Cumartesi anneleri 447’inci kez eylemdeydi
Cumartesi anneleri 447’inci kez eylemdeydi
Cumartesi anneleri 447’inci kez eylemdeydi
Cumartesi anneleri, kayıp yakınlarının akibetini sormak için bugün yine Galatasaray Meydanı’ndaydı. Kayıp yakınları, 19 Ekim 1995'te kaybedilen Fehmi Tosun'un akıbeti sordu. Faillerin yakalanmasının talep edildiği eylemde, konuşan Tosun'un eşi Hanım Tosun, yakınlarının herkesin gözü önünde alındığını belirterek, "İnsani ve haysiyetli bir adalet olana kadar mücadele edeceğiz. Devlet arşivlerini açmadığı sürece bayramlarımız bayram olmaz" dedi.
"Faili meçhul" cinayetlere kurban giden yakınlarının faillerinin bulunması ve cinayetlerde yer alanlardan hesap sorulması için adalet arayışlarını sürdüren Cumartesi Anneleri, 447. kez Galatasaray Lisesi önünde bir araya geldi.
"Failler belli kayıplar nerede" pankartı açan anneler, oturma eylemlerinde yakınlarına ait fotoğraf ve kırmızı karanfiller taşıdı. Bu haftaki eylemde, 19 Ekim 1995'te kaybedilen Fehmi Tosun'un akıbeti soruldu. Faillerin yargılanması ve adalet talep edilen eylemde ilk konuşmayı 1980 yılında gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır'ın kardeşi Fatma Kırbayır aldı. Devletin kendileri ile alay ettiğini söyleyen Kırbayır, 'Öldürüldü' belgelerin hazır olduğunu, ama çare bulamadıklarını söyledi.
”Katiller eli kanlı dolaşıyor. 'Cemil' diye diye kan kustuk" diyerek, cenazelerin bulunarak teslim edilmesini istedi. "Etini yediniz, kemiğini koklamaya doyamadınız mı katiller? Bayram bizim neyimize? Elim yakalarında, insanlık hakkımı helal etmiyorum" diyen Kırbayır, adalet çağrısını yineledi.
1995 yılında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız ise, 18 yıldır bayram görmediklerini ifade ederek, Başbakan'ın "Demokratikleşme paketi yaraları saracak" açıklamasına tepki gösterdi. Yıldız, "Sanki bu yaralar başkası açmış. Önce açtığınız yaraları kabullenin. Yaraların sarılması için adalet lazım" diye konuştu. Konuşması sırasında gözyaşlarını tutamayan Yıldız, oğlunun fotoğrafını kaldırarak, "Lanet olsun size. Ben size bunu verdim tabii ki sizden isteyeceğim. Ali İsmail Korkmaz'ın görüntülerini izlediğim zaman sandım ki o tekmeler benim Murat'ıma vuruluyor" diye konuştu.
‘UMARIM GELECEK BAYRAMI ÇOCUKLARIMZIN MEZARINA SARILARAK GEÇİRİRİZ’
Yakınlarının gizli gizli değil, herkesin gözü önünde alındığını belirten Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun “İnsani ve haysiyetli bir adalet olana kadar mücadele edeceğiz. Devlet arşivlerini açmadığı sürece bayramlarımız bayram olmaz" dedi. Tosun, herkesi empati yapmaya çağırarak, "Umarım gelecek bayramı sokaklarda değil çocuklarımızın mezarına sarılarak geçiririz" diye konuştu.
Cumartesi Annneleri adına basın açıklamasını yapan Vildan Kıran, sözlerine evrensel hukuk kurallarına göre gözaltında kaybetmenin insanlık suçu olduğunu anımsatarak başladı.
Kıran, Fehmi Tosun'un Amed’in Lice ilçesine bağlı Çavundur köyünde yaşarken, korucu olmak için baskı gördüğünü ve köyü basan askerler tarafından 1992 yılında gözaltına alındığını aktardı. İşkence gören Tosun'un "PKK'ye yardım ettiği" gerekçesi ile tutuklandığını ifade eden Kıran, 1994 yılında cezaevinden çıktığında ise Tosun'un tekrar polisler tarafından aranmaya başlandığını söyledi.
Kıran, İstanbul'a taşınan Tosun'un 1995'te Avcılar'da gözaltına alındığını belirterek, "Tosun, silahlı sivil polisler tarafından 34 UD 597 plakalı araca bindirilerek zorla götürüldü. Olay komşularının ve ailesinin gözü önünde gerçekleşti; ama gözaltına alındığı inkar edildi" dedi. 4 yıl sonra Tosun'un kardeşinin de Terörle Mücadele Şubesi'nde "Seni de ağabeyin gibi öldürelim mi?" diye tehdit edildiğini belirten Kıran, AKP hükümetinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) yaptığı savunmada ise Fehmi Tosun'un yaşam hakkını ihlal edildiğini kabul ettiğini dile getirdi.
Kıran, Adalet Bakanlığı'na seslenerek, "AİHM'de mahkumiyetle sonuçlanan kayıplar davalarının yeniden yargılanmaya konu olması için girişimlerde bulundunuz mu? Tosun davasını zaman aşımına mı terk ettiniz?" diye sordu. Eylem açıklamanın ardından son buldu.