‘Ben de barışı görmek istiyorum’

Erciş'te yaşayan 75 yaşındaki Barış Annesi Sabiha Keser, 1989 yılında PKK'ye katılan oğlu Mehmet Keser sayesinde Kürt özgürlük mücadelesi ile tanıştığını ve bu mücadelede yer aldığını söyleyerek, “Ben de barışı görmek istiyorum” dedi.

Bitlis'in Adilcevaz ilçesine bağlı Kavuştuk (Arîşkus) köyünde 1964 yılında doğan Mehmet Keser, 1989 yılında 6 yıllık evli olduğu eşi ve iki çocuğunu geride bırakıp PKK’ye katılarak, Kürt özgürlük mücadelesindeki yerini aldı. Keser, özgürlük dağlarında kaldığı 3 yılın ardından, Ağrı Diyadin kırsalında 1992 yılında girdiği çatışmada şehit düşerek, ölümsüzler kervanına katıldı. Keser’in şehadetinin ardından 3 yıl boyunca askerlerin baskılarına maruz kalan aile, daha sonra Van’ın Erciş ilçesine taşındı.

Van’ın Erciş ilçesine bağlı Latifiye Mahallesi’nde yaşayan Barış Annesi Sabiha Keser (75), oğlunun gidişinden sonra Kürt mücadelesi ile tanıştığını söyleyerek, 30 yıldır tek isteğinin barış olduğunu ve Barış Anneleri’nin mücadelelerinden asla vazgeçmemesi gerektiğini ifade etti.

‘16 YAŞINDA EVLENDİM’

Daha 16 yaşındayken evlendirildiğini anlatan Keser, babasını küçük yaşta kaybettiğini, annesinin ise başka biriyle evlendiğini söyleyerek, “Annem evlendiği kişinin yanına bizi de götürdü. Gittiğimiz yerde büyüdüm. Daha sonra dayım beni oğluyla evlendirmek istedi. Bende 16 yaşımda dayımın oğluyla evlendim, 20 yaşımda ise anne oldum. 5 erkek ve 2 kız çocuğu dünyaya getirdim” dedi.

‘İKİ ÇOCUĞUNA RAĞMEN GİTTİ’

Keser, çocuklarından bahsederken en çok büyük oğlunu anıyor. Oğlunun yaklaşık 30 yıl önce PKK’ye katıldığını dile getiren Keser, oğlunun gittikten 3 yıl sonra şehit düştüğünü ifade etti. Oğlunun mücadelesinden sonra kendisi de PKK’nin yürüttüğü özgürlük mücadele ile tanıştığını aktaran Keser, oğlunun nasıl mücadeleye katıldığını ise şöyle anlatıyor: “Oğlum üniversitede hakimlik okudu ve kazandı ama hakkını alamadı. Sınav kağıdını almaya gidiyordu ama vermiyorlardı. Ankara’ya gidip hakkını alamayan işçileri görmüştü, onlarla yürüyüş yapmış ve bu durumdan çok etkilenmişti. Devleti; zulüm eden, insanların hakkını yiyen, Kürtlere eziyet eden bir yapı olarak görüyordu. Sürekli, ‘Kürtler eziliyor ve nereye kadar böyle devam edecek’ diye soruyordu. Bir gün geldim baktım oğlum sırt üstü uzanmış ve ağlıyor. Nedenini sorduğumda, ‘Mazlum Doğan’ın öldüğünü ve onun için ağladığını’ söyledi. O zamanlar bir şeyin farkında değildik. Sonra oğlum evlendi iki oğlu oldu onlara rağmen çıkıp gitti.”

‘ASKERLER SÜREKLİ EVE GELİYORDU’

Oğlu gittikten sonra evlerine sürekli askerlerin geldiğinden bahseden Keser, “Oğlumun gidişinin üzerinden iki yıl geçmişti. Askerler de o süre boyunca hep evimize geliyordu. Bana sürekli ‘Mehmet Keser’ nerede diye soruyorlardı. Biz de İstanbul’a çalışmaya gittiğini ve bir haber alamadığımızı söyledik. Bize inanmıyorlardı. Komutan ellerini eşimin omuzuna koyarak, ‘babası sen ne düşünüyorsun?’ diye sordu. Eşimde benim dediklerimi tekrar etti. Komutan, ‘zavallı muhtar, zavallı teyze oğlunuz İstanbul’a gitmemiş, dağın başında savaşıyor’ dedi. O günden sonra sürekli askerler evimize gelip arama yapıyordu. 2 ila 3 yıl askerlerin baskısı sürdü. Artık askerlerin rahatsız etmesine dayanamayıp Erciş’e taşındık. Eşim muhtarlıktan istifa etti. Taşınmamıza rağmen askerler bir yıl daha bizi rahatsız etmeye devam etti. Uzun zaman sonra da oğlumun öldüğü haberini aldık” diye konuştu.

‘OĞLUM SAYESİNDE KÜRT MÜCADELESİNİ GÖRDÜK’

Oğlunun şehit haberinden sonra askerlerin kendilerini rahatsız etmeyi bıraktığını kaydeden Keser, oğluyla birlikte Kürt mücadelesi ile tanıştıklarını söyledi. Keser, “Biz aile olarak oğlumun sayesinde Kürtlüğümüzün farkına vardık. Ezilen insanları daha iyi görebildik. Bu mücadeleden önce kadınlar daha çok eziyet görüyordu. Sonradan insanlar gözünü açtı ve kadına olan bakış açısı da değişti. Herkes mücadele etmeye başladı. Eskiden bir yurttaş, askerlerin korkusundan çarşıya bile çıkamıyordu. Şimdi devlet dairelerine bile kimseyi umursamadan giriyorlar. Bu mücadele Kürtlük üzerinden başlatıldı” dedi.

‘BARIŞI GÖRMEK İSTİYORUM’

Barış Anneleri başta olmak üzere tüm annelere çağrıda bulunan Keser, mücadelelerine devam etmelerini belirterek konuşmasını, “Tek isteğimiz barış. Sadece benim oğlum değil herkesin çocukları için istiyorum barışı ve bu zulmün bitmesini istiyoruz. Yaşlıyım ve ölünce bunlar hep içimde kalacak. Ben de barışı görmek istiyorum” diye noktaladı.