DBP'den suikast açıklaması: AKP politikaları çetelere alan açtı

DBP, Rus Büyükelçi Karlov'a dönük suikastın aydınlatılmasını istedi. DBP, AKP politikaları sebebiyle çeteci grupların Türkiye'de her türlü eylemi yapabildiğini vurguladı.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Genel Merkezi, dün gece Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un, Ankara'da katıldığı bir sergide uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirmesine ilişkin bugün yazılı açıklama yaptı.
Başsağlığı dilenerek başlanan açıklamada, "Andre Karlov’un bir suikast sonucu öldürülmesi ülkemizin güvenirliği ve itibarı açısından ağır bir külfet oluşturmuştur. Hükümet ortaya çıkan faturada payını görmeli ve hesabını  verebilmelidir. Bu olay bir an önce tüm yönleriyle aydınlatılmalıdır" denildi.

'MUHALİFLERE SALDIRI, CİHATÇILARA ÖZGÜRLÜK!'

Türkiye'deki mevcut iktidarın 'güvenlik' politikası ve anlayışının, demokrasi güçlerine, yazarlara, aydınlara, gazetecilere ,sivil toplum örgütlerine ve Kürtlere karşı topyekûn saldırı üzerine konumlandığının vurgulandığı açıklamada, şöyle devam edildi:
"Demokratik ve ilerici güçlere karşı her yönüyle alarm halindedir ve en küçük demokratik hakkın kullanılmasını dahi engellemektedir. Selefi ve cihatçı gruplara yakınlığı tüm kamuoyunca bilinen mevcut iktidar, demokratik ve ilerici güçlerden çıkan en küçük tepkiyi, bir cümlelik yazıyı dahi bir güvenlik meselesi olarak ele alıp, soruşturma ve yargılama konusu yapabiliyor. En küçük toplumsal bir tepki, yürüyüş ve miting karşısında büyük bir güvenlik yığılması yaparak devletin tüm güvenlik birimlerini ve enerjisini, bu yönlü kullanmakta hiçbir beis görmemektedir. Bir yandan ilerici güçler ve demokratlar izlenen yanlış politikalara karşı ses çıkaramazken, cihatçılığı ve Selefiliği yücelten gruplar ülke güvenliğini tehdit eden eylem ve protestoları çok rahat yapabilmektedir. 

Bu anlayış üzerine kurulu güvenlik politikası ülke güvenliğinde önemli zaaflar oluşturmuştur. Rus Büyükelçisi'nin öldürülmesinin bu durumla  ilgili yönü bulunmakta olup, yine mevcut iktidarın yürüttüğü Türkiye'nin iç ve dış politikadaki yanlışları, bu temelde yaşadığı çıkmaz ve yönetememe hali Türkiye’nin güvenlikli olmayan bir ülke durumuna gelmesinde önemli bir rol oynamıştır. İktidarın iç ve dış politikadaki yanlışları Türkiye için sonuçları ağır olmuştur. Uluslararası alanda sadece itibar kaybı değil, aynı zamanda üçüncü dünya ülkesi muamelesi görmesine sebep olmuştur. Bununla birlikte ülke her gün ölümlerin ve suikastların yaşandığı bir hale getirmiştir. Mevcut iktidar son birkaç yıldır sürdürdüğü bu politikalarla ülkeyi kaosa sürüklemekten bir an önce vazgeçmelidir. Hem kendi iç barışı, hem de bölge barışı için elzem olan, bu yanlışlardan dönülmesidir."

'KATİL, TÜRKİYE'NİN DESTEKLEDİĞİ ZİHNİYETİ DİLLENDİRDİ'

DBP, "Katilin Büyükelçi’yi öldürürken cihatçı bir söylemi öne çıkarttığı medyaya yansıyan görüntülerden aşikardır" vurgusunu yaparak, şunları kaydetti:
"Cihatçılığın çok yoğun biçimde yüceltildiği, itibar kazandırıldığı, ana akım medya tarafından sürekli topluma empoze edildiği başka bir ülke bulmak pek mümkün değildir. Katil bunun Türkiye'de oluşturduğu ana yönelimin  söylemini ve zihniyeti dillendirmektedir. Bu da son derece düşündürücü bir durumdur. Medyada ortaya çıkan ve Halep üzerinden Selefi ve cihatçılığın yüceltildiği bu yaklaşım toplumun dinamiklerini gerginliğe sevk etmektedir. Bu anlayış ve politikalardan vazgeçilmesi istikrar, huzur, demokrasi ve barış ortamında yaşamak isteyen tüm yurttaşlarımızın talebidir. Umulur ki, mevcut iktidar ülkeyi kaosa sürükleyen bu yanlıştan derhal döner."