Bir seçim sohbeti...-Cahit Mervan

Seçim havasına girildi. Ardı ardına anketler yayımlanıyor. HDP bu anketlerde barajı aştı aşacak gibi görünüyor. Bu anketlerin güvenilirliği tartışmalı. Hatta bazılarının ısmarlama olduğu kesin.

Seçim havasına girildi. Ardı ardına anketler yayımlanıyor. HDP bu anketlerde barajı aştı aşacak gibi görünüyor. Bu anketlerin güvenilirliği tartışmalı. Hatta bazılarının ısmarlama olduğu kesin. İktidar ve ‘ana muhalefet’ bastırıyor parayı, gönlüne göre bir anket yaptırıyor. HDP’nin böyle bir lüksü yok. Anketlere verecek, daha doğrusu sokağa atacak parası yok.

Peki, seçim sonuçlarını anketler mi belirleyecek? Elbette ki hayır! Hiçbir anket gerçekten daha inandırıcı olamaz. Gerçek ise sahada belirleniyor. Çoğu kez de anketlere yansımıyor.

İşte gerçek olanla ve anket sonuçları ararsındaki uçuruma bir örnek… 

Rıfat abi, 1970 yılında daha 30'una yeni ayak basmış bir 'delikanlı' iken Belçika'ya gelmiş.

Uzun dönem maden ocaklarında çalışmış. Ter dökmüş.

Emekli olduktan sonrada 'kesin' dönüş yapmış. 2007 yılında kendi deyimiyle 'birlikte top oynamayı bile yardım-yataklık sayan' bir suçlama ile gözaltına alınmış. Ve Kürkçüler cezaevinde yaklaşık 6 ay kalmış.

O Aksaraylı. Hani şu Tuz Gölü’yle komşu, bir iç Anadolu şehri var ya, işte oralı.

Atalarının bundan beş yüz yıl önce Kürdistan'dan göç ettiğini anlatıyor.   Aksaray'da yaşayan Kürtlerin Kurmanci ve Zazaki konuştuğunu söylüyor.  Şu an Aksaray'da 40’a yakın Kürt köyünün olduğunu da sözlerine ekliyor. 

Rıfat abi 68 yaşında.  Yaşı onun geleceğe umutla ve sevda ile bakmasına engel değil.

Her kelimesinden, her cümlesinden geleceğe ilişkin umut akıyor. Sanki dün siyasete girmiş bir genç kadar heyecanlı. Sohbete katılanların sorularını heyecanlı, kısa ve vurucu yanıtlıyor.

Rıfat abi iyi bir gözlemci. Kürt televizyonlarındaki tüm ekran yüzlerini tanıyor. Onların sunuş, konuşma biçimlerini bir hayli iyi 'not 'etmiş. Fırsat buldukça bizim ekranda kırdığımız potlara ilişkin espriler patlatmaktan da geri durmuyor.  

Kendisi Aksaray HDP İlçe Başkanı.  Aksaray'da demokrasi mücadelesine katkı sunan birçok yol arkadaşı gibi koca bir yüreğe sahip olduğu kesin.

Birçoğumuzun beli ki yılda bir kere dahi ismini duymadığımız bu İç Anadolu şehrinde seçimleri merak ediyoruz. Daha doğrusu HDP'nin durumunu.

Rıfat abi... Kestirmeden gidiyor. Bizi yormamak için olsa gerek, öyle derin ve kapsamlı bir analizden kaçınıyor. ‘Bir önceki seçimlere 1200 oy aldık, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 3000, bu kez en az 7000 oy alacağız' diyor. Yani yüzde yüz bir artıştan bahsediyor.

Bizim şüpheli bakışlarımızı sezmiş olacak ki, ‘bu artış olacak. Bir dahi seçimlerde iktidarız. AKP erime ve çözülmeye başladı. Onun alternatifi biziz’ diyor.

Aksaray gibi göreceli olarak muhafazakâr ve milliyetçi bir yerde siyaset yapmanın zorluklarından hiç bahsetmiyor. Kürtlere yönelik linç ve benzeri saldırıları hatırlattığımızda ‘onlar geride kaldı, yapanlar bile bin pişman. Bizden özür diliyorlar’ diyor. Hepimiz şaşırtan garip bir tespitte bulunuyor: ‘Bu seçimlerde bütün kesimlerden HDP’ye yönelim var. Sadece AKP veya CHP’ye oy vermiş insanlar değil, geçmişte MHP’ye oy verenler de artık HDP’yi umut olarak görmeye başladı’ diyor.

Peki, Türkiye genelinde, özellikle İstanbul, İzmir, Konya, Adan ve Mersin gibi yerlerde ne olur diye sorduğumuzda ‘Aksaray’da ne olacaksa, HDP nasıl bir sıçrama yapacaksa Türkiye’de de aynısı olacak’ cevabını veriyor.

Aksaray’da Kürtler ve HDP adeta sıfırdan bu noktaya gelmişler. Bir Kültür Festivali yapmak için dahi köy köy dolaşmışlar. Jandarmanın engelini aşmak için âdete festivali köyden köye taşımışlar. Nihayetinde bir köyde coşkulu bir festival gerçekleştirmişler. Ama bu kez Newroz kutlamasını şehir merkezinde yapacaklar.  Rıfat abi 6-7 bin arası bir katılım bekliyor.

Peki, bu yükselişle birlikte HDP Aksaray’da bir vekil çıkara biliyor mu sorumuza ‘bu kez değil, ama gelecek seçimlerde kesindir’ diyor. Zaten işin püf noktası da burada yatıyor. Vekil çıkaramayacak yerde dahi HDP oylarını ikiye katlıyor.  

Rıfat abi kendisi de aday olmak istemiş. Hani öyle milletvekili olmak için falan-filan değil. Güç katmak. Oyları artırmak için.

Ancak Rıfat abi başvurusunu gerçekleştirememiş. O 1960 yılında bitirdiği ilkokul diplomasını bir türlü bulamamış. ‘Memur aradı. 1959-1966 yılları arasında mezun olan herkesin diploması var, ama benimkini her ne hikmetse bulmadı. Demek ki kısmet değilmiş’ diyor Rıfat abi.

Aday olamaması onda bir kırgınlığa yol açmamış. Aksine daha çok çalışmak için itici bir neden olmuş. Ne de olsa o bir derviş misali bir demokrasi ve özgürlük militanı. Hacca da gitmiş, Maxmur’a da. ‘Mardin’de bir tanıdığımı ziyarete gittim, bir baktım ki Maxmur’dayım’ diyor ve ekliyor ‘en son Kobanê direnişi için Pirsus’a gittik’diyor.

Seçim anketlerini soruyoruz, gülüyor.  O anketlere değil, bize bakın dercesine HDP’nin asla baraj sorunu olmadığının altını çiziyor. Ve ‘sen önde yürüsen, halk arkadan gelir’ diyerek aslında HDP’nin bu yükselişin ‘sırrını’ da açıklamış oluyor.  

Anketler mi yaman, yoksa Rıfat ağabeyler mi, 7 Haziran’da göreceğiz.