Danimarka 2050 yılında tüm fosil enerji kaynaklarını terk ederek tamamen yenilenebilir kaynaklarla enerji ihtiyacını sağlayan bir ülke olmayı hedefliyor. Danimarka bu anlamda birçok ülkeye model olmaya aday.

Danimarka uzun yıllardır yenilenebilir enerji kaynakları üzerinde çalışmalar yürütüyor. Modern rüzgar enerjisi sektörünün mucitleri olarak bilinen Danimarkalılar halihazırda elektrik ihtiyacının yüzde 40’ını yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlıyor. Bu oranın 2020’de yüzde 50’ye çıkması hedefleniyor.

Ülkenin enerji politikası ilhamını aslında komşu Almanya’dan alıyor. Ancak Almanya’nın dev bir sanayi ülkesi olmasına karşılık Danimarka’nın küçük bir kuzey ülkesi olma gerçeği onları kısa sürede enerji politikalarında bir hayli mesafe almasını sağlamış durumda.

5,6 milyon nüfuslu Danimarka’nı en büyük avantajı rüzgarın hemen hemen hiçbir zaman eksik olmadığı Kuzey Denizine uzanan bir yarım ada üzerine kurulmuş olması. Bu konumu sayesinde Danimarka güven içinde rüzgar enerjisine milyarlarca Euro yatırmış durumda.

Danimarka’da konvansiyonel enerji üretim tesislerini elinde bulunduran şirketler iflas etmekle yüz yüze. Birçok şirket yeni çağın enerji üretimi şekline göre kendini konumlandırmış durumda. Şirketler termik santraller, doğalgazdan elektrik üretim tesislerini kapatmaya gidiyor. Süreç o kadar hızlı ilerliyor ki Danimarka hükümeti enerji üretimini riske atmamak için termik ve nükleer santrallerin açık tutulması için kısa vadeli sübvansiyon veriyor.

Enerji kullanımı ve üretimi konusunda geliştirilen politikalar işin sadece bir parçası. Avrupa Birliği genelinde elektrik tasarrufu sağlayan cihazların üretimi destekleniyor. Kademe kademe çok enerji harcayan cihazlar piyasadan kaldırılıyor.