DİAYDER: Derneğimize komplo yapılıyor

Üyelerinin hedef alınmasına tepki gösteren DİAYDER, yaşananların bir komplo olduğunu söyledi.

Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) tutsak ve tutuksuz bulanan üyelerine ilişkin hazırlanan iddianame ve suçlamalara ilişkin, dernek binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya yargılanan dernek üyelerinin avukatları da katıldı. DİAYDER üyesi Yusuf İnan, “Akıllarını mantıklarını kaybetmiş bir şekilde saldırıyorlar. Din alimlerinin tüzüğü var. Onun dışına çıkmadık. Yasal siyasal çerçevede hareket ediyoruz. Bu kirli emelleriyle bizi vazgeçiremezler. Bu dava hak davasıdır. Onlar Süleyman Soylu, ‘Allah bize yaptırıyor’ diyor. Allah haksızlığı kabul etmez. Dini vecibelere göre hareket ediyoruz. Mezheplerini gereğini söylüyoruz. 6 milyondan fazla şafi mezhebine tabi insan var. Biz de sadece 5 kadro var. 3 arkadaşımız tutuklandı” dedi.

‘İKTİDAR İFLAS ETTİĞİ İÇİN SALDIRIYOR'

İktidarın her alanda iflas ettiğini söyleyen İnan, bundan dolayı kendilerini hedef haline getirdiklerine dikkat çekti.  İnan, “Bizim siyasetle alakamız yok. Kim hakkı söylerse onunlayız. O kiralık basın kalemlerini vicdanlarını satmışlar. Bize saldırıyorlar. Hakkımızı savunacağız. Ahirete bırakmayacağız. Bu kadar vicdansızlık olmaz. Araştırsınlar. Bizim bir üyemiz suçluysa çıkarsınlar. Gerçek teröristler bize saldıranlardır. DAİŞ’ten daha beter bunlar. Derinden bizi yaraladılar. Araştırsınlar bir şey bulursa başımızı eğeriz. Bir ağacın dalını bile kırmadık. Dünya firavun Nemrud’a kalmadı. Dünyada güvendikleri hocaları getirsinler haklı mıyız değil miyiz tartışalım” şeklinde konuştu.
Derneğin avukatı Fırat Epözdemir, “DİYADER üzerinden yapılan saldırıları hayretler içinde izledik. Bu yapılan saldırılara ve açıklamalara karşı hukuki süreci başlatacağız. Bu durumu hukuken doğru bulmuyoruz. Siyasal iktidar olumsuz açıklamalar yapıyor. Gizli bir dosya var ortada ve bununla ilgili açıklamalar yapılıyor, bu açıklamalarla yargı üzerinde bir baskı amaçlanıyor. Bu yargılama sağlıklı bir şekilde yürüyemeyecek. Bu açıklamalara ve buna destek çıkanlara gereken hukuki işlemleri yapacağız” diye belirtti.

'HİÇBİR DELİL YOK'

Dosyaları incelemeye başladıklarını aktaran Epözdemir, iddianamenin dayanaklarından birinin ikisi gizli biri açık olmak üzere “tanık” beyanları ve tapelere dayandırıldığını söyledi. Epözdemir, “Yine telefon görüşmelerinde hiçbir illegal örgüt ile bağlılıkları olduğuna dair bir delil bulunmamaktadır. Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt faaliyet yürüttükleri iddia ediyorlar. Bu yapılan operasyon siyasi emellere alet ediyorlar. Bizim dikkatimizi çeken hususlar var. İddianamede İstanbul Belediyesi’ne gassal olarak alınan dernek yöneticileri var. Belediyeye çalışanların ücretlerini derneğe verdiklerini ve örgüte verildiği söyleniyor. Bu iddiayı gizli tanığa dayandırılıyor. DiAYDER, kendi üyelerinin ücretleriyle geçinen bir dernektir. Üyelerin yardım etmesi kadar doğal bir şey yoktur" dedi.
İstanbul 34’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2020 yılında dernek üyeleri ile ilgili kabul edilen başka bir iddianamede hiçbir şekilde örgüte para gönderildiğine dair bir delil olmadığına işaret eden Epözdemir,  iddianameye bakılınca Kürtçeye dönük bir düşmanlık olduğunu söyledi.