BDP, son dönemde artan gözaltı ve tutuklamaların KCK operasyonlarının sessiz ve derinden devam etmiş hali olduğunu belirterek, operasyonların yerel seçimler öncesi BDP'yi hedef aldığına dikkat çekti. 

BDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, son dönemlerde artan gözaltı ve tutuklama operasyonlarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Bir yıldır devam eden demokratik çözüm sürecinde ciddi ve hassas bir aşamaya gelindiği kaydedilen açıklamada, Kürt tarafının üzerine düşen sorumlulukları yerine getirerek sürecin ilerlemesine yönelik adımların tamamını attığı hatırlatıldı. Buna karşın Hükümet’in üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğine dikkat çekilerek, AKP’nin demokratik siyasetin önünü açmak yerine, kamuoyundaki bu beklentiyi adeta görmezden geldiği belirtildi.

KCK operasyonlarının anayasal hakların tamamının hiçe sayılarak “sessiz ve derinden devam ettiğini” kaydeden BDP açıklamasında şunlar belirtildi:

“Ekim 2013 ve Kasım 2013 aylarında KCK adı altında yürütülen operasyonlarda İstanbul, Diyarbakır, Dersim, Şırnak, Hakkari, Urfa, Batman, Van illerinden olmak üzere toplam 158 kişi gözaltına alınmıştır.

BDP olarak, yargı eliyle yürütülen bu siyasi operasyonların hukuki olmadığını tekrar beyan ediyoruz. Bu kapsamda düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü konusunda yasal düzenlemeler gerçekleşmeden bu sürecin sağlıklı ilerlemesi mümkün değildir. Bugün halen binlerce tutsak siyasi rehine olarak cezaevlerinde tutulmaktadır. 2009 yılından bu yana yapılan operasyonlarla Kürt sorununu güvenlikçi politikalarla, gözaltına alma, tutuklama ve ceza verme şeklinde uygulamalarla ‘çözme’ iradesinde Hükümet ısrarcı davranmaktadır. Yerel seçimler öncesi yapılan bu operasyonlar siyasi saiklerle gerçekleşiyor olup, Kürt Halkı ve Partimizi yıpratmaya yönelik, hukuki zemini olmayan uygulamalardır. Yargı kanallarının derhal bu operasyonlara son vermesi ve başta Kürt Halkının seçilmişleri olmak üzere tüm siyasi tutsakların salıverilmesi gerekmektedir.”

“Hükümet demokratik siyasetin önünü yasal düzenlemeler ile açmadıkça, demokratik siyaseti güvence altına almadıkça ve mevcut gözaltı ve tutuklamalar son bulmadıkça kaybetmeye mahkûmdur” ifadesinin kullanıldığı açıklamada, gözaltıların devamının sürece zarar verdiğine vurgu yapıldı. Bu politikalara son verme çağrısında bulunuldu.