Belçika ile Türkiye arasında anti-Kürt anlaşması

Belçika ile Türkiye arasında anti-Kürt anlaşması

Ankara ile Brüksel arasında adli işbirliði alanında iki anlaşma imzalandı. Türkiye bu anlaşmalarla, Kürt hareketi ve Türkiye sol hareketi yöneticilerinin iadelerini umuyor.

La Libre Belgique gazetesine göre bu anlaşma özellikle KCK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar ile Kongra-Gel Başkanı Remzi Kartal'ı hedef alıyor. Her ikisi de Türkiye tarafından PKK'li olmakla suçlanıyor.

Anlaşma Brüksel'daki Egmont Sarayı'nda imzalandı. Bunlardan biri Adalet Bakanı Annemie Turtelboom ile, diðeri de Ýçişleri Bakanı Joëlle Milquet ile imzalandı. Amacın, Belçika ile Türk polisleri arasında "terörizm", "organize suçlar", "organ trafiði", "uyuşturucu trafiði" ve "kara para aklama" alanlarında işbirliðini hızlandırmak olduðu belirtildi. Yapılan açıklamada bunun da "ulusal ve uluslararası zorunluluklara tam saygı" temelinde yapılacaðı vurgusu yer aldı.

Gazete, bu anlaşmada Türkiye'yi esas olarak ilgilendirenin "terörizme karşı mücadele" olduðunu kaydetti. Türk Adalet Bakanı Sadullah Ergin, bakanlıklar arasında ilişkin noktaları, çalışma grupları oluşturulacaðını söylerken, "özellikle mahkum deðişimi, suçluların iadesi ve takibi, yargılanması konularına daha netlik" kazandırdıklarını söyledi.

Ancak işlerin Türkiye'nin istediði kadar basit olmadıðını kaydeden gazete, diasporadaki Kürt yöneticilerin uzun yıllardı Belçika'da yaşadıðını ve siyasi statülerinin olduðunu ve Brüksel ile Avrupa Parlamentosu nezdinde lobi çalışması yürüttüðünü belirti. Gazete buna BDP Avrupa temsilcisi Eyyüp Doru örneðini gösteriyor.

Doru, "Türkiye Ýnterpol'ü kullanıyor ve kendisini ifade eden tüm Kürt yöneticiler üzerinde baskı oluşturuyor" dedi. Türkiye'nin kendisi için de 2007 yılında Ýnterpol'e başvurduðunu kaydeden Doru, "Oysa ben 80'li yıllardan beri Avrupa'da yaşıyorum. En son geçen yıl Münih'te tutuklandım. Beni Türkiye'nin Alman adaletine kanıtları sunması için tanınan maksimum süre olan 40 gün boyunca cezaevinde tuttular. Türkiye kanıt sunmadı." diye belirtti.

Belçika'da Kürt yöneticileri savunan avukatlar ise bunun Kürt toplumunu kriminalize etme amaçlı olduðunu belirtti.

Anlaşmanın Genk kentinde Kürt derneðinin yakılması ardından yapılmış olması gözden kaçmadı. 15 Ocak günü Genk kentinde Kürt Kültür Derneði molotofkokteyli atılarak yakıldı. 19 Ocak günü derneðin yakılmasına yönelik yapılan protesto yürüyüşüne ise ırkçı-faşist Türk çevrelerince saldırı düzenlenmek istendi. Çıkan olaylarda 4 kişi gözaltına alındı. Saldırı Türk ırkçı çevrelerde düzenlenirken Genk belediye başkanı Kürtlerin taşıdıðı bayrakları ‘tahrik’ sayarak Kürtleri suçlaması dikkat çekti.