 8 Mayıs’tan itibaren HPG gerillalarının Türkiye sınırlarının dışına çekilmeye başlaması ve bugüne kadar çatışmasızlık halini ihlal eden tek bir olayın yaşanmamasının sonuçları itibariyle 1. aşamanın başarısının kanıtı olduğu belirtildi.

‘SÜREÇ BAŞARIYLA SÜRDÜRÜLMÜŞTÜR’

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla önkoşulsuz olarak, geri çekilme kararı alındığı ve uygulandığı kaydedilen açıklamada, “Diğer bütün ateşkes ya da çatışmasızlık durumlarında yaşanan kontrol dışı çatışma ya da provokasyonlar bu defa zemin bulamamış, süreç bugüne kadar başarıyla sürdürülmüştür. Demokratik siyaset alanında da, halkın sürece desteğini sağlamak için bölge gezileri ve halk toplantıları başarıyla tamamlanmıştır.

Parti heyetimizin bugüne kadar İmralı ve Kandil’de sürdürdüğü toplantılar esas olarak 1. aşamanın sorunlarını gidermeye ve başarıyla sürdürülmesine dairdi. Ancak heyetimizin İmralı’da yaptığı son toplantıda Sayın Öcalan’ın da belirttiği gibi artık 2. aşamaya geçilmiştir. Artık 2. aşamada adım atma sırası hükümettedir. Partimiz, hükümete ‘yol temizliği’ olarak nitelendirdiğimiz acil adım atılması gereken konularda 25 maddelik bir öneri paketi sunmuştur. TMK’nin kaldırılması, TCK’de ilgili maddelerin değiştirilmesi, toplantı ve gösteri hakkının genişletilmesi, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi, uluslararası sözleşmelerdeki çekincelerin kaldırılması, siyasi partiler yasasında gerekli değişikliklerin yapılması, hasta tutukluların serbest bırakılması gibi, hükümetin hemen yapması gereken ve yapabileceği değişiklikler iletilmiştir” dendi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 2. aşamanın nasıl sürdürüleceğine dair önerilerini hükümete sunduğu da hatırlatılan açıklamada şunlar belirtildi: ”Hükümet acil olarak 2. aşamanın adımlarını atmalıdır. Hükümetin atması gereken adımlar, sadece Kürt halkının değil, bütün kesimlerin ortak talebidir. Gezi direnişi olarak tanımlanan günlerce süren hareketlilik esas olarak daha çok demokrasi, daha çok özgürlük talebiyle başlamıştır. Gezi direnişini başlatanlar kendileriyle ilgili kararları kendileri vermek istemiş, kendi yaşamlarına karışılmasına itiraz etmiştir. 4 kişinin ölümüne, yüzlerce kişinin ağır yaralanmasına neden olan ağır polis şiddeti, halkın eylemlere katılımını arttırmıştır.

Hükümet Gezi Parkı vesilesiyle ortaya çıkan taleplere kulak vermek yerine, mitingler düzenleyerek kendi tabanıyla halkın diğer kalan kesimini karşı karşıya getirmek istemiştir. Gezi direnişinin ortaya koyduğu en önemli gerçeklik hak ve özgürlük talebiyle, sadece 4 yılda bir sandıktan çıkan sonucun demokrasi olmadığıdır. Halk kendisiyle ve kendi yaşam alanlarıyla ilgili kararları kendisi vermek istemektedir. Nitekim 3. köprüye halka sormadan isim verilmesi ve bu ismin çağrıştırdıkları sadece Alevilerin değil, toplumun çok geniş kesimlerinin tepkisine neden olmuştur.”

Öcalan’ın hükümete verdiği plan için ‘halkın yüzde 90’ının taleplerini kapsıyor’ dediği de vurgulanan açıklamada, “Bugün AKP tabanın önemli bir kesimi de AKP’ye askeri vesayete karşı olduğu için oy vermiştir. Bazı demokrat çevreler ve liberal çevreler bu nedenle AKP’yi desteklemiştir. Demokrasi bütün toplum kesimlerinin talebidir. İstanbul’da Taksim Meydanı’nda da Diyarbakır’da Newroz Meydanı’ndan da benzer talepler yükselmektedir” dendi.

Demokrasi taleplerine ise hükümetin, “şiddetin en beterini uygulayan polise teşekkür ederek, karakol ve baraj inşaatlarına devam ederek, tecavüzcü askerleri serbest bırakarak, hasta tutukluları cezaevlerinde ölüme mahkum ederek, siyasetçileri, avukatları, gazetecileri rehin olarak tutmaya devam ederek, seçim barajını kaldırmayacağını ilan ederek demokrasi taleplerini duymazdan gelip bildiğini okumaya devam etmektedir” biçiminde yanıt verdiği vurgulanan açıklamada, hükümetin halkın taleplerine kulak vermesi, 2. aşamanın gereklerinin de yerine getirmesi, gerekli demokratik adımları acilen atılması gerektiği belirtildi.

Halklar ve toplumsal kesimler açısından, demokrasi ve özgürlüğün, AKP hükümetinin inisiyatifine ve siyasi aklına bırakılmayacak kadar önemli olduğunun da altının çizildiği açıklamada, “Demokrasiyi tesis etmek ve adım adım özgürlüğe yürümek bizim esas görevimizdir. Bugünün acil görevi ise demokratik çözüm sürecinin 2. adımını ilerletmek, demokrasi talebi olan tüm toplumsal kesimlerle ortaklaşmaktır. Demokratik çözüm süreci Sayın Öcalan’ın başlattığı bir süreçtir. Bizim sürecimizidir. Sürece sahip çıkmak ve ilerletmek bizim sorumluluğumuzdadır” dendi.

‘HÜKÜMET ADIM AT’ KAMPANYASI BAŞLIŞYOR

Bu nedenle ‘hükümet adım at’ demek için çalışmalarını demokrasi ve kalıcı bir barış isteyen tüm güçlerle birlikte, şehir şehir, sokak sokak, meydan meydan, park park yürütecekleri de vurgulanan açıklamaya şöyle devam edildi: “30 Haziran Pazar günü Amed, Mersin ve Adana'da ‘Hükümet Adım At’ yürüyüşleriyle başlatacağımız kampanyamızı yaz boyunca, barajları, karakol inşaatlarını durdurmak için, hasta tutsakları ve siyasi tutsakları özgürleştirmek için, ana dilde eğitim için, seçim barajını düşürmek için, Roboski’de adalet için, koruculuğu kaldırmak için, Sayın Öcalan’a özgürlük için, daha çok demokrasi ve daha çok özgürlük için sürdüreceğiz.

Bingöl’deki tecavüzcülerden hesap sormak için başta Kadın Meclisimiz olmak üzere hepimiz alanlarda olacağız. Gençliğimizin başlattığı fuhuş ve uyuşturucuyla mücadele için hem toplumsal duyarlılık oluşturacağız, hem sosyal politikalar geliştireceğiz.

Demokrasi, özgürlük, barış ve onurlu yaşam arayışı olan her kesim ve toplumsal dinamiği, her kişi ve kurumu 2. aşamayı ilerletecek eylemler ve etkinlikler düzenlemeye, tüm demokrasi, özgürlük ve barış güçlerini demokratik çözüm hamlesine omuz vermeye çağırıyoruz.”