Cenevre çıkmazında göz ardı edilen gerçek…
Siyasi çözüm adı altında Suriye halklarını geleceği değil siyasi çıkarların yarıştırıldığı Cenevre görüşmeleri 16 Mayıs’ta tekrardan başlıyor...
Siyasi çözüm adı altında Suriye halklarını geleceği değil siyasi çıkarların yarıştırıldığı Cenevre görüşmeleri 16 Mayıs’ta tekrardan başlıyor...
Her defasında başarısızlıkla sonuçlanan görüşmelere Kürtlerin gerçek temsilcileri yine davet edilmezken, PYD Eş Başkanı Müslim, “Biz olmadan gerçekleşecek Cenevre’den bir kez yine sonuç çıkmayacak. Bu sürecin kaybedeni biz değiliz” dedi.
Suriye’de siyasi çözüm aramak amacıyla 2012’den beridir Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde yürütülen Cenevre Görüşmeleri 5 kez denendi ama bir sonuca varmadı. Son Astana Toplantılarından çıkan “Güvenlikli bölgeler oluşturma” kararının ardından bir kez yine gündeme getirilen Cenevre görüşmelerinin geçmişine bakıldığında görüşmelerin aynı tarzda ve aynı muhalefet grupları ile başlatılması taktirde 16 Mayıs’ta tekrardan başlatılması planlanan görüşmelerinin bir kez yine sonuçsuz kalacağı çok aşikar.
İç savaşın iki dış büyük aktörü olan ABD ve Rusya, çıkarlar gereği belli aralıklarla kendi etraflarında saf değiştiren ülkeleri de yanlarına alarak yaşanan iç savaşa ‘siyasi çözüm’ arayışına girişti. Siyasi çözüm arayışı Cenevre Görüşmeleri adı altında 2012 yılında BM’nin masasına konulsa da aradan geçen zaman zarfında 5 defa denenmesine rağmen herhangi bir başarıya ulaşmadı.
Bölgede en büyük askeri ve siyasi güç olan Kürtlerin gerçek temsilcilerinin davet edilmediği Cenevre görüşmelerinde herhangi bir sonuca varılmayacağını anlayan Rusya, bu defa Türkiye ve İran’ı da yanına alarak Kazakistan’ın Başkenti Astana’da başlattığı görüşmelerle dikkatleri başka bir noktaya çekmeye başladı.
ASTANA CENEVRE’YE NEFES ALDIRTTI
Astana ve Cenevre arasında gidip gelen Suriye’de siyasi çözüm isteği, gün geçtikçe yerini tamamen bir çözümsüzlük isteğine bırakırken, Astana’da son yapılan toplantı ile birlikte Rusya, Türkiye ve İran, Suriye’de güvenlikli bölgelerin oluşturulmasına karar vererek, bir anlamda Cenevre’de tıkanıp kalan görüşmelere tekrardan nefes aldırtmış oldu.
Astana’da gerçekleştirilen toplantıya katılan ve burada alınan kararlara bir anlamda ortak edilen Cenevre görüşmelerinin yöneticisi konumunda olan BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, Astana’da yapılan son görüşmenin hemen ardından tekrardan Cenevre’yi işaret etti. Ardından Cenevre BM bürosundan yaptığı açıklama ile 16 Mayıs tarihinde Cenevre görüşmelerinin tekrardan başlayacağını ve bu görüşmelerin sadece 3 gün süreceğini duyurdu.
16 Mayıs’ta tekrardan başlayacak Cenevre görüşmelerinin nasıl bir sonuçla karşı karşıya kalacağını anlamak için bugüne kadar yapılan görüşmelerde neler yaşandığına yakından bakmak istedik.
SİYASİ ÇÖZÜM DEĞİL ÇIKARLAR YARIŞTIRILDI
BM öncülüğünde 30 Haziran 2012 tarihinde ‘Suriye’de siyasi çözüm’ adı altında Cenevre-1 ile başlayıp 31 Mart 2017 tarihine kadar farklı aralıklarla Cenevre-2, Cenevre-3, Cenevre-4, Cenevre-5 görüşmeleri gerçekleştirildi.
16 Mayıs’ta tekrardan başlayacak görüşmelere aynı ‘muhalefet grupları’ devam edilmesi durumunda bu görüşmelerinde hangi akıbetle sonuçlanacağı çok açık.
SAHADA VARLIĞI OLMAYANLAR MASADA YER ALDI
Görüşmelere kimler katılmıştı?
Suriye’nin geleceğine yönelik tek demokratik projeye sahip ve bölgede DAİŞ terörüne karşı en vazgeçilmez bir güç olan Kürtlerin siyasi temsilcileri davet edilmedi.
Özellikle Cenevre-3, 4 ve 5 görüşmeleri öncesinde Kürtler olmadan siyasi çözüm olmaz diyen ABD ve Rusya, Kürtlerin Cenevre’ye katılmamasını ise DAİŞ destekçisi olarak anılan başta Türkiye olmak üzere Sünni cephenin tepkisine bağladı.
Cenevre-3 görüşmeleriyle başlayıp ardından devam eden görüşmelere Esad rejimini temsilen BM Suriye Büyükelçisi Beşar Caferi ve beraberindeki heyet, Suriye Muhalif Güçleri Koalisyonu (SMDK) temsilcileri, Ulusal Konsey Heyeti (UKH) temsilcileri, Silahlı gruplardan Ceyş-ul İslam, Ahrar’u Şam, ÖSO gibi cihatçı grupların temsilcileri katıldı. Bu gruplar, Cenevre- 4 ve 5 görüşmelerine Nasır el-Hariri başkanlığındaki Yüksek Müzakere Komitesi adı altında katıldı.
