Cumartesi Anneleri’nden DAİŞ tepkisi
Cumartesi Anneleri’nden DAİŞ tepkisi
Cumartesi Anneleri’nden DAİŞ tepkisi
Cumartesi Anneleri 498’inci haftada eylemdeydi. Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelen Cumartesi Annelerinden Hanım Tosun, geçen hafta Kobanê sınırında nöbet tuttuğunu belirterek, "Biz yıllardır JİTEM'in yüzünden uyuyamıyorduk, şimdi de IŞİD'in yüzünden" dedi.
Kaybedilen yakınlarının akıbetlerinin araştırılması ve faillerin bulunması talebiyle her hafta gerçekleştirdikleri adalet arayışlarının 498'inci haftasında Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri, 1997 yılında Amed’de gözaltında kaybedilen Yusuf Nergiz'in akıbetini sordu. "Failler belli, kayıplar nerede" yazılı pankart açan kayıp yakınları, kaybedilen yakınlarının fotoğrafları ile kırmızı karanfiller taşıdı.
Eylemde ilk sözü 1995 yılında gözaltında alındıktan sonra kendisinden haber alınamayan Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun aldı. Yıllardır oturma eylemleri ile sürdürdükleri oturma eylemlerinin geçen haftasını Kobanê sınırında da gerçekleştirdiklerini belirten Tosun, "Sınırda da nöbet tuttuk. Kürdistan coğrafyasında bize yaşatılan JİTEM vahşetinin aynısını Kobanê sınırından da gördüm" dedi. Gece saatlerinde DAİŞ tarafından atılan havan topunun Kobanê'ye düşme anına şahit olduğunu belirten Tosun, "O havan topu benim içime düştü. Orada onu yaşayan insanlar yıllardır bizim yaşadıklarımızın aynısını yaşadı. Biz yıllardır JİTEM'in yüzünden uyuyamıyorduk şimdi de IŞİD'in yüzünden" şeklinde konuştu.
Daha sonra 1995 yılında kaybedilen Hasan Ocak'ın kardeşi Ali Ocak konuştu. Haykırışlarının kimseler tarafından duyulmadığını söyleyen Ocak, Kobanê protestolarına ilişkin açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Artık ne polisimizin ne askerimizin kalkanla bu işin önüne geçmesi mümkün değil. Gereği neyse askerimizde polisimizde onu yapacaktır" söylemini hatırlatarak, "Erdoğan, insanların aklıyla adeta alay ederek açıklamalar yaptı. Onun açıklamaları yeni infazların önünü açan açık bir savaş ilanıdır. Biz bunun karşısında mücadelemizi sürdüreceğiz" diye belirtti.
Daha sonra 1994 yılında Lice'de kaybedilen Nezir Çakar'ın annesi Şekernaz Çakar söz aldı. "Yaşadıklarımızın hepsi biliniyor. Gözü olan bunu görür, bu vahşetin farkında olur. Yeter artık bu zulüm" diyen Çakar, Kobanê'ye yönelik saldırıların da vahşet olduğunu dile getirdi. Eyleme destek veren Avrupa Vicdani Ret Bürosu'ndan (EBCO), Carla Goffi de, "Mücadeleniz cesaret verici ve son derece anlamlı. Sizinle dayanışma içinde olduğunuzu bilmenizi istiyorum" ifadelerini kullandı.
‘KOBANÊ’YE KORİDOR AÇILSIN’
Haftanın açıklamasını ise Cumartesi insanlarından Sezamis Horuz yaptı. Kobanê halkının saldırılarla yok edilme tehlikesi ile karşı karşıya olduğu için kaygılı olduklarına vurgu yapan Horuz, Kuzey Kürdistan ve Türkiye metropollerinde gelişen Kobanê protestolarında da onlarca insanın katledildiğini ifade etti. "Ülkeyi yönetenler devlet şiddetini meşrulaştıran intikamcı söylemleriyle güvenlik güçlerini yurttaşa karşı suç işlemeye teşvik ediyor kaygılıyız" diyen Horuz, Türkiye'nin, vahşi DAİŞ çetesinin yerine, demokratik Ortadoğu umudunu yeşerten Kürt halkını tehdit olarak gördüğünü belirtti. Cihatçılara lojistik destek veren hükümetin, Kobanê'de yurtlarını savunan insanlara sınırı kapattığını dile getiren Horuz, "Bu utançtan kurtulabilmemiz için acilen Kobanê'ye insanlık koridoru açılmasını istiyoruz. Bu adım, sokaklarda tansiyonu düşürmenin ve zalime karşı mazlumla dayanışmanın gereğidir" dedi.
YUSUF NERGİZ’İN AKİBETİ SORULDU
Diyarbakır Ofis Semti'nde 30 Eylül 1997 tarihinde askerler tarafından gözaltına alınan 70 yaşındaki Yusuf Nergiz'in akıbetini soran Horuz, Nergiz'in gözaltına alındıktan sonra 3 Ekim'de serbest bırakıldığını ancak daha sonra evine gitmek üzere yola çıktığı sırada gözaltına alınarak Zeyrek Jandarma Karakolu'na götürüldüğü bilgisini vererek, "Daha sonra Nergiz ailesi tüm mercilere başvurdu, tüm yasal girişimlerde bulundu ama Yusuf Nergiz'in gözaltına alındığı inkar edildi. Kendisinden bir daha haber alınamadı" şeklinde konuştu.