Yüzlerce kadın, Taksim Meydanı'nda açlık grevindeki tutuklularla dayanışmak için oturma eylemi yaptı. Kamuoyuna, "Biz açlık grevindeki tutukluların seslerini duyuyoruz. Siz de bu sese kulak verin" çaðrısını yaptı.
Açlık Grevindekilerle Kadın Dayanışma Ýnisiyatifi'nin çaðrısıyla yüzlerce kadın, Taksim Meydanı'nda oturma eylemi yaptı, hükümeti ölümler olmadan çözüm için adım atmaya çaðırdı. "Açlık grevindekilerin sesini duyun. Çözüm istiyoruz" yazılı pankart ile dövizler açan kadınlar, "Kadınlar ölüm istemiyor", "Ölüm deðil çözüm", "Anadil haktır", "Yaşasın kadın dayanışması", "Jin şer naxwazın", "Tecridi kaldırın, ölümleri durdurun" sloganlarını attı.
Eylemde, açlık grevindeki kadın tutukluların isimleri okundu, kitle Türkçe ve Kürtçe "Burada" yanıtını verdi. Bakırköy Cezaevi'nden Ayşe Günay ve Diyarbakır Cezaevi'nden Sara Aktaş'ın mektubunu okuyan kadınlar, alkış ve zılgıtlarla cezaevlerine selamlarını gönderdi. Ayşe Günay'ın mektubunu okuyan sanatçı Ýlkay Akkaya, "Ýki halk arasında köprünün yıkılmasına bu toplum seyirci kalmamalı" dedi, ardından "Adıyaman" türküsünü seslendirdi. Grup Emeðe Ezgi'den Ebru ise "Beritan" şarkısını seslendirdi.
'ARTIK YENÝ KAYIPLAR VERMEK ÝSTEMÝYORUZ'
Açlık Grevindekilerle Kadın Dayanışma Ýnisiyatifi adına açıklamayı okuyan avukat Filiz Kerestecioðlu, "Açlık grevlerinde yüzden fazla insanını kaybetmiş bir ülkenin kadınları olarak artık yeni kayıplar vermek istemiyoruz" dedi.
30 yıldır savaş istemediklerini haykırdıklarını belirten Kerestecioðlu, "Bizler 30 yıldır süren savaşın bir an evvel bitmesi için, dün olduðu gibi bugün de 'operasyonların derhal durdurulmasını, silahların susmasını, Kürt halkı üzerindeki ayrımcılıðın kaldırılmasını, anadilde eðitim hakkının anayasal güvenceye kavuşturulmasını istedik ve bunun barışın ön koşulu olduðunu söyledik. Ne var ki seslerimiz yok sayıldı. Sadece biz kadınların deðil, bu toprakların her yerinden yükselen barış sesleri de 30 yıldır yok sayıldı" diye konuştu.
'AKP BU TALEPLERÝ GÖZÖNÜNE ALMALI, ADIM ATMALI'
Açlık grevlerinin nedeni olan taleplerin karşılanması yönünde adım atılmazsa yarın çok geç olacaðına dikkat çeken Kerestecioðlu, şöyle konuştu: "Taleplerin, anadilde eðitim, anadilde savunma hakkı ve Abdullah Öcalan'a uygulanan tecrit koşullarının kaldırılması olduðu kamuoyunca bilinmektedir. Bütün bu haklar ve talepler; demokratik ülkelerde tartışılmayan, insanlıðın kazanılmış hakları çerçevesinde deðerlendirilen, insanın insan olmaktan gelen devredilmez ve dokunulmaz haklarıdır. AKP Hükümeti, açlık grevlerine neden olan bu talepleri göz önüne almalı, ölümler olmadan adım atmalıdır."
Avukat Filiz Kerestecioðlu, hükümet cephesinden gelen "Gerektiðinde müdahale ederiz" ve "Duyduk, artık vazgeçin" açıklamalarını hatırlattı, "Uluslararası Af Örgütü yetkililerinin belirttiði gibi, 'Açlık grevleri barışçıl bir protesto şeklidir ve Türkiye yetkililerinin, bu yöntemle protesto etme hakkı dahil olmak üzere, mahkumların ifade özgürlüðü hakkına saygı duyma yükümlülüðü bulunmakkadır' demektedir" diye belirtti.
Artık, adaletin, özgürlüðün ve barışın sesini duymak istediklerini söyleyen Kerestecioðlu, son olarak şunları söyledi: "Biliyoruz ki, en doðal demokratik hakları için insanların ölmesi, hatta açlık grevine gitmek zorunda kalması bu ülkenin utancı olarak hatırlanacaktır. Biz açlık grevindeki tutukluların seslerini duyuyoruz. Tüm kamuoyunu bu sese kulak vermeye, ölüm deðil, çözüm demeye, savaşa ve şiddete sesimizin en yüksek perdesiyle karşı çıkarak, barış istemeye çaðırıyoruz."
YARIN TABUTLAR ÇIKARSA NE DÝYECEKSÝNÝZ?
BDP Ýstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel, Başbakan Erdoðan'ın açlık grevleriyle ilgili açıklamalarına yanıt verdi, "Yarın cezaevlerinden tabutlar çıktıðında ne diyeceksiniz? Bunun hesabını nasıl vereceksiniz?" dedi. Kürtlere demokratik siyaset yapma hakkının da tanınmadıðına dikkat çeken Tuncel, "Bu ülkeyi, AKP faşizmine raðmen deðiştireceðiz, demokratikleştireceðiz" diye konuştu.
BAKIRKÖY'DE TEK KÝŞÝLÝK HÜCRE TEHDÝDÝ
Avukat Ayşe Acinikli açlık grevindeki kadın tutukluların saðlık durumları hakkında bilgi verdi. Avukat Züleyha Gülüm ise, Bakırköy Cezaevi'ndeki kadın tutukluların tek kişilik hücrelere alınmakla tehdit edildiklerini belirtti, "Ancak, kadın tutuklular, buna direneceklerini söylediler. Eðer tek kişilik hücrelere alınırlarsa da açlık grevini sürdürmekte kararlı olduklarını söylediler" diye konuştu.
'DÜN DÝRENDÝK, BUGÜN DE DÝRENECEÐÝZ'
Burdur Cezaevi Katliamı ve 19 Aralık Cezaevi Katliamı'nı yaşayan Arzu Torun ile hala o günlerin izlerini taşıdıðını belirtti, "Bedenlerimizden başka savunma aracımız yoktu. Bugün de aynısı. Zorla müdahale ile wernicke-korsakoff hastası yaptılar. Anılarımızı çaldılar. Ama o gün direndik, bugünde direneceðiz" dedi.
Saat 19.00'da başlayan eylem, 10 dakikalık alkış ve zılgıtlarla 20.30'da sona erdi.