Bilgen: Ya bizim adayımız ya da desteklediğimiz aday kazanacak!

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, toplumun tek adam rejimi karşısında ittifak istediğini söyleyerek, "Bu seçimi ya bizim adayımız kazanacak ya da bizim desteklediğimiz aday kazanacak" dedi.

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, partisinin Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında seçim gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

AKP-MHP'nin iktidarı kaybetme telaşında olduğunu vurgulayan Bilgen, "Her şey iyi gidiyor idiyse niye seçime gittiniz? Yok büyük bir tehlike varsa, bu duruma gelinmesinin sorumlusu kim ve bu durumun sorumlularına neden bir kez daha ülkeyi yönetme yetkisi verilsin" sorularını yöneltti.

'HALKLA BULUŞMAMIZ ENGELLENMEK İSTENİYOR'

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’nin bulunduğu konvoyun zırhlı araçlarla durdurulmasına tepki gösteren Bilgen, "Ülkeyi OHAL şartlarında seçime götürmek kabul edilemez. Haksız, adaletsiz, fırsat eşitliğinin olmadığı bir seçimle karşı karşıyayız. Halk buluşmalarında 'güvenlik güçleri'nin kameralarıyla halk tedirgin ediliyor. Esnafla partimizin buluşması engellenmeye çalışılıyor" dedi.

Seçimlerde fırsat eşitliğinin olmadığını söyleyen Bilgen, "Demirtaş’ı aday gösterdiğimizde TRT mi Edirne’ye gidecek" diye sordu.

'TOPLUM İTTİFAK İSTİYOR'

Bilgen, şu mesajları verdi:

"Muhalefet, hepimiz şu iddianın arkasındaysak; Türkiye’yi tehdit eden tek adam rejimidir. O koltukta kim oturursa otursun demokrasi olmayacak. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı adaylarının adeta kurtarıcı gibi sunulması, Erdoğan’a karşı başka isimlerle ama aynı mantıkla yaklaşılması, iktidarın söylem hegemonyasına teslim olmaktır.

Biz 16 Nisan’da şunu söyledik: Bu model böler, kamplaştırır, kaos getirir. Geçtiğimiz bir yıl bunu ispatladı. Şimdi tek adama karşı başka kurtarıcılar aramak mıdır muhalefetin yapması gereken? Yoksa Parlamento’nun güçlenmesini sağlayacak formülleri seçimin merkezine taşımak mıdır?

Bütün araştırmalar şunu net bir şekilde ortaya koyuyor: Birinci turda çoğunluk muhalefet partilerinde olursa, ikinci tura kalmış bir seçimde o tarafın adayı yarışa en az 5 puan avantajlı girecektir. Muhalefet bunu başaramazsa, iktidar bir adım önde yarışa girecektir. Muhalefetin bunu başarmasının yolu nedir? Tartışmaya bile gerek olmayan bir matematik gerçeklik ve toplumsal psikoloji ile karşı karşıyayız. Toplum hepimize ittifak yapmamız çağrısını yapıyor. Bir araya gelin ve değiştirin diyor. Eğer siyasetçiler bunun farkında değilse, seçmen muhalefetten de hesap sorar.

Küçük hesaplarla hareket ederse partiler, ülkeyi değil parti çıkarlarını düşünürlerse, artık oyların en az düzeyde kaybını sağlayacak formüller etrafında buluşmazlarsa, kendi elleriyle Meclis çoğunluğunu ve ikinci turda Cumhurbaşkanlığını iktidara devredecekler.

PARTİLERE UYARI VE ÇAĞRI

Özellikle ana muhalefet partisini uyarıyoruz. Saadet Partisi’nin de arayışları devam ediyorsa, onlara da çağrıda bulunuyoruz: Hem milletvekilliği hem Cumhurbaşkanlığı seçiminde ister ayrı ayrı girsinler, ister bir araya gelsinler, bize göre milletvekili seçiminde bir araya gelişin avantajı yüksek.

Cumhurbaşkanı seçiminde kendi adayımızla, ki öne çıkan isim sayın Demirtaş’tır, yer alacağız. CHP ve Saadet bugüne kadar kamuoyunu bir beklenti içinde tuttular. Bu beklenti bugün itibarıyla imkansız gibi görünüyor. Bir somut irade beyanı yok. Geriye kalan süreyi daha fazla kötüye kullanmayın, başka imkanların araştırılması gerekiyor. Biz net söylüyoruz. Milletvekili seçiminde ittifaklar muhalefetin lehine. Ama fazla Cumhurbaşkanı adayı olursa, seçimlerin ikinci tura kalma ihtimali yüksek.

