Dargeçit katliamının tanıkları konuştu
Dargeçit katliamının tanıkları konuştu
Dargeçit katliamının tanıkları konuştu
1995 yılının Ekim ayında Mardin’in Dargeçit ilçesinde 7 köylünün katledilmesi olayının yeni tanıkları ortaya çıktı. Katledilen köylülerle birlikte gözaltına alınıp serbest bırakılan tanıklar olayın sorumlusu olarak dönemin Dargeçit Tabur komutanı Albay Mehmet Tire’yi işaret etti.
Mardin Dargeçit Jandarma Taburuna bağlı askerlerin 1995 yılının Ekim ayının son günlerinde yaptıkları operasyonda onlarca kişi gözaltına alınmıştı. Bir süre sonra Kazım Aslan, Hizni Doğan, ve şu anda görevde olan Dargeçit’in BDPli Belediye Başkanı Süleyman Aşan’ın da, aralarında bulunduğu birçok kişi serbest bırakılırken, Süleyman Seyhan (57) Abdurrahman Coşkun(21) Abdurrahman Olcay (20), Mehmet Emin Aslan (19), Nedim Akyön (16), Seyhan Doğan (14) ve Davut Altınkaynak’tan (13) bir daha haber alınmadı. Ailelerin bütün girişimlerine rağmen her seferinde, “Çocuklarınızı serbest bıraktık” denilerek kapılar yüzlerine kapatıldı. Bununla da yetinmeyen Dargeçit Tabur Komutanlığında görevli askerler ailelere baskı yapmaya başladı; “Siz teröristsiniz. Çocuklarınız, dağa gitti, nereden getiriyorsanız gidin getirin” denildi.
Aylar sonra 6 Mart 1996 tarihinde Süleyman Seyhan’ın başı kesik cesedi köylüler, tarafından bir kuyuda bulundu. Aynı gün gözaltına alınıp kaybedilen 6 kişinin izine ise rastlanmadı. Dargeçit Savcılığı, gençlerin dağa çıktıkları iddiasıyla dosyayı kapattı. Ailelerin ısrarlı başvuruları üzerine 14 yıl sonra savcılık, Ergenekon dosyası kapsamında kayıp yakınlarının dosyasını yeniden açtı. Bazı görgü tanıkları ifadeleri üzerine aileler tekrar harekete geçti. Bunun üzerine Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı, talimat vererek, Bağözü köyünde 2012 yılında kazılar yaptırdı. Kazılar sonucunda bazı kemiklere rastlandı.
UZMAN ÇAVUŞU AYNI EKİP ÖLDÜRDÜ
Olaydan bir süre sonra uzman çavuş Bilal Batırır, bir gün aniden ortadan kayboldu. Korucu olduğu bilinen gizli bir tanık, savcılığa verdiği ifadeye göre; gözaltına alınan 7 kişinin dönemin Dargeçit Jandarma Komutanı Mehmet Tire ve Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İlhan’ın emriyle öldürüldüğü yönünde. Gizli tanık ifadesini şu sözlerle sürdürüyor: “Bilal Batırır da bundan rahatsız olduğu ve çevredekilere bu bilgiyi anlattığı gerekçesiyle aynı ekip tarafından kalorifer kazanına atılarak, yakıldı.”
Öldürülen uzman çavuşun eşi Hatice Batırır 21 Mayıs 1996’da savcılığa suç duyurusunda bulundu. Batırır, eşinin 8 Mart 1996’da evden işe çıkıp bir daha dönmediğini, Bölük Komutanı Mehmet Tire’ye başvurduğunu, Tire’nin “Gerekli yerlere baktık, işimiz gücümüz var. Sen iyisi çocuklarını al, babanın evine dön” dediğini söyledi. Batırır, eşinin olaydan 15 gün önce kendisine şunları söylediğini aktarıyor: “Bize adam öldürtüyorlar.”
‘HAVA DEĞİŞİMİNDEYDİM’ İDDİASI
Dargeçit savcısı Şükrü Arslan; Dargeçit Jandarma Komutanı Mehmet Tire, Mardin Jandarma Komando Komutanı Hurşit İlmen, Mardin İstihbarat Şube Müdürü Muhammet Demirel, Bölük Komutanı Mahmut Yılmaz, Uzman Çavuş Kerim Şahin ve korucu Naif Çelik ve Kerim Şahin hakkında ‘silahlı örgüt kurma, örgüte üyelik, adam öldürme ve azmettirme’ suçlarından 17 Kasım 2011’de fezleke düzenledi. Fezleke, Arslan’ın görev alanı dışında kaldığından 250. maddeyle görevli Diyarbakır Savcılığı’na gönderildi. Ancak dava delil yetersizliği iddiasıyla yol alamadı. Suçlanan isimlerden, Eski Albay ve Bodrum Gümüşlük ’ün DP’li Belediye Başkanı olan Mehmet Tire, o dönemde yaptığı açıklamada, “Ben o tarihte hava değişimindeydim” diyerek, olayla ilgisinin olmadığını iddia etti. Sivas Çepni beldesinin CHP’li Belediye Başkanı olan Hurşit İlmen ise o tarihte Mardin’de konuşlanmış olan Komando Jandarma Tabur Komutanı olduğunu, belirterek, kayıp kişilerin PKK’ye katıldığını öne sürdü.
