Cumartesi anneleri, yıllarca kaybedilen insanların akıbetini sorma mücadelesinde yanlarında olan Amed Baro Başkanı Tahir Elçi’nin katledilmesiyle ilgili yürütülen soruşturmada delillerin karartılacağı endişesi duyduklarına dikkat çekti.
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talep etmek için sürdürdükleri adalet arayışlarının 558'inci haftasında da Galatasaray Meydanı'ndaydı. "Failler belli kayıplar nerede" yazılı pankart ve gözaltında kaybedilenlerin ile Tahir Elçi'nin fotoğraflarının taşındığı eylemde, Cumartesi Anneleri bu hafta, 28 Kasım'da katledilen Amed Baro Başkanı Avukat Tahir Elçi'nin faillerinin ortaya çıkartılmasını talep etti. Eyleme, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, araştırmacı yazar İsmail Beşikçi, Amed Barosu eski Başkanı Mehmet Emin Aktar da destek verdi.
Eylemde, ilk olarak gözaltında kaybedilen İbrahim Demir'in kızı Deniz Demir söz aldı. Elçi'nin babasının avukatı olduğunu ve O'nu avukat kimliği dışında, insani yönleri ile de tanıdıklarını belirten Demir, "O'nu katledenlerin ortaya çıkartılması için mücadele edeceğiz" dedi.
Demir'in ardından gözaltında katledilen Hasan Ocak'ın kardeşi Ali Ocak konuştu. Ocak, Elçi'nin adaletin yılmaz bir militanı olduğunu belirterek, "Elçi'yi halklarımızı beyaz Toroslarla terbiye etmeye çalışanlar, halklarımızı evlere kapatarak aç susuz bırakıp terbiye etmeye çalışanlar katletti" diye konuştu.
Ocak'ın ardından gözaltında kaybedilen İsmail Bahçacı'nın kardeşi Umut Bahçacı söz aldı. Elçi'nin adalet ve barış dağıttığını ve bu yolda katledildiğini söyleyen Bahçacı, "O bizim acımızı dindirmeye çalışıyordu. Şimdi o bizim acımız oldu" diye konuştu.
Elçi'nin çalışma arkadaşı Amed Barosu eski Başkanı Mehmet Emin Aktar ise, "Herkes bir hukukçuyu kaybetti, ancak ben kardeşimi ve dostumu kaybettim" dedi.
Gözaltında kaybedilen Abdullah Canan'ın oğlu Vahap Canan da, "O'nu yılmaz bir adalet arayışçısı olarak hatırlayacağız" dedi.
Gözaltında kaybedilen Mehmet Ertak'ın ailesi de bir mektup göndererek Elçi'nin katledilmesine tepki gösterdi. Ertak Ailesi adına mektubu okuyan Cumartesi Anneleri'nden Maside Ocak, "Babalarımızın karanlığını aydınlatmak isteyen bir ışıktı. Babalarımız bir karanlığa gömüldü. O karanlığı aydınlatmak istiyordu. O'nu katlettiler. Işığımızı katlettiler. Biz O'na minnettarız" diye konuştu.
Son olarak konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da, Elçi'nin 25 yıl boyunca hem mağdur, hem müşteki hem de avukat olduğunu dile getirerek, "Şimdi de maktul oldu. Maktul olmamalıydı. Diyarbakır Barosu çok önemli bir barodur. Elçi'yi katlederek baroyu işlevsiz hale getiremezler. Diyarbakır'da yüzlerce Elçi var" dedi.
Bu haftanın basın açıklamasını ise avukat ve İHD İstanbul Şubesi Başkanı Zeynep Ceren Boztoprak okudu. Boztoprak, Elçi'nin faili meçhul davalara bakan bir avukat olduğunu ifade ederek, "Tahir Elçi'nin tek bir kurşunla ensesinden vurularak öldürülmesini tarihsel bütünlük içinde ele alırsak, neden sorusunun, fail kim sorusunun cevabı açıktır. Tahir Elçi'yi cezasızlıkla mücadelenin ısrarlı takipçisi olduğu için, barışı kazanmanın yolunu ve kararlılığını gösterdiği için hedef gösterip ardından katlettiler. Bu cinayetin sorumlusunun topluma dayatılan 'şiddet düzeni' olduğunu, iktidarlarını sürdürmek için şiddeti bir araç olarak kullananlar olduğunu biliyoruz" diye konuştu.
Tahir Elçi soruşturmasındaki gidişat karşısında derin endişe duyduklarını ifade eden Boztoprak, "Bunu söylemek çok kahredici olsa da sıra bizde Tahir Elçi; şimdi sen bizim vicdanımıza emanetsin. Biz de senin davanın takipçileri olacağız. Bizim için, insanlık için yaptıklarını unutmayacağız. Düşünü gerçekleştirecek, cezasızlığa son vereceğiz" dedi.