Cezaevinde yasa dışı ifade zorlaması

Silivri Cezaevi’nde emniyet ve jandarmadan kişilerin kendilerini avukat olarak tanıtıp, ifade vermeye zorladıkları tutsaklarla konuşan avukat Meral Hanbayat, bu yasadışı uygulama sonrası tutsakların avukat görüşüne çıkmak istemediğine dikkat çekti.

Silivri 1 Nolu Cezaevi’nde kendilerini avukat olarak tanıtan emniyet ve jandarmadan kişilerin siyasi tutsakları çağırıp ifade vermeye zorladığı ortaya çıktı.

Yaşananları, yaptıkları yazılı açıklamayla duyuran Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlar, müvekkilleri hakkında soruşturma yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcısına, hukuka aykırı delil elde etmeye çalışan bu kişilerle ilgili herhangi bir talimatı ya da bilgisi olup olmadığını sorarak, İstanbul Barosu’na da usulsüz şekilde kamu görevini üstlenme suçunu işleyen ve avukatlık mesleğinin itibarından faydalanmaya çalışan bu kişilerin tespiti için yürütülen sürece müdahil olma çağrısında bulundu.

‘KENDİLERİNİ AVUKAT OLARAK TANITTILAR

İfade vermeye zorlanan siyasi tutsaklarla görüşen ÇHD avukatlarından Meral Hanbayat, ANF’ye konuştu.

Usulsüz bir şekilde zorla ifadesi alınmak istenenlerin 15 Ekim 2021 tarihinde İstanbul emniyet ve jandarma tarafından yapılan ortak operasyonda gözaltına alınıp tutuklananlar olduğunu belirten Hanbayat, konuştukları tutsakların, cezaevine gelenleri Vatan Emniyet ve Maslak Jandarması’nda gördükleri kişiler olarak tarif ettiklerine dikkat çekti.

Hanbayat şöyle konuştu: “Emniyet ve jandarmadan kişilerin cezaevine gelip, kendilerini avukat olarak tanıtıp, tutukluları ifade vermeye zorladıklarına ilişkin şikayetler geldi. Bunun üzerine biz avukatlar olarak 4 Aralık’ta tehdit edilen 5 tutukluyla görüşme yaptık. Konuştuğumuz tutuklular, hücrelerine gelen gardiyanlar tarafından ‘avukatınız geldi’ denilerek kandırıldıklarını belirttiler. Götürüldükleri avukat görüşme mahallinde karşılarındakilerin avukat değil, gözaltı sürecinde emniyet ve jandarmada gördükleri kişiler olduğunu anlayınca orayı terk etmek istiyorlar. Konuştuğumuz bir tutuklu, görüş kabininden çıkmak isteyince infaz koruma memurunun kapıyı kilitlediğini anlattı. Bir diğeri ise avukat olmadıklarını anlayınca kapı aralığına ayağını koyuyor, ‘Bunlar avukat değil beni kandırdınız’ diyerek hücresine geri dönmeye çalışıyor. Zorla yaptıkları görüşmede ise kağıt imzalattırmaya çalışarak ‘Başka kişiler hakkında ifade ver, seni hemen bugün bırakalım’ vaadinde bulundukları gibi, ‘Eğer ifade vermezsen seni burada 10 yıl tutarız’ diye tehdit etmişler.”

‘YASA DIŞI ALINAN İFADELERLE YENİ OPERASYON!’

Aynı soruşturma kapsamında bu yasadışı yöntemin birkaç kez kullanıldığına dikkat çeken Hanbayat, iki hafta önce cezaevine usulsüz bir biçimde gelen emniyet ve jandarmaya ifade verip, pişmanlıktan yararlanan üç kişinin serbest bırakıldığını ve verilen bu ifadeler üzerine yeni bir operasyon yapıldığını belirtti.

Bu şekilde usulsüz alınan ifadelerle yeni soruşturmaların açıldığına işaret eden Hanbayat, “Cezaevleri tutuklu ve hükümlülerin kendilerini en ‘güvende’ hissedecekleri yer. Güvende tırnak içinde. Çünkü tutuklanmışlar ve haklarındaki soruşturmanın akıbetini bekliyorlar. Ancak durum böyleyken, bu kişiler avukatlık kimliğini kullanarak, tutukluların iradesi dışında onlarla görüşmeye çalışıyorlar. Yeterli delil olmadığı için soruşturmanın kendilerine göre bir yere varması adına yeni ifadelere ihtiyaç duyuyorlar ki, yeniden yeniden ifade almaya çalışıyorlar. Bu konuda savcının bilgisi veya talimatı olup olmadığını bilmiyoruz, ama cezaevi idaresinin bilgisi ve onayı olmadan bunun olması mümkün değil” dedi. Bu uygulamanın kötü muamele ve işkence anlamına geldiğini vurgulayan Hanbayat, bu yaşananlar yüzünden tutukluların psikolojisinin bozulduğunu, aynı şeyle karşılaşacakları endişesiyle artık ne avukat görüşüne ne de revire çıkmak istediklerini aktardı.

‘CEZAEVLERİNDE HUKUKİ GÜVENLİK YOK’

Tutsakların güvenliğinden Silivri Cezaevi Müdürlüğü, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü ve Adalet Bakanlığı’nın sorumlu olduğunu hatırlatan Hanbayat, bütün sınırlamalar aşılarak yasadışı bir yöntem uygulandığını vurguladı.

Bunun savunma hakkını da kısıtlayan bir durum olduğunu belirten Hanbayat, “Avukatlık mesleğini kullanarak insanların iradesini sakatlıyorlar. Bu resmen işkence ve kötü muamele. Kişiyi zorla avukat olmayan kişilerle avukat mahallinde görüşmeye zorlamak hem kötü muamele hem de suçtur. Kamu görevini üstlenme suçu var. İfade nasıl alınır? Savcının talimatıyla adliyede alınır ya da tebligat yapılır, SEGBİS çıkartılır, öyle alınır. Bütün bu süreç atlanıyor. Hepsi kayıt dışı ve yasadışı yapılan görüşmeler. Cezaevlerinde kişilerin hukuki güvenliğinin olmadığının tespitidir aslında bu. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü direkt bu meseleye müdahale etmelidir” diye konuştu.

Bu konuda hem tutukluların hem de avukatların suç duyurusunda bulunduğunu aktaran Hanbayat, ÇHD olarak bu işin takipçisi olacaklarını söyledi.