Botan: Talê’de Devlet suçüstü yakalandı
Köylülere yönelik SİHA saldırısından 7 saat sonra operasyon yapıldığını, başka yerden iki cenazenin getirildiğini belirten HDP'li Botan, "Devlet suçüstü yakalandı" dedi.
Köylülere yönelik SİHA saldırısından 7 saat sonra operasyon yapıldığını, başka yerden iki cenazenin getirildiğini belirten HDP'li Botan, "Devlet suçüstü yakalandı" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Lezgin Botan, Hakkari'nin Talê (Oğul) köylü kırsalında Silahlı İnsansız Hava Aracı'nın (SİHA) köylüleri vurmasından bir gün sonra başka bir çatışma alanından iki cenazenin getirildiğini söyledi. Botan, bir muhtarın şu sözlerini paylaştı: "Bölgedeki bir karakola gittim. Askerlere niye sivilleri vurdunuz, diye sordum. Biz sabah kadar başka yerden iki cenaze bulup getiririz, dedi. Öyle de oldu.”
Botan, yaralıları hastaneye kaldıran yurttaşlarla ve köylülerle yaptıkları görüşmede olayın yaşandığı Talê köyünde, bu 4 köylü dışında kimsenin vurulmadığının ve herhangi bir çatışmanın da yaşanmadığının aktarıldığını ifade etti. Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna iki gerillanın cenazesinin kaldırıldığını belirten Botan, bu cenazelerin başka bir alandan getirildiği bilgisinin köylüler tarafından kendilerine verildiğini söyledi. Valiliğin cinayetin üstünü örtmek için aynı saldırıda, “4 PKK’li öldürüldü” açıklaması yaptığını hatırlatan Botan, heyet olarak incelemelerinin ardından açıklama yapınca Hakkari Valiliğinin önceki açıklamasını 3 kere revize ettiğine dikkat çekti.
NEDEN GÖZALTINA ALINMADILAR?
Katledilen Mehmet Temel ile yaralanan İbrahim Sak, Musa Tarhan ve İsmail Aydın’ın saat 13.00 gibi Depin polis kontrol noktasından geçtiklerini hatırlatan Botan, “Bu kişiler, sivil oldukları anlaşılınca Valilik tarafından ‘işbirlikçi’ ilan edildi. Vali neye göre bu esnafları ve kendi köylerine giden insanları ‘işbirlikçi’ ilan ediyor. Vali kendini hem hakim hem savcı hem de istihbaratın yerine koyuyor. Bu insanlar henüz yargılanmamış ve haklarında herhangi bir karar verilmemiş. Madem ‘işbirlikçiydiler’ neden kontrol noktasından geçerlerken polisler tarafından gözaltına alınıp sorgulanmadılar. Bu ‘işbirlikçi’ lafı, sivilleri öldürmenin yeni kılıfı oldu” dedi.
SAVCI DİLEKÇELERİ ALMIYOR
Devletin tipik bir işgalci zihniyet pozisyonu aldığına dikkat çeken Botan, şöyle devam etti: “SİHA ile vurulan köylüler hastaneye kaldırıldıktan sonra aileleri hastaneye gidiyor. Polis ailelere saldırılıyor ve 5 kişi çeşitli yerlerinden yaralanıyor. Bunlar şikayetçi olmak isteyince polis bunları da ‘örgüt üyeliği’ ile tehdit ediyor. Buna rağmen aileler savcılığa gidip şikayet dilekçelerini vermek istiyorlar, ancak savcı dilekçeleri iade ediyor. Köylülerin şikayetini kabul etmiyor. Bu durum akıllara ziyan bir şeydir. Hiçbir rejimde böyle bir uygulama yok.”
DEVLET SUÇÜSTÜ YAKALANDI
Bir muhtarın, “Bölgedeki bir karakola gittim. Askerlere niye sivilleri vurdunuz, diye sordum. Askerler de iş bildiğiniz gibi değil ve biz sabah kadar başka yerden iki cenaze bulup getiririz, dedi. Öyle de oldu” dediğini belirten Botan, "2 cenazenin başka bir bölgeden getirildiği açıktır. Aslında devlet, Robaskî’de olduğu gibi suçüstü yakalandı" dedi.
7 SAAT SONRA OPERASYON
Köylülerin ve görgü tanıklarının anlatımına göre bu olaydan 6-7 saat sonra bölgede bir operasyon yapıldığını kaydeden Botan, şunları ifade etti: “Operasyon ertesi gün öğlene kadar sürüyor ve 2 PKK’linin cenazesi getiriliyor. Yerel kaynaklar ile görüştüğümüzde cenazelerin başka bir bölgeden getirildiği ve bu olayla hiçbir alakasının olmadığını söylediler. Bu olayı örtbas etmek için cenazeleri başka bir yerden getirmişler. Eğer aynı olay olsaydı cenazeler de aynı saatlerde ve aynı olay yerinden alınırdı.
DİNİ VECİBELER ENGELLENDİ
Botan, Mehmet Temel’in cenaze töreni esnasında ve sonrasında yaşananları şu şekilde anlattı: “Cenazeler yıkanmıyor, tabut verilmiyor. Defnedilme koşulları ortadan kaldırılıp camiler kapatılıyor, cenaze aracı ve ambulans verilmiyor. Dini vecibeleri ve toplumsal görevleri bile yerine getirme konusunda ne aileye ne de kurumlara imkân tanınıyor. Ardından aile kendi imkânlarıyla kendi evlerinde taziyeleri kabul ediyor. Bizim hastane tabipleri ile görüşme taleplerimiz bile karşılanmadı, çünkü devlet ısrarla bir şeyi saklıyor ve gizliyor. Doktoru tehdit ediyor, imamı tehdit ediyor, aileleri tehdit ediyor. Bu faşizmin ötesinde bir şeydir.”
SAVAŞ SUÇU İŞLENİYOR
Devletin Kürt köylülerini göz göre göre katlettiğini ve savaş suçunu işlediğini vurgulayan Botan, “İcat ettikleri silahları Kürt köylüleri üzerinde deniyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yapılan operasyonun bir hata olduğunu söylemesine rağmen neden bu insanlar hala gözaltında ve aileleri ile görüştürülmüyor. Musa Tarhan, 1 (bir) dakikalığına tekerlekli sandalyede oğluyla görüştürüldü. Babasının konuşamadığını ve yaralarının kan içinde olduğunu söyledi. Bölgede OHAL değil OHAL’in çok üstünde ağırlaştırılmış bir sıkıyönetim uygulaması var.”
HALKI TESLİM ALMAK İÇİN
Hakkari’nin bütün seçilmişleri; il ve ilçe eşbaşkanlarının rehin tutulduğunu anımsatan Botan, şöyle sürdürdü: "Bir işçi olan Necmettin Fendik geçtiğimiz ay evinin içerisinde çocuklarının gözleri önünde polisler tarafından katledildi. Aslında devlet Fendik ailesi şahsında Yüksekova halkına ve Kürt halkına her mahalleden birkaç kişi infaz ederek 'kayıtsız koşulsuz boyun eğip teslim olacaksınız. Biat etmekten başka çareniz yoktur. Aksi halde hepinizin akıbeti aynı olacaktır’ mesajı vermeyi amaçlıyor.”