Biden Erdoğan'a karşı eteğinde ne kadar taş varsa dökmüş

Biden ve Erdoğan NATO Zirvesinin gerçekleştiği Brüksel’de ikili bir görüşme yaptı. Prof. Dr. Cengiz Aktar’a göre Biden’ın aylar sonra yapılan ilk görüşmede, bu yöntemi seçme sebebi meseleleri heyetler olmadan rahatlıkla söyleyebilmek.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD yeni başkanı Joe Biden ile görüşme beklentisi, aylar sonra 14 Haziran Pazartesi, Brüksel'deki NATO zirvesinde gerçekleşti. Biden, Erdoğan ile heyetler olmadan sadece tercümanların bulunduğu bir ikili görüşme yaptı. Daha önce Trump’ın Putin ile bu tarz bir ikili buluşması ABD’de eleştirilere sebep olmuştu. Fakat bu görüşmede neden heyetlerin olmadığına dair çeşitli teoriler var. Bunlardan biri Biden’ın ilk elden Erdoğan’a malum sorunları bir de yüz yüze aktarmak istemesi. ANF’ye konuşan Atina Üniversitesi Öğretim Görevlisi Profesör Dr. Cengiz Aktar’a göre Biden’ın bu yolu seçmesinin sebebi ‘rahatlıkla her şeyi söyleyebilmek.’

AFGANİSTAN ZAPTİYELİĞİ ŞAŞIRTMACA

Peki beklenen bu tarihi zirvede neler yaşandı? Yapılan açıklamalarla Türkiye ve ABD arasında uzun zamandır devam eden S-400 füze krizi, Kuzey Suriye meselesi gibi konularda ilerleme olmadığı anlaşılıyor. Erdoğan’ın özellikle YPG hakkındaki açıklamaları ve “Terör meselesinde örgütler arasında ayrım yapan çarpık anlayış mevcudiyeti ne yazık ki koruyor” demesi, istediği yönde bir ilerleme olmadığına dair en önemli ipucu. Diğer yandan Erdoğan, Biden görüşmesindenki farklı bir başlık ise Afganistan meselesi. 

Profesör Dr. Cengiz Aktar’a göre bu mesele biraz da şaşırtmaca çünkü bunun olup olmayacağı çok netameli bir konu: “Kabil Havaalanı meselesi ya da biz buna zaptiyeliği diyelim, tamamen bir şaşırtmaca. Bu olacak mı olmayacak mı belli değil. Zira Taliban ‘kesinlikle buraya gelmeyin’ dedi. Zaten bu havalimanı 1980'lerden bu yana şehrin en stratejik bölgelerinden biridir, ben de bir dönem orada çalışmıştım biliyorum o bölgeyi. Taliban'ın bir NATO ordusuna orayı terk etmesi söz konusu değil. Dolayısıyla bu söylemlerin pek kıymeti harbiyesi yok.”

HİÇBİR ŞEY OLMADI DİYEMEYİZ

Aktar her ne kadar ABD ile Türkiye arasındaki sorunların somut ve ortak bir çözüme doğru gitmekten uzak olduğunu belirtse de NATO görüşmesinde ‘hiçbir şey olmadı’ demenin ise eksik olduğunu düşünüyor: “Bu görüşmede hiçbir şey olmadığını da düşünmüyorum. Evet, masadaki birçok konuda sonuç çıkmadı fakat şu önemliydi; sadece tercümanların olduğu görüşmede anlaşılan o ki Biden Erdoğan'a karşı eteğinde ne kadar taş varsa dökmüş. Aslında Biden’ın sadece ikili görüşmeyi tercih etmesinin sebebi rahatlıkla her şeyi söyleyebilmek, öyle anlaşılıyor. Şu var ki Amerika bize göre demokratik bir ülke, eksiği gediği elbette var ama kamuoyu dönüp Biden’a ‘sen birebir ne görüştün’ diye de sorar. Ama burada anlaşılıyor ki Biden, heyet varken Erdoğan'a daha rahat konuşamayacağını hesap etmiş belli ki. Erdoğan korkuyor çünkü o kadar çok hata yaptı ki bugüne kadar. Herhalde şimdilik yüzüne ama onu çok da zor durumda bırakmadan söyleyeyim fakat yine de söylemiş olayım diyerek hareket etmiş olacağını düşünüyorum.”

