DAİŞ’in elinde 23 günlük esaret!
DAİŞ’in elinde 23 günlük esaret!
DAİŞ’in elinde 23 günlük esaret!
DAİŞ çetelerinin elinde 23 gün kalan 65 yaşındaki Kobanêli Mistafa Bozo, başından geçenleri anlattı. 40 kişiyle birlikte rehin tutulduğunu ve sürekli işkence ile hakaretlere maruz kaldıklarını belirten Bozo, “Her an öldürebilirler diye gözümüze uyku girmiyordu” dedi. Bozo, tek umudunun bir an evvel Kobanê’nin çetelerden temizlenerek, köylerine geri dönmek olduğunu kaydetti.
Kobanê’yi işgal saldırılarını sürdüren DAİŞ çeteleri, bir ay önce Kobanê’nin doğu bölgesinde bulunan Şeran Köyü’ndeki tüm yurttaşları esir aldı. Çocuk, kadın ve yaşlı demeden 40 kişiyi esir alan DAİŞ çeteleri, esir aldığı insanları önce Girê Spî’ye (Til Ebyad) daha sonra Eyn îsa kenttine götürüyor. Kobanêliler 23 gün DAİŞ’in elinde rehin tutuluyor. Esir alınan Kobanêliler arasında bulunan 65 yaşındaki Mistafa Bozo, yaşadıklarını ajansımıza anlattı.
İŞGALİN İLK GÜNÜ GELDİLER
15 Eylül’de Kobanê’yi işgal saldırılarıyla birlikte köylerine yönelik de saldırıların gerçekleştiğini belirten Bozo, rehin alındıkları günü şöyle aktardı: “Kobanê’ye yönelik işgal saldırıları başladığı gün köyümüze askeri araçlar gelmişti. Ben de silahlı grubun olduğu yere doğru gittim, gelenlerin YPG savaşçıları olduğunu düşünüyordum ama yaklaştığımda sakallı iki kişi ile karşılaştım. Elimde sigara vardı. ‘Elindeki nedir?’ dediler. Sigara olduğunu söyledim. ‘O sigarayı at’ dediler, daha sonra üzerimi aradılar, cebimdeki telefon rehberine el kodular.”
ÖNCE TEHDİT SONRA İŞKENCE
Çetelerin köyde çocuk, yaşlı ve kadın demeden 40 kişiyi rehin aldığını belirten Bozo, ilk olarak Girê Spî’ye (Til Ebyad) götürüldüklerini dile getirdi. Girê Spî’de boş biz evde hapsedildiklerini söyleyen Bozo, oradan da Eyn Îsa’ya götürüldüklerini ifade etti. “Orada 23 gün rehin tutular. Kasatura ile teker teker boynumuzun üzerinden geçiriyorlardı” diyen Bozo, şöyle devam etti: “Bize ‘Siz hepiniz kafirsiniz’ diyorlardı. İçimizde bazıları kelimeyi şehadet getirip Müslüman olduklarını söyleyince bu kez saatlerce işkenceye maruz kaldılar. Gözümüzün önünde işkenceye maruz kalanlara hiçbir şekilde yardımcı olamıyorduk. Konuşma hakkına sahip olmadığımız için korkudan kaba dayak sırasında bile ‘sus’ diyorlardı. Ayrıca onların yüzüne bakamıyorduk. Bize hep ‘Başınız eğik kalsın kafasını kaldıranın kellesini uçururuz’ diyorlardı. DAİŞ bizi her an öldürebilir korkusuyla gözümüze uyku girmiyordu.”
‘GÜNLERCE YOL YÜRÜDÜKTEN SONRA KOBANÊ’YE ULAŞTIK’
Çeteler tarafından serbest bırakıldıklarında yönlerini Halep’e doğru verdiklerini ve Rojava topraklarına bir daha gelmemeleri istediğini söyleyen Mustafa Bozo, şunları kaydetti: “Savaş kızışınca bize ‘Kendi topraklarınıza dönmeyeceksiniz’ dediler. Eyn Îsa’dan Arapların yaşadığı bölgeye yönlendirdiler. Mecburen Halep’e doğru yürümeye başladık. Günlerce yol geçtikten sonra Kobanê’ye ulaşabildik. Ama bulunduğumuz yerlerde DAİŞ’in hedefi olabilirdik. Ama biz ölümü göze alarak gelebildik. Sınır tellerini kaldırıp Suruç tarafına geçtik.”
‘DAİŞ TEMİZLENDİKTEN SONRA DÖNECEĞİZ’
23 gün esir kaldıktan sonra 10 gün de yol yürüdükten sonra Suruç’a geldiğini dile getiren Bozo, burada eşinin ve çocuklarının çadır kentte olduğunu öğrendiğini ifade etti. Bozo, Kobanê’nin başına bela olan DAİŞ çetelerinin herkesin yaşamını altüst ettiğini belirtti. Tek umudunun bir an evvel Kobanê’nin çetelerden temizlenerek, köylerine geri dönmek olduğunu kaydeden Bozo, “YPG ve YPJ savaşçıları bu insanlığın başına bela olan DAİŞ’i temizledikten sonra biz de kendi köyümüze gideceğiz” dedi.