EMEKLİ ALBAY CHP’Lİ BAŞKAN’IN YALANI ORTAYA ÇIKTI
PKK’ya katıldıkları gerekçesiyle kapatılan dosya yeniden açıldı. Aradan üç yıl sonra yapılan kazılarda, kayıpların kemiklerine rastlandı. Böylece eski Tabur komutanı CHP’li belediye başkanı Hurşit İlmen’nin iddiası boşa çıktı. Çukurlarda çıkan kemiklerin İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderildi. Burada yapılan otopsi işlemlerin ardından geçtiğimiz Şubat ayında, Mehmet Emin Aslan’ın kimliği açıklandı. Diğer kemiklerin kime ait olduğuna dair ortaya çıkmadı. Nedeni ise birçok kişinin anne babalarının yaşamının yitirmesi. Şu anda savcılık mezarların açması için işlemler yapıyor. Yapılacak DNA testinin ardından diğer kemiklerin kimlere ait olduğunun açıklanması bekleniliyor.
‘BENİ ALBAY MEHMET TİRE SORGULADI‘
Olayın mağdurlarından ve yapılan otopsi raporların sonucunda kimliği açıklanan kurban Mehmet Emin Aslan’ın kuzeni Kazım Aslan ile kayıp Seyhan Doğan’ın kardeşi 10 yaşındaki Hizni Doğan, 18 yıl aradan sonra Fırat Haber Ajansı’na (ANF) açıklamalarda bulundu. Kazım Aslan, Dargeçit’te kuyumcu olduğunu, belirterek, olay günü neden gözaltına alındığını anlamadığını söyledi. Dargeçit Jandarma Taburu tarafından 28 Ekim 1995 yılında gözaltına alındığını belirten Kazım Aslan, şöyle konuştu: “Ben üç gün işkencede kaldım, daha sonra serbest bırakıldım. Aradan 15 gün geçti tekrar gözaltına alındım. İkinci kez ise 26 gün kaldım. Birinci gözaltımda Mehmet Tire, benim sorguma katılarak, sorguladı. O tarihte oradaydı, doğru söylemiyor.”
18 yıldır davanın sonucuna ulaşması için uğraştıklarını belirten Kazım Aslan, ancak şimdiye kadar sorumlular ortaya çıkmadığını söyledi. Bölge milletvekillerine de çağrıda bulunan Aslan, “Sorumluların ortaya çıkması için meclis nezdinde girişimlerdi bulunun, iş işler bakanlığına soru önergesinde bulunun” çağrısında bulundu.
ALBAY TİRE: BU ÇOCUĞU KİM GETİRDİ BURAYA
10 yaşındaki, Hizni Doğan ise gözaltından kendisini Mehmet Tire’nin bıraktığını söyledi. Doğan, Mehmet Tire’yi okulda askeri derslere girdiği için tanıdığını belirterek, “Ben gözaltındayken iki asker koluma girerek, beni lavaboya götürüyorlardı. Koridorda Mehmet Tire’yle karşılaştık. Ben ağlayarak, ayaklarına kapandım. O da askerlere kızarak, ‘bu çocuğu kim getirdi buraya. Hemen serbest bırakın’ diyerek, kızdı. Ve beni dışardaki duvarın arkasına attılar. Ben de ağlayarak eve geldim. Mehmet Tire, o tarihte oradaydı” dedi.
Seyhan Doğan’ın abisi M. Emin Doğan ise, olayı Kerboran’da birçok kişi, olayı bütün detaylarıyla bildiğini vurgulayarak,” Başta, iş makinaların operatörleri, belediye başkan korumaları olmak üzere birçok kişi Mehmet Tire’nin orada olduğunu biliyor. Ancak kimse konuşmuyor. Herkes korkuyor hala. Ama sonucu ne olursa olsun, davanın peşini bırakmayacağız. 18 yıldır peşini bırakmadık, bundan sonra sorumlular, ortaya çıkana kadar bütün hukuksal mücadelemizi yürüteceğiz” dedi. M. Emin Doğan, Albay Mehmet Tire’nin “Ben o dönemde orada değildim” iddialarını da, yalanlayarak, şunları söyledi: “Evet bir ara izine gitti. Ancak olaydan çok sonra gitti. Yaşanan bir çatışmada, yaralanmıştı. Ardından hava değişimine gitti. Bu olaydan sonraydı” dedi.
AV.KUZU: BİZCE ÖRGÜTLÜ BİR İŞTİR
İnsan Hakları Derneği (İHD) Mardin Şube Başkanı ve ailelerin avukatlarından Erdal Kuzu da, yaşanan olayın “örgütlü bir iş” olduğunu söyledi. Av. Kuzu, 1993 ile 1996 yılları arasında Mardin’de 52 kayıp olduğunu belirterek, “Bunun ortaya çıkması için o dönemin aydınlatılması gerekiyor. Dargeçit olayı bunun sadece bir parçasıdır. Bizce bu olaydan başta bölgedeki askeri yetkililer olmak üzere bütün yöneticilerin haberi vardır. İddialar ve ifadeler bunu gösteriyor” dedi.
Av. Kuzu, davanın şu anda Diyarbakır, Özel Yetkili Savcılık tarafından yürütüldüğünü belirterek,” Hukuksal mücadele veriyoruz” dedi. Av. Kuzu, Eski Albay Mehmet Tire’nin Demokrat Parti’den(DP) Bodrum Gümüşlük Belediye Başkanı, seçilmesi, Hurşit İlmen’nin ise Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) Sivas Çepni Beldesi’nin başkanı olmasına tepki göstererek,” Bu tür suçlamalarla suçlanan bu insanların belediye başkanı olmaması gerekir. Partilerine mektup gönderdik. Ama bize cevap gelmedi” diye konuştu.