Besê Hozat: DAİŞ ölümcül darbeyi Rakka'da alacak!

KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Hozat, Rakka'da sağlanacak hakimiyetin, Suriye geneli için de belirleyici olduğunu vurgulayarak, DAİŞ'in ölümcül darbeyi Rakka'da alacağını söyledi.

KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Besê Hozat, News Channel'da Rakka'daki gelişmeleri değerlendirdi...

Başlayan Rakka Operasyonu'nun bölgede hesapları olan uluslararası ve bölgesel güçler arasında ciddi çatışma ve didişmelere yol açtığını belirten Hozat, "Rakka’nın konumunun stratejik olması onu Suriye’nin geleceği açısından da stratejik kılıyor. Savaş geldi, Rakka’ya dayandı; çekişmeler, çatışmalar arttı. QSD ile ciddi bir kapışma var; Rusya’nın QSD’ye dönük yaptığı açıklamalar bu tür algı operasyonları, bu çekişmeyle de bağlantılıdır" dedi.

'RAKKA'DA HAKİM OLAN SURİYE'DE DE OLACAK'

NATO’nun Koalisyona girme kararına ilişkin de önemli belirlemelerde bulunan Hozat, "NATO’yu daha fazla işlevli kılma, yeniden yapılandırma, görünür kılma, etkili kılma. NATO biraz o arayışların ve eğilimlerin bir sonucu olarak Koalisyona girdi" diye ekledi.

"Rakka’nın konumu stratejiktir" diyen Besê Hozat, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Rakka Suriye’nin geleceği açısından çok stratejik bir önem taşıyor. İşin gelip Rakka’ya dayanması ve bu konuda yaşanan çekişmelerin, didişmelerin bu kadar artması bununla bağlantılıdır. Rakka üzerinde kim hakim olursa bir bakıma Suriye üzerinde de onun etkisi fazla olacak. Suriye’nin şekillenmesinde, biçim almasında o güçler daha etkili, belirleyici bir rol oynayacak. Rakka DAİŞ’in de başkenti. Bu bölgede de DAİŞ’in ölümcül bir darbe yemesi anlamına gelecek. QSD hâkimiyetinin bu alanlarda gelişmesi, demokratik güçlerin hâkimiyetinin bu bölgede gelişmesi Suriye’de de demokratik bir sistemin şekillenmesi anlamına gelecek. Kilittir, stratejik bir yerdir. O yüzden savaş geldi, Rakka’ya dayandı. Dikkat edin çekişmeler, çatışmalar arttı. İşte Rusya ile ABD çatışması, İran ile ABD, rejim ile dış güçler, QSD ile ciddi bir kapışma var, Rusya’nın QSD’ye dönük yaptığı açıklamalar, 'DAİŞ ile anlaştılar' deniyor. Söylediklerinin hiçbir biçimde gerçeklikle bağlantısı ve bir bağı yoktur. Bizim de izlediğimiz kadarıyla Rakka kuşatmadadır. Öyle DAİŞ’in konvoylarla çıkacak bir hattı yok. Bütün araç yolları kuşatılmış, kapatılmış durumda. Sivillere belki bazı yerler açılmış, onu bilemiyoruz. Sahada olanlar daha iyi bilir. Fakat bu tür şeyler, algı operasyonları ve biraz da var olan çekişmeyle de bağlantılıdır. Bilinçli yapılan şeylerdir. O Rakka’nın öneminden kaynaklı gelişen bir durumdur. Bunlar daha fazla artabilir."

NATO'NUN KARARI

NATO’nun Suriye’deki savaşa Koalisyon Güçleri ile birlikte katılma kararını ise Hozat, şöyle ele aldı:

"NATO’nun durumu kendi başına bir tartışma konusudur. Hatırlarsanız ABD’nin seçim süreçlerinde Trump bazı açıklamalar yaptı. 'NATO artık eski işlevini kaybetti, yeniden yapılandırmak lazım' dedi. NATO’da tartışma açtı. NATO 3. Dünya Savaşı’yla birlikte yeniden ciddi gündeme geldi. NATO’dur, BM’dir, Avrupa Birliği'dir, mevcut sistemde de ciddi bir tıkanma var. Bu yapıların 3. Dünya Savaşı'yla tekrardan böyle önemi arttı. Çok fazla gündeme girmeye başladı. Fakat Trump’ın açtığı gündem öyle rastgele açılan bir gündem değildi. Küresel sistem öyle sanıyorum ki, NATO’yu tartışıyor. NATO’nun yeniden yapılandırılmasını tartışıyor. Bu bir gündemdir. Yani bence NATO’nun bu Koalisyona katılması da bu gündemden çok kopuk değil. Bu arayışlardan çok kopuk değil. NATO’yu daha fazla işlevli kılma yeniden yapılandırma, görünür kılma, etkili kılma. Biraz o arayışların o eğilimlerin bir sonucu olarak NATO Koalisyona girdi. İşlevselleştirme ve misyonunu arttırma ve yeniden yapılandırma tartışmaların bir sonucu olarak böyle bir adım attı.

Şimdi bir de dünyanın dengesi değişti. NATO Sovyetler'e karşı kuruldu. Sovyetler'de bir sosyalist devrim olmuştu. Bir tehlike olarak görüldü. '89- 90 sürecinde Sovyetler'de de reel sosyalizm çöktü. Rusya’da şu an kapitalist bir sistem var. Tamamen sistem içine girdi. Kapitalist sistemin bir parçası durumuna geldi. Reel sosyalizmde dünyanın her yerinde çöktü, dağıldı. Şu anda demokratik sosyalist mücadelenin öncülüğünü yapan Kürtler ve bölgedeki devrimci demokratik güçlerdir. Bölgede demokratik dinamiklerin dışında çok farklı, dünya açısından da ciddi tehdit oluşturan, insanlık açısından, halklar açısından tehdit oluşturan DAİŞ gibi bir yapı çıktı. Bu da kapitalist sistemin bir ürünüydü. Yeşil kuşak sonrası o da Sovyetler'e karşı örgütlendirildi ve geldi bu biçimi aldı. El Kaide dönüştü dönüştü, bu duruma geldi. Ve bölgede bu eğilim gittikçe gelişiyor. Sosyal taban buluyor. Sadece bölgede değil, Orta Asya’da da, Avrupa’da da, İslami kesimlerde de, Müslüman kesimlerde de kendisini bu eğilim örgütlüyor. Şimdi durum farklılaştı. Bir de bölgede ulus devlet sistemleri dağılıyor. 20. yüzyıl statükosu bölgede dağılıyor. Ulus devlet sistemleri, bunun dengeleri, 20 yüzyıl ittifakları, siyasi dengeler dağılıyor. NATO kurulduğunda bölgede ulus devlet sistemleri yeni kurulmuştu. Şimdi bunlar dağılıyor. O da bir bakıma ulus devlet sistemlerinin bir ordusu, savunma gücü olarak kuruldu. NATO’nun yeniden yapılandırılması gündemde. Bu ileri yıllarda biraz daha belirgin, daha açık bir biçimde gündeme girecek. Yoğun tartışmalarla, görüşmelerle biraz daha bu gündem yoğunlaşacak. Fakat bu eğilimlerin, bu arayışların bir devamı olarak geliştiğini düşünüyorum. Ve giderek bölgeye dönükte, bölge odaklı olarak da NATO’yu yeniden yapılandırma gündeme gelebilir. Birçok İslami devleti de, bölgedeki devleti de, gücü de böyle içine alarak yeni bir yapılandırma süreci başlayabilir."