Beştaş: İmralı tecridi toplumdaki kaygıları artırıyor

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Türk Adalet Bakanı'na soru önergesi vererek, İmralı tecridinin toplumda kaygıları arttırdığını belirtti, zindan direnişine dikkat çekti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecridi Türk Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'e sordu. 2011 yılından sonra Kürt Halk Önderi'nin avukat görüşünün engellendiğini, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven'in 8 Kasım 2018'de başlattığı sonucu ilki 26 Mayıs’ta olmak üzere 5 ayrı görüşme gerçekleştirdiğini hatırlatan Beştaş, grevlerin sonlandırılmasının ardından avukat görüşlerinin yeniden engellendiğini söyledi. Beştaş, engellemeler nedeniyle Abdullah Öcalan ile birlikte İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş'ın 2 yıldır aile ve avukatlarıyla görüştürülmediğini kaydetti.

Mevcut durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 6. maddesi olan "Adil yargılanma hakkının ihlali" anlamına geldiğini ifade eden Beştaş, "Zira Abdullah Öcalan'ın düzenli olarak takip edilmesi gereken hukuki süreçleri ile disiplin yargılamalarının sürdüğünden avukat görüşüne izin verilmemesi adil yargılanma hakkının açık ihlalidir" dedi.

ZİNDAN DİRENİŞİNE DİKKAT ÇEKTİ

Uluslararası sözleşmelerde ve iç mevzuatta yer alan tutukluların aile ve avukatlarıyla görüşme hakkına vurgu yapan Beştaş, "Yasalarda yer alan 15 günde bir kez ve on dakika ailesi ile telefonla görüşme yapma hakkının uygulanmamaktadır. Üstelik tecrit sebebiyle yaşadığı hukuksuz duruma ilişkin olarak herhangi bir başvuru mekanizmasını da kullanamamaktadır. Diğer yandan Bakanlığınıza İmralı Cezaevi’ne yapılan kaç başvurunun reddedildiğine ilişkin sorular da yanıtsız bırakılmaktır. Ayrıca bu hukuksuz durumun sonlandırılmasına dair çeşitli cezaevlerinde süre giden açlık grevleri 200’üncü günündedir. Fakat bu açlık grevlerinin sebebi olan taleplerin yerine getirilmesine dair bir adım atılmamış olması da, toplumsal kaygıları artırmaktadır" ifadelerini kullandı.

Beştaş, Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ve avukat görüşmesinin engellenmesiyle ilgili Bakan Gül'e şu soruları sordu:

"* 27 Temmuz 2011 tarihinden itibaren Abdullah Öcalan’ın avukatları tarafından görüşme için kaç başvuru yapılmıştır? Bu başvurulardan kaçı hangi gerekçelerle reddedilmiştir? İstatistikî ve kronolojik veriler mevcut mudur? Varsa kamuoyu ile paylaşır mısınız?

* Yine 7 Ağustos 2019 tarihinden itibaren Abdullah Öcalan’ın avukatları tarafından görüşme için kaç başvuru yapılmıştır? Bu başvurular hangi gerekçelerle reddedilmiştir?

* 5 Haziran 2019 tarihinden itibaren Abdullah Öcalan’ın kaç aile görüş başvurusu reddedilmiştir?

* Abdullah Öcalan ve İmralı Cezaevinde kalan mahpusların toplam kaç telefon görüş hakkı engellenmiştir? Yine Abdullah Öcalan, Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş aileleriyle toplam kaçar defa telefon ile görüştürülmüştür? Tarihlere ve konuşma sürelerine göre veriler ne şekildedir?

* İmralı Cezaevinde kalan Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş açısından da görüş yasağı devam etmekte olup, avukatları tarafından yapılan kaç görüş başvurusu reddedilmiştir?

* Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş ile en son hangi tarihte görüşülmüştür?

* Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’ın aile ziyaretleri en son hangi tarihte gerçekleşmiştir?

* Bundan 2 yıl evvel yaptığınız açıklamanızda mahpusların yasal haklarından yararlanması gerektiği vurgulanmış ve bu bağlamda ziyaret haklarına dair yasakların kalktığı yönünde bir açıklama yapılmış olmasına mukabil neden bu görüşmeler yeniden yasak kapsamına alınmıştır?

* İmralı Cezaevi’ne yönelik avukat başvurularının kabul yahut ret kararları size mi aittir?

* Yasak kararının kaldırılmasına yönelik açıklamanız neden geçerliliğini korumamaktadır?

* İmralı Cezaevine yapılan avukat görüş başvurularının reddedilmesi kararı kim tarafından alınmaktadır? Bu karar merkezi bir karar mıdır?

* Tüm cezaevleri aynı mevzuat ve kurallarla yönetilmiyor mu? Neden İmralı Cezaevinde kalan mahpuslara mevzuat uygulanmamaktadır? Bu hukukta ikili bir sistem yaratmıyor mu? Hukukun uygulanmamasının yaratacağı toplumsal kırılma neden göz ardı ediliyor?

* Abdullah Öcalan’ın ailesi ile gerçekleşen telefon görüş hakkı neden süresinden evvel kesilmiştir?

* Adil yargılanma ve savunma hakları engellenen Abdullah Öcalan ve İmralı Cezaevinde kalan Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’ın maruz kaldığı hukuksuzlukta ısrarın gerekçesi nedir? Bahse konu hukuksuz durumun ortadan kaldırılması ve avukat görüş hakkının sağlanması ne zaman gündeminizde olacaktır?

* İmralı Cezaevinde uygulanan tecride dair kamuoyuna detaylı bir açıklama yapacak mısınız?

* Cezaevlerinde bugün itibariyle 200’üncü gününde olan açlık grevlerine ilişkin taleplerin karşılanması noktasında bir girişiminiz olacak mıdır?

* 200 gündür devam eden açlık grevleri karşısında Bakanlığınız neden sessiz kalmaktadır?

* Türkiye’de cumhuriyet tarihi müddetince Abdullah Öcalan’a uygulanan avukat ve aile görüşünün engellenmesi, telefon, mektup, faks gibi diğer iletişim kanallarının işletilmemesi pratiği başka mahpuslara da uygulanmış mıdır? Şayet benzer bir uygulama gerçekleştiyse, kim için uygulanmış ve hangi hakları ne kadarlık sürelerle askıya alınmıştır?"