DBP Eş Genel Başkanları Emine Ayna ve Kamuran Yüksek, Şırnak'ın Silopi ilçesinde DBP PM üyesi Sêvê Demir, KJA aktivisti Fatma Uyar ve Silopi Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayir'in devlet güçlerince katledilmesine ilişkin basın toplantısı yaptı.
DBP Genel Merkezi'ndeki toplantıda konuşan Yüksek, 3 kadın siyasetçinin devletin yönelimi ve saldırıları sonucunda katledildiğini söyledi.
Türk Başbakan Davutoğlu'nun, Kürdistan'da başlatılan imha operasyonlarında "sivillerin katledilmediğini" öne sürdüğü açıklamasını hatırlatan Yüksek, "En son Başbakan yaptığı açıklamada 'Evet sivil katliamlar var ama sorumlusu biz değiliz. Sorumsu örgüttür' dedi. Ama artık biz hükümetin bilerek, planlayarak, yerel idarecilerle birlikte halkımızı nasıl katlettiğini ortaya koyacağız" dedi.
'KÜRT HALKINA YILLARCA HİZMET EDECEKLERDİ'
AKP hükümetinin hükmettiği medya aracılığıyla yaşananları gizlediğini söyleyen Yüksek, Kürdistan'da devlet güçlerince katledilen sivillerin sayısına işaret etti. Yüksek, 3 Kürt kadın siyasetçiyi şu sözlerle tanıttı: "Bunlar kimdi? Başbakanın 'orada sivil yoktu' denilen yerde katledilen arkadaşlarımızı size tanıtmak istiyorum. Sevê Demir, 20 yıldır legal Kürt siyasi hareketi içerisinde sivil çalışmalarda bulundu. Varsa başka bir açıklaması hükümetin bunu ortaya koyması lazım. Anayasa ile kurulmuş bir partinin PM üyesi katledildi. Fatma Uyar, aynı şekilde yıllardır Şırnak çevresinde kadın çalışması yürüten sivil bir siyasetçidir. Pakize Nayir, gencecik, su gibi berrak düşünceleri ile Şırnak'ta halkın, 'kendi kendimi yönetmek istiyorum' diye geliştirmiş olduğu oluşumun eşbaşkanı. Kürt halkına yıllarca hizmet edebilecek bir arkadaşımızı katlettiler."
NASIL KATLEDİLDİLER?
Temmuz ayından bu yana AKP devleti tarafından 215 sivilin katledildiğini belirten Yüksek, "Katil bir hükümet ile karşı karşıyayız" dedi. Yüksek, 3 Kürt kadın siyasetçinin nasıl katledildiğine ilişkin ellerine ulaşan bilgileri şöyle açıkladı:
"Bu üç kadın arkadaşımız, Silopi'de bulunuyorlardı parti çalışmaları kapsamında. Katledildikleri gün Şehit Harun Mahallesi'nde kalıyorlardı. Oradaki katliam güçleri asker ve polis mahallenin boşaltılması anonsu yapıyor. Orada bulunan PM üyemiz Sevê Demir ve yanındaki grupla anons üzerine mahalleyi terk etmek istiyorlar. Karşıyaka Mahallesi'ne geçiyorlar anons üzerine. Şehit Harun Mahallesi'nde devam eden çatışmalar Karşıyaka Mahallesi'ne taşınınca buradan Yeşiltepe Mahallesi'ne, iki mahalle arasında tek geçiş olan Dere yatağından geçmeye çalışıyorlar. Geçtikleri esnada asker veya polis tarafından silahlarla taranıyorlar. Bu grup 8 kişi. Dere yatağından mahalleye geçmeye çalışıyorlar. Grup içerisinde bulunan bir yaralı arkadaşımız 19.35'te Silopi eşbaşkanımızı arayarak, tarandıklarını ve yaralı olduklarını söylüyor. Bu bilgi bize ulaştı ardından. Biz de, arkadaşlarımızın oradan alınması ve saldırıların sonlandırılması amacıyla girişimlerde bulunduk. Zaten yerel yöneticilerle görüşmek mümkün değil. Yerel yöneticiler telefonlarını kapatmış. Biz de HDP Grup Başkanvekili üzerinden İçişleri Bakanı ve Kamu Müsteşarı ile iletişime geçtik. Mahallede bulunan grubun sivil ve yaralı olduğunu aktardık. Bu görüşmemiz 21.30'da gerçekleşti. Yapılan görüşmenin ardından bize dönen yetkililer, yerel yöneticilerin arandığını ve bizim belirttiğimiz hususların olmadığı, belirttiğimiz bölgenin bir çatışma bölgesi olduğunu söylenerek, talebimiz red edildi. Gelen cevapla bize hiç bir sivil yaralanmasının olmadığı söylendi. Saatlerce bu durum devam etti. Saat gece 01.00 sıralarında belediyenin ambulansı gidip 3 kadın arkadaşımızın cenazelerini alıyorlar. Bu kadar süre ne yaptınız?"
