DAİŞ elamanı MİT ile yaptıkları işbirliğini anlattı

Cumhuriyet gazetesinden İlhan Tanır imzasıyla yayınlanan haber, Türkiye ve DAİŞ arasında devam eden işbirliğini tekrar gözler önüne seriyor.

Cumhuriyet gazetesinden İlhan Tanır imzasıyla yayınlanan haber, Türkiye ve DAİŞ arasında devam eden işbirliğini tekrar gözler önüne seriyor.

Dün başlayan ve bugün devamı yayınlanan haberde, İlhan Tanır eski DAİŞ istihbarat şeflerinden Said ile yaptığı görüşmeyi aktarıyor.

Eski DAİŞ istihbarat amiri olan Said, çetelerin Türkiye üzerinden sorun yaşamadan Suriye geçtiklerini, DAİŞ çetelerinin Türkiye’de tatil yaptıklarını, Kobane savaşında Türk istihbaratı ile işbirliğini yaptıklarını ayrıntıları ile anlatıyor.

İşte eski DAİŞ’çi Said’in bazı çarpıcı ifadeleri;

KİLİS’TE İKİ CAMİ ÇETELER İÇİN KULLANILIR

“IŞİD halen Türkiye’den eleman geçirebiliyor mu? Yoksa tamamen durdu mu?

“Uzun bir zaman Türklerin de dediği gibi IŞİD’e ‘açık sınır kapısı’ politikası uygulandı (gülerek). Şu anda zaten Tel Abyad’ı Kürtler aldı. Sadece Kilis tarafından eleman sokma imkânları var. Hem El Nusra (El Kaide) hem de IŞİD, Kilis’ten Suriye’ye adam transfer etme çalışmalarına devam ediyorlar. Hatta Kilis’te iki cami vardır (isimlerini istediğim halde vermek istemedi, ‘bilmiyorum’ dedi). Bunlardan biri El Kaide’ye gidenler için, diğeri de IŞİD’e gidecekler için kullanılır. Bu iki camide iki grubun temsilcileri bulunur. Bu camilerden halen Suriye’ye savaşçı geçilir. Sınırlarda IŞİD için çalışanları bulmak çok zor birşey değildir. Sayıları da bir haylidir. Gerek sempatizanları gerekse bizzat çalışanları olsun. Kolay kolay bugünden yarına bu insanları eritebileceklerini sanmam (Konuşma ekim ayının son günlerinde gerçekleşti, cami konuları da Paris saldırılarından önceki durumdur.)’’

KOBANE’DE DAİŞ MİT İŞBİRLİĞİ YAPTI

Said, Kobane savaşı sırasında Türk istihbaratının IŞİD’le iyi bir işbirliği içinde olduğunu söyledi. “Hiçbir sıkıntımız, sorunumuz olmadı Türk İstihbaratı ile” diye de ekledi. Said’in Türkiye ile ilişkiler adına verdiği ilginç örneklerden biri şöyle: “Kobane’ye giderken şehrimizde ağırladığımız militanların bazıları yaralanarak veya başka nedenlerle tekrar yanımıza geliyordu. Bunlardan biri bana telefonundan Kobane kuşatması sırasında çektikleri fotoğrafları gösterdi. McDonald’s hamburger yiyorlardı. O da fotoğrafın absürdlüğünü anlamıştı. Beraberce kahkaha atmaya başladık. ‘Bunu nereden buldunuz’ diye sorduğumda gülerek ‘Türk İstihbaratı’ dedi. Aslında sormama da gerek yoktu. Kobane’de McDonald’s zinciri yok, Suriye’nin geri kalanında da yok. Kimler bu yemekleri servis etmiş olabilirler? Tabii ki tek adres Türk istihbaratı. Türk istihbaratının McDonald’s dahil her türlü lojistik yardımı uzun süre yaptığını söyleyebilirim.”

TÜRK İSTİHBARATÇI DAİŞ EMİRİ

Said, IŞİD’in Suriye-Türkiye sınırında bulunan El-Rai şehrindeki emirin Türk istihbaratından gelme olduğunu iddia etti. Bu kişinin Türk istihbaratından tamamen kopup kopmadığını bilmesinin imkânsız olduğunu ama IŞİD emiri olmasında bir mani görülmediğinin altını çizdi. Said IŞİD’in içinde birçok kişinin Türk istihbaratı ile yakın ilişkide olduğunu tahmin ettiğini de söyledi.

DAİŞ ÇETELERİ TÜRKİYE’DE TATİL YAPIYOR

DAİŞ’li grup liderlerinin, kuzeylerinde bir müttefik var gibi konuştuğunu anlatan Said, “Türk tarafı bizim kim olduğumuzu iyi bilirdi. Türk istihbaratı IŞİD üyelerine iyi davranırdı. Birçok IŞİD lideri ya da askeri çatışmalardan uzaklaşarak tatile Türkiye’nin farklı şehirlerine giderlerdi. İstanbul ve Ankara en sık gidilen yerlerdi. Bu seyahatlerin önünde bir engel de yoktu. El Bab’da geçirdiğim 11 aylık dönemde IŞİD içinde hiçbir zaman Türkiye’ye yönelik bir düşmanlık görmedim. Rakka’ya gittim, Halep’te yaşadım. Bu bölgelerdeki gıda malzemelerinin hemen hepsi Türkiye’den” dedi.

Said’den Türkiye’den gelen yardımlara başka örnekler vermesini istediğimde şöyle devam etti: “Binlerce IŞİD militanı yıllarca düzenli bir şekilde Türkiye’de bedavaya tedavi edildi. Bu zaten yapılabilecek en büyük yardımdı. IŞİD yaralı militanları ambulanslar içinde Türk hastanelerine götürürken sakal, saç tıraşı da yapardı. Böylece Türk doktorları veya halk Suriyeli İslamcı radikallerin tedavi edildiğini anlamazdı.”