‘Bu zulme son verin, hasta tutsakları serbest bırakın’

‘Bu zulme son verin, hasta tutsakları serbest bırakın’

İHD şubeleri cezaevi komisyonu üyeleri, Türkiye ve Kürdistan çapında, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek oturma eylemi yaptı. İstanbul’daki eylemin adresi de Galatasaray meydanıydı. Cezaevlerinde 228 ağır, toplam 578 hasta tutsağın bulunduğunu vurgulayan İHD İstanbul Şubesi üyeleri hükümet yetkililerine hep bir ağızdan, “Bu zulme son verin hasta mahpusları serbest bırakın” diye haykırdı.

İHD İstanbul Şubesi üyeleri hasta tutsakların serbest bırakılması için Galatasaray Meydanı’nda bir saatlik oturma eylemi gerçekleştirdi. Türkçe ve İngilizce “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın” yazılı pankart ve 228 hasta tutsağın isminin yer aldığı dövizler açıldı ve fotoğraflar taşındı. Yağmura aldırmayan insan hakları savunucuları hep bir ağızdan, “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın”, “Tecritti kaldırın ölümleri durdurun”, “İnsan haklarıyla insandır”, “ATK elini mahpuslardan çek”, “TMK elini mahpuslardan çek” sloganlarını attı. İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu adına açıklamayı Hatice Onaran okudu.

‘ORASI DUVAR MI? SESİMİ DUYAN VAR MI?’

“Orası duvar mı? Sesimi duyan var mı?” diye sorarak sözlerine başlayan Onaran, her gün acılar içersinde kıvranan, ölüme terk edilen hasta mahpusların çığlının bir türlü duyurmadığını vurguladı. Cezaevlerinde şu anda 228’i ağır toplam 578 hasta tutsağın yaşam mücadelesi verdiğine dikkat çeken Onaran, sadece hapishanelerin duvarlarına kulak vermenin ülkedeki demokrasi ve insan hakları gerçeğinin gözler önüne serdiğini altını çizdi.

Türkiye’de infaz anlayışının insani olmayan bir yaklaşım üzerine kurulu olduğunu hatırlatan Onaran, koşulların sağlıklı tutsaklar için zaten kötüyken, hasta tutsaklar için dayanılmaz bir hal aldığını söyledi. Bu konuda yargı organlarınca temel alınan 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri’nin İnfazı Hakkında Kanunu’nun eksiklikleri, yanlışlıkları ve uygulamadaki sorunların hasta mahpusların özgürlük umudunun önünde en önemli engelli teşkil ettiğini aktaran Onaran, 5275 sayılı infaz Kanununun 16. Maddesi’nde Ocak ayında yapılan değişikliğe bile Adli Tıp Kurumu’nun direndiğine dikkat çekti. Kanun değişikliği ile hayati tehlike kriterinin yerine yaşamın tek başına idame ettirmeme kriterinin getirildiğini dile getiren Onaran, ancak bunun yanı sıra Cumhuriyet Savcılarına geniş bir takdir yetkisi tanınarak toplum güvenliği için tehlikeli kabul edilerek mahpusların hastalığına rağmen tahliye edilmemesi düzenlenmesinin getirdiğini hatırlattı.

İnsan hakları savunucuları olarak hasta tutsakların haykırışlarının duyurmaya devam edeceklerini vurgulayan Onaran, hükümet yetkililerine, “ Bu zulme son verin. Hasta mahpusları serbest bırakın” çağrısında bulundu.