Botanda bir Newroz ve Abdurrahman Motor…

Botan’ın derinliklerine iniyoruz. Botan çayı kıyısındaki yeni yoldan aşağılara. Dağların keskin uçları gökyüzünü kapatıyor.

Çırav’daki kar hala bembeyaz, dağların tepelerinden eriyen karlar bambaşka coğrafyalara, uzak diyarlara yolculuk için Botan’a ve ardı ardına gelen nehirlere karışıyor. Herekol’un tepeleri hafiften göz kırpıyor.

Cudi’yi görünce derin bir nefes almamak elden değil. Uçurumlar, ucu ucuna kesilmiş yol ayrımları, keskin virajlar bitiyor. Uzun vadide, sırtını dağlara dayayan Cizre ovasından yükselen güven ve huzura kapılıyoruz. Gabar’ın geniş kollarını arkamıza alıyoruz. Botan’ın derinliklerinden çıkıp, platoları aşıp İdil (Hezex)’e ulaşıyoruz.

Dağ yamaçlarına yayılmış köy, kasabalarda yakılan irili-ufaklı Newroz ateşlerinin dumanları bir “göz yanılması” ile dağların boyunu geçmiş gibi görünüyor. Cizre, Hezex, Nusaybin üçgenindeki vadide Pınarbaşı (Aysere) köyüne varıyoruz. Hezex’ten çıkarken bize eşlik eden Şırnak İHD yöneticisi yazar Yusuf Vesek yol boyunca karşımıza çıkan şimdi artık tek bir dikili ağacın bile görülmediği engebeli ovaları anlatıyor:

“Buraların kup kuru olmadığına bakma, eskiden, 60’larda, 70’lerde bu ovalar her türlü meyve ağacından geçilmiyordu. Üzüm bağlarından, nardan, eriğe, elmaya eşsiz bir cennet bahçesiydi. Hepsi Süryanilerindi. Hezex aynı zamanda Süryanilerin de ana vatanıdır. Annemin gelinliğini diken Terzi Suse, saçımı kesen Berber İlyas ve babamın çarığını diken Koşkar Gawro’yu unutmak mümkün mü? Sonra onlar gidince toprakları sahipsiz kaldı, kimisi de gitti o ağaçları meyveleriyle kopardı.”

Hezex’ten yaklaşık 20 km uzaklıktaki Pınarbaşı (Aysere) köyü son durağımız. 4 bin nüfusluk köyde genci, çocuğu, yaşlısı yüzlerce kişi meydanda toplanmış. Köyde Newroz ilk kez kitlesel kutlanıyor. Belki de şimdiye kadar Newroz’suz geçen Botan’ın tek merkeziydi. Köyün gençleri anlatıyor; “Daha önce birkaç kişi biraraya gelip küçük bir kutlama yapardık, böylesi bizim için büyük bir hayaldi.”

1100 civarındaki seçmeni olan köyde 2009’a kadarki seçimlere kadar HDP geleneğinden gelen partilere 40-50 oy çıkarmış. Nedeni ise köydeki feodal bağlar, güçlü aile ilişkilermiş. Fakat son iki seçimde BDP oyların yüzde 99’unu alıyor. AKP koca köyde artık en fazla 4-5 oy alabiliyor. Onlar da dışardan gelen memurlarmış.  Aysere köyü bu büyük değişim için neredeyse 30 küsur yıl beklemiş.

….

PKK’nin öncü kadrolarından, 1980’lerin efsanevi gerilla komutanı Abdurrahman Motor (Salih) bu köyden. 10 Ekim 1987’de yaşamını yitiren ve İdil-Cizre’deki gerilla birliklerinin komutanı olan Motor Türk ordusunun korkulu rüyasıydı.

Öyle ki İçişleri Bakanlığı 1987’nin başlarında Motor’un teslim olması için Resmi Gazete ’de ilan bile vermişti. İlanla Motor’a 15 gün süre tanıyan devlet güçleri üstüne de kendisini ihbar eden bir milyon lira verileceğini bildiriyordu. Abdurrahman Motor ise Serxwebun gazetesinin Mayıs 1987 sayısında, 10 Nisan 1987 tarihli mektubunda Türk devletine şu yanıtı veriyordu:

“Başta kendi varlığım olmak üzere, bütün ailemi halkımın kutsal davası uğrunda feda etmek benim için en büyük mutluluk ve şeref olacaktır. Her onurlu insanın görevi, şerefli bir yaşamı ve şerefli bir ölümü tercih etmek olmalıdır.”

Abdurrahman Motor Serxwebûn’a gönderdiği bu mektuptaki sözleri gibi Cizre’nin Hisar köyü Çağlayan mezrasında 10 Ekim 1987 günü 7 arkadaşıyla yaşamını yitirmesine kadar mücadelesini sürdürdü. Motor, Botan’ın bir sonbahar gününde “Ekim şehitleri” mevsimini açarken, doğduğu köy ancak 28 yıl sonra Newroz ateşiyle buluştu.

Şimdi artık Botan tamamen Newroz nakışlı. Ne de olsa Newroz en çok Botan’a yakışıyor. Zira Newroz baharı sabırsızca bekleyen Kürdistan’ın kalbi Botan’da güzel…