ADIMLARI GÖSTERMELİK OLACAK

Biden ile görüşme birçok yorumcuya göre içeride bir süredir yolsuzluk, parti içi çatırdama ve MHP koalisyonu da içine alan yeni bir restorasyon için Erdoğan’a manevra alanı olup olmayacağını gösterecekti. Profesör Dr. Aktar’a göre ise zaten var olanın yeniden ve bu defa yüz yüze konuşulması durumu olduğu için bu görüşmeden sonra somut adımlar olmayacağı gibi rejimin gidişatında da bir şey değişmeyecek: “Ben bu bütün hay huyun, gürültünün Erdoğan'ın aldığı kararları ya da rejimin gidişatını değiştireceğini düşünmüyorum. Aslında Erdoğan'ın da eli kolu bağlı örneğin S- 400 meselesi. Bu konuda geri adım atabilmesi mümkün değil. Toplantı öncesi rejimi destekleyen laiklerin S- 400'lerin yok Azerbaycan'a, yok İncirliğe ya da başka tarafa gönderileceğini dair palavralarının aslında hiçbir karşılığının olmadığı da ortaya çıktı. Yani bu görüşmelerin sonucunda bir şey çıksaydı S- 400'lerin halledilmesi gerekiyordu. Füzeleri bir yere koyabilmesi için de Rusya'nın icazetini alması gerekiyor. Zira Rusya yer değiştiremeyeceğini daha önce belirtti. Erdoğan bugün kendini öyle bir noktaya getirdi ki NATO Zirvesi'nde konuşulan birçok konuyu istese de değiştirmeyecek bir konumda. Bunların hepsi diplomatik ve siyasi hatalardır ama etrafında da ‘efendim bunu yapmayalım’ diyecek insan kalmadı ki. Bu toplantı sonrası Erdoğan’ın bütün adımlar göstermelik olacaktır. O yüzden herhangi bir şey beklememek lazım. Hele ki koalisyonun dönüşmesi söz konusu bile değil bence.”

DAHA ÇOK GÜNÜ KURTARIYOR

Erdoğan sadece Biden ile değil, “Hastaneye yatmalı’ dediği Fransa Başbakanı Macron ile de anlaşma ve dostluk pozları verdi. Erdoğan’ın Fransa ile masasında ise Libya meselesi vardı. Fakat Aktar orada bir ‘yanlış anlama’ olduğu kanısında: “Diğer Avrupa ülkeleri ile de dostluk pozu verdi ki bunlarla kavgalıydı. Ama bu yeni bir şey değil, daha önce de yapıldı yine sözün büyüsüne kapılıp hakaretler etti, yeri geldiğinde de o günün koşullarına göre davrandı. Açıkçası bu rejim bir öngörü ya da uzak görüye sahip olmadığı için daha çok günü kurtarıyor. Güya Libya'dan yabancı askerlerin çıkarılmasına dair Macron ile mutabık kalındı. Bunu Macron'un kendisi söyledi ama onu da bilmediği bir şey var ya da etrafında olan kimse bunu söylememiş kendisine. Türkiye'deki rejim, Libya'daki TSK bölüğüne ya da o cihatçılara yabancı asker muamelesi yapmıyor ki. Fransızlar bunun farkında değil açıkçası Fransız kalmışlar duruma. Türk silahlı kuvvetlerin oradan çıkması söz konusu bile değil. 

Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile Kıbrıs meselesi hiç konuşulmadı bile. Zaten Yunanistan'ın derdi yaz ayını kurtarmak. Bir sıkıntı çıkmasın ki turisti kaçıracak bir durum yaşanmasın. O yüzden onlar da alttan almış. Sorunların hiçbirinin kalıcı bir ortak çözme evrildiğini söylemek mümkün değil. 

Sonuç olarak NATO toplantısı batının rahatsızlığını Erdoğan'a bir daha, hatta yüz yüze ilettiği bir toplantı oldu. Öte yandan NATO’nun 79 maddelik bildirgesine baktığınızda demokrasi vurgusu vesaire açıkça Türkiye ve Macaristan'ı hedef alan ifadeler içeriyor. Demokrasinin NATO ülkelerinin vazgeçilmezi olduğu vurgulanıyor, açıkçası Erdoğan Türkiyesi bu tabloda yapayalnız bir ülke.”