BDP tek tipçi eğitim sistemiyle ilgili araştırma istedi

BDP tek tipçi eğitim sistemiyle ilgili araştırma istedi

BDP Grup Başkanvekili Baluken, eğitim sisteminin sorunlarına ilişkin verdiği araştırma önergesinde, cumhuriyet tarihi boyunca hükümetlerin eğitime yaklaşımda tek tipleştirmeye dayalı resmi ideolojiyi uyguladıklarını belirtti. Baluken, "BDP olarak öncelikle, eğitimin hükümetlerin ideolojik arenası olmaktan ve sermayenin tahakkümünden çıkartılması gerektiğini düşünmekteyiz" dedi.

BDP Grup Başkanvekili ve Bingöl milletvekili İdris Baluken, yeni eğitim öğretim yılının, eğitim sisteminin içinde bulunduğu ve bu güne kadar çözümsüz bırakılarak derinleştirilen çok sayıda sorun ile başladığına dikkat çekerek, konuyla ilgili Meclis Araştırması açılmasını istedi.

'MÜFREDATTA KÜRTLER VE TÜM ÖTEKİLER YA YOK SAYILDI; YA DA ZARARLI GÖRÜLDÜ'

"Türkiye gibi çok dilli, çok kültürlü ve çok inançlı toplumlarda eğitim politika ve uygulamaları toplumun tümünü kapsayacak şekilde hazırlanmalıdır. Bu kapsam, ancak müfredattan ilgili alt yapı hazırlıklarına ve diğer tüm uygulama alanlarına kadar tüm farklılıklar ve yerel özgünlükler dikkate alınarak gerçekleştirilebilir" diyen Baluken, ancak cumhuriyet tarihi boyunca hükümetlerin eğitime yaklaşımda tek tipleştirmeye dayalı resmi ideolojinin yeniden üretimini esas aldıklarını belirtti. Bu resmi ideoloji sonucu, eğitimin “milli” olarak kurgulandığını, milli olanın “Türk” ve “Sunni/İslam” olarak tanımlandığını ve sürekli “Atatürk Milliyetçiliği”  vurgusu yapıldığını ifade eden Baluken, müfredatta Kürtler, Asuri-Süryaniler, Aleviler, kadınlar, yoksullar gibi kesimlerin yok sayıldığını, ikincilleştirildiği ve zararlı, tehdit algısı yaratılacak şekilde yer aldığını kaydetti. 

Baluken, şu hususlara değindi: 
"Bugün hala anadilinde eğitim taleplerinin yok sayılması, öğrenci andının okutulması, farklı din ve inançların görünmez kılınması, Türk-İslam sentezi vurgusu eğitim uygulamalarının her alanında kendini göstermekte ve dayatmaktadır. 
Özellikle 1980 Askeri Darbesi ile birlikte eğitimin adım adım ticarileştirildiği, piyasaya açıldığı ve günümüzde bunun farklı uygulamalar adı altında hızlandığı görülmektedir.  Eğitimde fırsat eşitliği, standartlaştırma, rekabet, ders başarısı, performans vb. kavramlar ile meşrulaştırılmaya çalışılarak, eğitim sistemi neo-liberal politikalar doğrultusunda tamamen kamusal bir hizmet olmaktan çıkarılmış durumdadır.  Eğitim sistemi bugün özel okullar, dershaneler, özel kurslar/dersler, etüt merkezleri, sınav kitapçıkları ile kuşatılmıştır.  Her ne kadar ders kitapları ücretsiz olmuşsa da, eğitim tamamen sınav odaklı hale getirilerek öğrenci velilerinin sırtına çok daha ağır maliyetler yüklenmiştir. Ortaöğretime geçiş sisteminde yapılan son düzenlemede olduğu gibi merkezi sınavı kaldırıyoruz, okulu ön plana çıkarıyoruz, dershaneye bağlılığı azaltıyoruz aldatmacasıyla tam tersi merkezi sınavlar artırılmaya, dershanelere bağımlılık derinleştirilmeye devam edilmektedir."

EĞİTİM ALANINDAKİ SORUNLAR

2012-2013 eğitim öğretim yılında uygulamaya konulan 4+4+4 sisteminin yarattığı sorunların da bulunduğuna vurgu yapan Baluken, "eğitim bileşenlerinin eleştirilerine kulak tıkayan, eğitim biliminin temel ilkelerini yok sayan, iktidarın dayatması sonucu yasalaşarak işe koşulan 4+4+4 sistemi, eğitimde kaotik bir ortamın yaşanmasına neden olmuştur" dedi.  Okula adaptasyon sağlayamayan 60-72 aylık öğrenciler,  fiziki yetersizlikler, kalabalık sınıflar, norm kadro dengesizlikleri ve ortaöğretimde sistemin dışında kalan yüzbinlerce öğrencinin sorununa 4+4+4 sisteminin neden olduğuna dikkati çeken Baluken, şöyle devam etti: 
"Tüm bunlar ile birlikte eğitim sistemi; ataması yapılmayan öğretmenler, mali ve özlük hakları gasp edilmiş ve aile bütünlüğü bozulmuş eğitim emekçileri, siyasi kadrolaşma ve yandaş sendikacılık, öğretmen ve yönetici atamalarındaki haksızlıklar, öğretmenlerin birer teknikere dönüştürülmesi, eğitim emekçileri ve öğrencilerin kılık kıyafetleri,  yatılı ilköğretim ve taşımalı eğitim, okullaşma oranındaki düşüklük, çocuk işçiliği ve yoksulluğu, kız öğrencilerin eğitimden eşit bir şekilde yararlanamaması, okullardaki sayısız fiziki yetersizlikler ve aynı tür ve düzeydeki okullar arasındaki nitel ve nicel farklılıklar, öğretmen yetersizliği, kalabalık sınıflar, merkezi sınavlar, eğitimde ayrımcılık vb. daha çok sayıda çözümsüz bırakılan ve her yeni uygulama ile daha da derinleştirilen sorunlar ile yeni bir eğitim öğretim yılı başladı. Eğitimin içinde bulunduğu tüm bu sorunlara ve özellikle anadilinde eğitim hakkına dikkat çekmek için Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) okulların bir hafta boyunca boykot edilmesi çağrısını yaptı.

'EĞİTİM İDEOLOJİK ARENA VE SERMAYENİN TAHAKKÜMÜNDEN ÇIKARTILMALI'

Eğitimin bir toplumun demokratikleşmesi, özgürleşmesi ve gelişmesindeki yeri ve önemi düşünüldüğünde bu sorunların çözümü daha fazla önem kazanmaktadır. Bu sorunların çözümü için BDP olarak öncelikle, eğitimin hükümetlerin ideolojik arenası olmaktan ve sermayenin tahakkümünden çıkartılması gerektiğini düşünmekteyiz. Eğitimin, insan, toplum ve doğa yararına, tüm farklılıkları kapsayan, anadilinde, özgürleştiren, eleştirel, bilimsel ve demokratik bir yapıya kavuşturularak yerelden inşasını savunmaktayız. Bu temelde eğitim sisteminin içinde bulunduğu tüm sorunların araştırılması ve bu sorunlara çözüm yollarının geliştirilmesi amacıyla bir meclis araştırma komisyonu kurulmasını teklif etmekteyiz."