BDP'liler Ayhan ve Sarıyıldız adına konuştu

BDP'liler Ayhan ve Sarıyıldız adına konuştu

Bütçe görüşmelerinde BDP Grubu adına söz alan milletvekilleri, cezaevinde bulunan tutuklu vekillerin hazırladıðı konuşmaları okudu. Tutuklu vekil Ýbrahim Ayhan’ın hazırladıðı metni BDP Ýstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder okurken, Hasip Kaplan ise Şırnak milletvekili Faysal Sarıyıldız adına konuştu.

Meclis Genel Kurulu’nda 2013 bütçe görüşmelerine devam edildi. BDP'li milletvekilleri ise tutuklu vekillerin fotoðraflarını Meclis kürsüsüne koyarak vekillerin hazırladıkları konuşmaları okudu. BDP Ýstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, tutuklu Urfa Milletvekili Ýbrahim Ayhan'ın bütçe konuşmasını Meclis Genel Kurulu'nda okudu. Ayhan, daha önce de aday olduðunu ve korucular tarafından gasp edilen oylarından dolayı seçilemediðini belirterek, "Son seçimde milletvekili olmasaydım şimdi dışarıdaydım. Benim dosyamdaki delil denilen şeylere delil demek için hukuktan habersiz olmak lazım. Ardından Urfa Cezaevi'ne gönderildim. Oradaki hukuksuzluklara isyan eden tutsakların çıkardıðı isyanda 13 kişi yaşamını yitirdi. Ardından Adana Cezaevi'ne sevk edildim. Orada iki defa kalp rahatsızlıðı geçirdim. Şu anda ise sizlere Diyarbakır zindanından sesleniyorum" dedi. Ayhan, Meclis'in duyarlılıðı sonucunda milletvekili özlük haklarının tanındıðını; ancak milletvekilliðini yapmalarının ise türlü gerekçeler ile engellendiðini söyledi. Ayhan, "Bizler halen bir halkın seçilmiş iradesi olarak cezaevlerinde tutulmaya devam ediyoruz. Burada yalnız deðiliz. Bütün siyasetçi arkadaşlarımız 'KCK' adı altında cezaevine gönderiliyor. Hükümet, 'Silah ile mücadele siyasi uzantılar ile müzakere' diyordu. Ne kadar çözüm için rol alan siyasetçi varsa hepsini cezaevine gönderdiler" dedi.

KUVVETLER AYRILIÐI FORMEL BÝR TANIM HALÝNE GELDÝ

Önder'in ardından ise BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, tutuklu Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız'ın konuşmasını okudu. Sarıyıldız, yasama, yürütme ve yargının giderek hükümet lehine evrildiði süreçte kuvvetler ayrılıðı ilkesinin formel bir tanımdan öteye gidemediðine işaret ederek, "Demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından olan kuvvetler ayrılıðı ilkesini elinin tersi ile iten AKP'nin ve Başbakan'ın da bu sürece nasıl geldiðini ve iktidarı nasıl kişiselleştirdiðini hatırlatmakta fayda var. Ýktidara gelmeden önce 'mazlum ve maðdur' gömleði giyerek siyaset güden AKP hükümetine, 2002 yılında halk destek sunarak yönetme gücünü verdi. Ýktidara geldikten sonra ülkenin önemli meselelerini sürekli öteleme politikasına sarılan hükümet, kendisine yöneltilen eleştirilere de 'henüz bazı şeyleri çözmedik, zamanı deðil' diyerek öteleme yolunu seçti. Ülkenin temel sorunu olan Kürt sorunu, Alevi sorunu, türban sorununu yeni bir anayasa yaparak kökten çözümünü, demokratikleşme talebi ile birlikte ele almak yerine oyalama siyasetini tercih etti" ifadesinde bulundu.

"Muktedirliðin zirvesine varan AKP, artık kendisine biat etmeyen muhalif kesimleri ehlileştirmeye dönük siyasi, psikolojik ve gerçeði manipüle etme amaçlı kara propaganda gibi her türlü yolu mübah görerek tasfiyeye yöneldi" diyen Sarıyıldız, biat kültürüne karşı çıkan Kürt siyasal hareketinin de "KCK" adı altında "siyasi soykırım" operasyonlarına hedef olduðunu kaydetti. Sarıyıldız, partilerinden 6 milletvekili, 32 belediye başkanı, yüzlerce il genel ve belediye meclis üyesi, binlerce il ve ilçe örgütü yöneticisinin cezaevine konulduðunu vurgulayarak, "36 gazeteci ile 33 avukatın aynı gün içinde gözaltına alınıp tutuklanmasıyla Türkiye, dünyadaki en geri demokrasiye sahip ülkelerde bile görülmeyen bir uygulamaya imza attı. Yürütülen bu hukuk dışı operasyonlar kapsamında ben de bin 270 gün önce tutuklandım. Cezaevindeyken milletvekili seçildim. O saatten sonra sadece bir birey olarak tutuklu deðildim artık. Yüz binlerin iradesini temsil eden; ama bu iradeyi dört duvar arasında tutarak gasp eden zihniyete karşı direnen halkın vekili olmanın onuruyla mücadele etmeye devam ediyoruz" ifadesini kullandı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a uygulanan tecride deðinen Sarıyıldız, "Sürecin saðlıklı işleyebilmesi için dePKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit bir an evvel kaldırılmalı ve tıkanan bu sürecin önünü açabilmesi için uygun müzakere koşullarının yaratılması elzem hale gelmiştir. Kürtler ile Türklerin birlikte yaşama istenci, iradesi ve olanaðının hızla daðıldıðı, ayrıştıðı ve ortak acıları yüklenmekten uzaklaştıðımız bu kritik süreçte 24. Dönem Meclisi tarihi bir misyon ile karşı karşıyadır" diye kaydetti.