Diğer partiler de bu hassasiyeti gösterirlerse. Herkesten demokrasi ortak paydasında oy alma kapasitesi olan isimlerle bu yarışa girerlerse, bu seçimi ya bizim adayımız kazanacak ya da bizim desteklediğimiz aday kazanacak.

Bizim seçmenimizi önüne koyulana mecburmuş gibi görenler yanılıyor. Şimdiye kadar en çok bedel ödeyen ve en dik duran kitle HDP kitlesidir. Bunu bizim parti kurullarında tartışmamız, engellememiz de imkansızdır. Bu kadar politik bir seçmen kitlesine davranış telkin etmemiz söz konusu olamaz."

SORULARI YANITLADI

Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Bilgen, "Muhalefetin sıfır baraj ittifakı tartışılıyor, ancak İYİ Parti’nin HDP’yle ittifak yapmaya yanaşmadığı da söyleniyor. Değerlendirmeniz ne olur" sorusu üzerine şöyle dedi:

"İYİ Parti bizimle bir araya gelmekten çekiniyor, CHP çekinmiyor mu? Bizim şimdiye kadar hiçbir parti ile resmi, kurumsal temasımız olmadı. Ama ikili görüşmeler ve değerlendirmeler oldu. İster bu İYİ Parti’den isterse CHP’nin çekingenliğinden kaynaklansın; bizi yok sayma eğilimini bizim seçmenimiz de değerlendirecektir.

Ama bize gelen bilgiler sorunun sadece İYİ Parti’den kaynaklanmadığını gösteriyor. İyi Parti diyor ki, 'sağ blok içinde ittifak gerçekleşsin; Saadet ve Demokrat Parti ile ittifak kuralım, sol olma iddiasında olan partiler de kendi aralarında buluşurlar.' Bu söz karşısında cevap vermesi gerekenler sol siyaset yaptığını iddia edenler. Yani İYİ Parti bizimle bir araya gelmekten çekiniyor, CHP çekinmiyor mu? İYİ Parti adayını açıkladı ve gereğini yaptı. Hala beklenti içinde olmaktan kaynaklı Türkiye 10 gün kaybetti. Dolayısıyla karar vermesi gereken CHP. Biz CHP’ye isim önerecek değiliz. Ama belirledikleri isim tüm toplumsal kesimlere hitap etmeli, OHAL’e itiraz etmeli.

Biz ikinci tura kendi adayımızın çıkacağını düşünüyoruz. Ama bu olmazsa, ortaklaşmak için herkes birbirinin hassasiyetini gözetmeli. Dolayısıyla İYİ Parti’nin bu kararlı tutumu karşısında CHP karar vermeli. Ya bizi de davet edecek, ya da diğer partilerle bir araya gelecek."

Bizim baraj kaygımız yok. Hatta birkaç firmadan aldığımız değerlendirme dışlanmamıza karşı tepki oylarının partimize yöneleceği yönünde. Biz buna rağmen diyoruz ki, bizi dışlasanız da bir araya gelin. Ortak kampanya yürütmek zorunda değilsiniz. Kaldı ki, şimdiye kadar 4 muhalefet partisi seçim güvenliği konusunda işbirliği yapacağımız konusunda açıklama yaptık, hem de Türkiye’yi OHAL’den kurtarma konusunda irade beyanında bulunduk. Ama buna rağmen yan yana olmaktan çekiniyorsak, bu ülkeyi nasıl birlikte yöneteceğiz? Bizim için bir sorun yok, ama biz ısrarla bu çağrıyı başta ana muhalefet partisi olmak üzere tüm partilere yapmak istiyoruz."

"Çatı aday olarak Abdullah Gül’ün adı geçiyor. Böyle bir çatı aday olabilir mi" sorusunu ise Bilgen, şöyle yanıtladı:

"Biz başından itibaren kendi adayımızla girme kararlılığımızı ve çok adayın muhalefetin işini kolaylaştıracağını söyledik. Ama buna rağmen bir çatı aday formülü gelişirse bunu tartışırız. Ama görünen o ki, seçim takvimi neredeyse bitiyor, ama sizin andığınız en çok konuşulan isim henüz bir şey söylemedi. Türkiye birkaç kişinin tercihlerine kaderini teslim edemeyecek kadar büyük bir ülke. Bu kadar ağır bedeller ödenirken, herkes risk almalı. Birkaç isim dışında alternatifler niye konuşulmuyor? Tıpkı bizim adayımız gibi pek çok çevreden oy alabilecek başka isim yok mu Türkiye’de? Ana muhalefetin ya da SP’nin önereceği isim kalmadı mı? Kendi kendini bloke edecek, kendi elini daraltan bir yaklaşım Türkiye’ye zarar veriyor."