GÖRÜŞMELERDEN HİÇBİR SONUÇ ÇIKMADI
Görüşmelerde neler yaşandı?
BM Suriye Özel temsilcisinin Staffan de Mistura, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı ışığında yürütmeye çalıştığı görüşmelerde, ağırlıklı olarak yönetim, yeni anayasa, seçim konuları üzerinde durmak istese de başarılı olamadı.
De Mistura, bir tarafta Rusya’nın üzerinde durduğu Esad’lı bir geçiş süreci tartışması diğer tarafta ise Suriye’nin geleceğine dönük hiçbir projesi olmayan ‘muhalefet’ gruplarının hiçbir şekilde Esad’ın varlığını kabul etmek istemeyen söylemleri arasında sonuçsuz görüşmeler yürüttü.
MASADAKİ ‘MUHALEFET’ TAŞERON GÜÇLERDEN İBARET
Rejim heyeti, görüşmeler süresince ‘muhalefet’ adı altında Cenevre’ye davet edilen grupların gerçek muhalefet olmadığını ve bu grupların Suriye’yi parçalamak isteyen devletler destekli terörist gruplardan ibaret olduğu yaklaşımını ortaya koydu.
Görüşmeler süresince iki tarafı aynı odada bir araya getirmeyi başaramayan De Mistura, geçtiğimiz Mart ayında yapılan Cenevre-5 görüşmelerinin ardından yaptığı açıklama ile bir anlamda görüşmelerde herhangi somut bir sonuca varılmadığını dile getirmişti.
ENKS GÖRÜŞMELERDE ETKİSİZ OLDUĞUNU AÇIKLAMIŞTI
Yine geçtiğimiz Mart ayında yapılan Cenevre-5 görüşmelerinde, ‘Muhalefet’ Yüksek Komitesi (MYK) altında görüşmelere katılan Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS), Cenevre’ye katılımlarını askıya aldığını duyurmuştu. ENKS yaptığı açıklamada görüşmelere katılımlarını askıya almalarını, ENKS olarak De Mistura ile yapacakları görüşmenin MYK tarafından engellenmesine bağladı. ENKS, yaptığı bu açıklama ile bir anlamda Cenevre görüşmelerinde hiçbir varlıklarının ve söz haklarının olmadığının doğruluğunu ortaya koydu.
Cenevre’de görüşmeleri süresinde sahada neler yaşandı?
Cenevre görüşmeleri süre boyunca görüşmelere muhalefet adı altında davet edilen gruplar gün geçtikçe güç kaybetmeye başladı. Sahada çok az olan güçleri kayboldukça masada rejimin eli güçlenmeye başladı. Özellikle Halep’in rejim güçleri tarafından geri alınması ile birlikte ‘muhalefet’in masada bir etkisi kalmadı.
‘SİYASİ ÇÖZÜM’ ARAYIŞI SÜRDÜKÇE ÖLÜMLER HER GECEN GÜN ARTTI
Masada çıkarları yarıştırdığı süre zarfında sahada savaş bütün şiddetiyle devam etti. Ara ara kısa süreli ateşkesler yapılsa da gelinen aşamada yaşanan iç savaştan kaynaklı 300 binin üzerinde insanın hayatını kaybettiği, 6 milyonu aşkın insanında Suriye topraklarını terk ettiği uluslararası kuruluşların raporuna yansıdı.
SAHADAKİ DİRENİŞ CENEVREYİ ANLAMSIZLAŞTIRDI
Diğer taraftan görüşmelere davet edilmeyen bölgenin en büyük askeri ve siyasi gücü olan Kürtler, Cenevre görüşmeleri süresince bir yandan dünyanın başına bela olan DAİŞ terörüne karşı güçlü bir şekilde mücadele ederken diğer taraftan da Suriye halklarının geleceğini olan demokratik sistemlerini inşa etmeyi sürdürdü.
Kürtlerin sahada sergilediği politika ve mücadele Cenevre’de muhalefet adı altından bulunan grupları destekleyen başta Türkiye olmak üzere bölgesel güçlerin bütün planlarını da boşa çıkarırken, Kürtler olmadan siyasi bir çözümün tartışılmasının anlamsız olduğunu ortaya konulmuş oldu.
MÜSLİM: CENEVRE BİR KEZ YİNE SONUÇSUZ KALACAK
Tüm bu çıkmaz içerisinde tekrardan başlayacak olan Cenevre -6 görüşmelerini nasıl bir son beklediğine yönelik sorumuzu PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’e yönlendirdik.
16 Mayıs’ta yeniden başlayacak görüşmelere davet edilmediklerini söyleyen Müslim şunları ifade etti: “İlk gün olduğu gibi bugün bir kez yine tekrarlıyoruz, biz olmadan Suriye’ye yönelik yapılacak hiçbir toplantıdan sonuç çıkmaz. Cenevre görüşmeleri bir kez yine sonuçsuz kalacak. Kürtler hesaba katılmadan Suriye’nin geleceğini tartışanlar çok iyi biliyor ki Kürtler olmadan siyasi bir çözüm olmaz. Kürtlerin Cenevre’ye katılması gerektiğini hem ABD hem de Rusya çok iyi biliyor. Türkiye’nin Kürt düşmanlığı üzerinden bugün Cenevre’ye davet edilmesek de sahada kendi projelerimizi hayata geçirmeye davet ediyoruz. Kaybeden biz değiliz.”