Cumartesi Anneleri, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerinin yargılanması talebiyle sürdürdükleri adalet arayışlarına devam etti. Eylemlerinin 580'inci haftasında Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelen anneler, 'kutlanacak bir anneler günü' olmadığını dile getirdi.
Cumartesi Anneleri'nin bu haftaki eyleminde, 4 Mayıs 1992'de İstanbul'da üniversite öğrencileri Hüsamettin Yaman ve Soner Gül'ün kaybedilmesinde sorumluluğu olanların yargılanması istendi. Eyleme, HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan, Filiz Kerestecioğlu ve CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katıldı.
Eylemde, 1993 yılında Urfa'nın Siverek ilçesinde gözaltındayken kaybedilen Hüseyin Taşkaya'nın eşi Sultan Taşkaya konuşma yaptı. Taşkaya, "Bugün 'anneler günü' ama maalesef bize anneler günü kutlamıyoruz. Bizim anneler hep gözleri açık gidiyor. Çünkü çocuklarına ait bir kemik bile bulamadan yaşamını kaybediyor. Çocuklarımızın kemiklerine ulaşacakken yeni kayıplar oluyor. Şunu bilin ki ne bu dünyada ne o dünyada yakanızı bırakmayacağız" diye konuştu.
TOSUN: ACILARIMIZA YENİLERİNİ EKLEDİLER
Taşkaya'nın ardından 1995'te İstanbul'da gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Fehim Tosun'un eşi Hanım Tosun konuştu. Tosun, Kürtçe yaptığı konuşmasında, acılarına yeni acıların eklendiğini söyledi. Tam 20 yıldır sevdiklerinin, yakınlarının kemikleri için Galatasaray Meydanı'nda olduklarını hatırlatan Tosun, şu anda da Kürt halkının evlatlarının "vahşet bodrumlarında", asit kuyularında katledildiğini vurguladı. Tosun, şunları da söyledi: "Bu kadar çocukları öldürdükten sonra meydanlara çıkıp anneler gününü nasıl kutluyorsunuz? Çocukları öldürülmüş, katledilmiş annelerin anneler günü nasıl kutlanır? Ben o annelere sabır diliyorum. Bu ülkede çocukların kemiklerine ulaşınca şanslı olan anneler var. Bu anneler varken biz nasıl anneler günü kutlayalım?"
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da, "Helallik istiyorlar. Bu meydandan helallik almayana denk affedilmeyeceksiniz. Bu meydan sizleri affetmedikçe vicdan yükünüzü hep taşıyacaksınız" dedi.
BULDAN: HAKKIMIZI HELAL ETMİYORUZ!
HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan ise annelerin ellerinden öperek konuşmasına başladı. Buldan, şunları dile getirdi: "Hacı Birlik arkadaşımızın yoldaşımızın cenazesi sokaklarda sürüklenirken annesinin gözünde yaş varken, anneler günü kutlanmaz. Orhan ve Mehmet Tunç kardeşler katledilirken, onun annesinin yüreğinde acı varken anneler günü kutlanmaz, buzdolabında bekletilen çocuk cenazeleri varken, o anneler acı çekerken, anneler günü kutlanılmaz. Çocuklarının kemiklerine ulaşınca şanslı olan annelerin olduğu bir ülkede anneler günü kutlanılmaz. Bizim mücadelemiz sürecek. Ancak şu bilinsin ki, gelene de gidene de hakkımızı helal etmiyoruz."
YAMAN: KATLİAMCI ZİHNİYET SÜRÜYOR
İstanbul'da 4 Mayıs 1992'de kaybedilen üniversite öğrencilerinden Hüsamettin Yaman'ın ağabeyi Feyyaz Yaman da eylemde konuştu. Bundan 24 yıl önce 21 yaşında iki üniversite öğrencisinin Fındıkzade'de otobüs durağında gözaltına alındığını ve kaybedildiğini hatırlatan Yaman, 19 Aralık 2011'de özel harekat polisi Ayhan Çarkın'ın itirafları sonucu gerçeğin ortaya çıktığını söyledi. Çarkın'ın kardeşi Yaman'ı ve Gül'ü sorguladıktan sonra ormanlık bir alanda katlettiğini itiraf ettiğini anımsatan Yaman, katleden zihniyetin bugün de devam ettiğini belirtti. Devlet şiddetinin meşrulaştıran yöneticilerin yeniden iş başına getirildiğini ve katliamcı zihniyeti sürdüren, Mehmet Eymür, Reşat Altay gibi yetkililerin yerlerine yeni isimler getirildiğini söyledi. Dersim Soykırımı'nda katledilenlerden bir kısmının kemikleri 23 Nisan 2016'da ortaya çıktığına değinen Yaman, çocuklara 'milli bayram' olarak hediye edilen bir ülkede çocukların kemiklerinin toprak altından çıktığını ifade etti.
SAVCILARA ÇAĞRI
Haftanın basın açıklamasını ise Meryem Göktepe okudu. Göktepe, bu haftaki eylemlerinde 1992'de İstanbul'da kaybettirilen üniversite öğrencileri Hüsamettin Yaman ve Soner Gül'ün akıbetini sordu. Kaybedilenlerin sorumluluğu olanlara dair yargılamada bugüne kadar hiçbir gelişme olmadığını hatırlatan Göktepe, "Adil yargılamanın gerçekleştirilmesi ve ceza adaleti sisteminin düzgün işlemsinde kilit rol oynayan savcılar, 24 yıldır Yaman ve Gül dosyasında görevlerini adil, tarafsız ve insan haklarından yana icra etmediler" dedi.
Göktepe, "24 yıldır söyledik söylemeye devam edeceğiz" diyerek, Yaman ve Gül'ün gözaltında kaybedilmesinde sorumluluğu olan dönemin yetkililerin cezalandırılmasını istedi.
"Savcılara göreve çağırıyoruz" diyen Göktepe, şunları ekledi: "Mesleğinizle ilgili uluslararası kural ve ilkeleri çiğnemekten vazgeçin; adil yargılamanın gerçekleştirilmesi ve ceza adaletinin sağlanması için harekete geçin."