Birlik: Silopi'deki iki çocuğu AKP/Saray politikası öldürdü!

ANF'ye konuşan Birlik, kolluk kuvvetlerinin fail konumunda bulunduğu olaylarda sistematik bir cezasızlığın söz konusu olduğunu söyledi.

HDP Milletvekili Birlik, Silopi’de Muhammed ve Furkan Yıldırım kardeşlerin hayatlarını, AKP/Saray iktidarının “Kadın da olsa, çocuk da olsa gereğini yapın” politikalarının sonucunda kaybettiklerini vurguladı. Birlik, Kürdistan’da 1990’larda devlet tarafından kullanılan paramiliter yapıların şu anda da devrede olduğuna işaret ederek, “Silopi’den Şehmuz Uğur’un davasına kadar, kolluk kuvvetleri ve paramiliter yapıların fail konumunda olduğu davaların peşini bırakmayacağız; sonuna kadar hesabını soracağız” dedi.

Muhammed ve Furkan Yıldırım kardeşler, HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlik’in verdiği soru önergesinden tam bir gün sonra zırhlı polis aracının evlerine dalması sonucunda hayatlarını kaybettiler. Birlik, verdiği soru önergesinde kolluk kuvvetlerinin fail konumunda olduğu dosyalarda üç yıldır ne gibi bir gelişme yaşandığını sormuştu. Bu sorusuna henüz cevap alamayan Birlik, iki küçük çocuğun ölümüne neden olan polislerden birinin tutuklanmasının iyi bir gelişme olduğunu, ama yeterli olmadığını vurguladı.

ANF'ye konuşan Birlik, kolluk kuvvetlerinin fail konumunda bulunduğu olaylarda sistematik bir cezasızlığın söz konusu olduğunu hatırlattı, burada asıl yargının işlevini yerine getirip getirmeyeceği sorusunun önemli olduğuna işaret etti. Türkiye’de yargıya artık kimsenin güveninin kalmadığını belirten Birlik, benzer dosyalarda polislerin cüzi cezalarla adeta ödüllendirildiklerine defalarca tanık olduklarını hatırlattı. Birlik, “Bugüne kadar bu tür olaylarda insanlığa, vicdana, hukuka hitap eden kararlar alınmadığını çok iyi biliyoruz” dedi.

‘O ZIRHLI ARACIN SİLOPİ’DE NE İŞİ VAR?’

Muhammed ve Furkan kardeşlerinin ölümünün ana-akım medyada öne sürüldüğü şekilde kaza veya kader diye açıklanamayacağını vurgulayan Birlik, bu söylemlere şöyle tepki gösterdi: “O zırhlı aracın Silopi’de ne işi var? Bu, kader ile açıklanabilir mi ? Bu yaşananlar, o akrep tipi aracı Silopi’ye gönderen ve savaş kararı veren iktidardan bağımsız ele alınabilir mi ? Biz bunun kaza veya kader olmadığını Nihat Kazan’dan, Şehmuz Uğur’dan çok iyi biliyoruz. Bu yaşananların AKP’nin savaş politikalarından kaynaklı olduğunu da çok iyi biliyoruz. Eğer savaş politikası güder ve ‘Kim olursa olsun, kadın da olsa, çocuk da olsa gereğini yapın’ diye açıklama yaparsan sonucu bu olur. Daha birkaç gün önce Gazi’de Sıla’nın vurulması infaz değil miydi? Yine Şehmuz Uğur’un Şırnak kent merkezinde sokak ortasında vurulması infaz değil mi? Şehmuz çatışmaların olmadığı bir dönemde Şırnak halkının gözü önünde infaz edilmiştir; peki, yargı olsun, siyasiler olsun, bu konu hakkında bir işlem, bir açıklama yapmış mıdır?”

‘FAİLLERİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ!’

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu imzasıyla valiliklere gönderilen “Üç Hilal” Genelgesine değinen Birlik, o genelgede kolluk kuvvetlerine “acımayın, merhamet etmeyin” emri verildiğine dikkat çekti. “Böyle bir genelge ile valinin, kaymakamın, kolluk kuvvetlerinin kendilerini devlet yerine koyduğu bir coğrafyadan söz ediyoruz” diyen Birlik, insanların can güvenliğini korumakla mükellef olan devletin, insanların korku ve güvensizlik içinde yaşamasına neden olduğunu kaydetti. Birlik, “Açıkça, benden değilsen, biat etmiyorsan, senin yerin ya mezar, ya cezaevi, ya da işkencedir mesajı verilmek isteniyor” diye konuştu. AKP iktidarının tarihten ders almadığını belirten Birlik, Kürt sorununun savaş ve güvenlik politikaları ekseninde çözülemeyeceğini bir kez daha hatırlattı. Birlik, Kürdistan’da 1990’larda devlet tarafından kullanılan paramiliter yapıların şu anda da devrede olduğuna dikkat çekti. HDP olarak adalet, demokrasi ve özgürlük mücadelesinden asla vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Birlik, “Silopi’den Şehmuz Uğur’un davasına kadar, kolluk kuvvetleri ve paramiliter yapıların fail konumunda olduğu davaların peşini bırakmayacağız; sonuna kadar hesabını soracağız” dedi.

NE OLMUŞTU?

Şırnak'ın Silopi ilçesinde 4 Mayıs'ta bir zırhlı polis aracının gece duvarı yıkıp eve girmesi sonucunda, yataklarında uyuyan 7 yaşındaki Muhammed ile kardeşi 6 yaşındaki Furkan Yıldırım yaşamlarını yitirmişti.