'İŞKENCEYLE KATLEDİLDİLER'
Yüksek, katledilen 3 Kürt kadın siyasetçinin otopsi raporlarının da ellerine ulaştığını söylerken, "Bu arkadaşlarımızın kimlikleri bile teşhis edilemeyecek, yüzleri tanınamayacak durumda. Ne yaptınız? Demek ki bu insanlara ulaştığınızda yaralıydılar ve işkence ederek katlettiniz. Şırnak Valisi yaralı olan arkadaşlarımızı katletmiştir. Gerçek olan budur. Bu tarihte eşi rastlanmamış bir alçaklık biçimidir. Düşman olarak bellesen bile bir savaş hukuku var" diye kaydetti.
'ELİNİZ KÜRT KANINA BULAŞTI; HESAP VERECEKSİNİZ!'
Anlattıklarının aksine hükümetin elinde bir bilgi varsa çıkıp açıklamasını isteyen Yüksek, "Bu hakikatin aksisi varsa çıkıp açıklasınlar. Her şey kayıt altındadır. Bu hükümetin eli Kürt kanına bulaşmıştır. Bu kanda boğulacaklar. Bunlar bu halka hesap verecekler. Bu yaşanılan uluslararası mahkemelere, savaş mahkemelerine taşınacak bu durum. Ne mevcut hükümet, ne hükümetin başı, ne de onların emrindeki yerel yöneticiler, hesap vermeden bir yere gidemeyecek. Yargılanacaksınız ve bu halk hesap vereceksiniz" diye konuştu.
TÜRKİYE HALKLARI VE ULUSLARARASI GÜÇLERE ÇAĞRI
Yüksek, Türkiye halklarına ve uluslararası güçlere çağrıda bulunarak, şunları belirtti: "Bu hükümet Türkiye'de darbe yapmış, bütün yetkileri eline almış, pervazsızca halkımıza karşı kullanıyor ve katlediyor. Tüm Türkiye halkları buna maruz kalacaktır. Bu kadar vahşi ve pervasız uygulamalarına sessiz kalmayın. Uluslararası kurumlar, sivil toplum örgütleri, daha ne kadar sessiz kalacaksınız. Varsa ölçüleriniz, evrensel hukukunuz, bu gün Kürtler içinde devreye girmeli. Ohbinlerce Kürt katledildikten sonra devreye girecek olan hangi hukukunuz neyi geri getirecek? Türk halkı, devletiniz cinayet işliyor. Sevê Demir ve arkadaşları bir cinayet ile katledilmiştir. Hükümetinize 'dur' deyin. İnsansanız, vicdanınız varsa buna sözünüz olsun. Ama vicdanını, insanlığını yitirmişlere sözümüz yoktur" dedi.
AYNA: NASIL ANILACAĞIN ÖNEMLİDİR
Ayna ise, 3 Kürt kadınının kimlik tespitinin bile iki gün sürdüğünü kaydederek, cenazelerin getirildiği Şırnak Devlet Hastanesi morgunun devletin özel timleri tarafından kilitlenerek, anahtarının alındığı bilgisini paylaştı. Ayna, "10 yıl sonra bu süreçle yüzleştiğiniz zaman nasıl cevap vereceksiniz? Kimi suçlu göreceksiniz? Halkı bıraktım, eğer inanıyorsanız Allah'a ne cevap vereceksiniz? Halkı inandırmak için camiye, Cuma'ya gidenler, ne cevap vereceksiniz? Sırf kimliklerini istedikleri için, Kürtleri katlettiğinizden kaynaklı ne cevap vereceksiniz? Dün bunu askeri vesayet yapıyordu, bu gün AKP yapıyor. Ama Kürtler bitmeyecek. Nasıl kimse bunların cenazelerine sahip çıkmadıysa, Kenan Evren'in cenazesine kimse sahip çıkmadı, bugün bu katliamı yapanlar da yarın bununla karşılaşacaklar. Nasıl anılacağın önemlidir. Yarın, öbür gün halk cenazelerinin arkasında olacak, ya sizin arkanızda kim olacak" diye kaydetti.
DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna, şu anda 3 kadın siyasetçinin cenaze törenlerine ilişkin bir programlarının olmadığını, ailelerin yolda olduğunu, geldikten sonra bir program belirleyeceklerini belirtti.
Ayrıca, DBP ve KJA yöneticileri cenazeler için Şırnak'a doğru yola çıktı. Cenazelerin Amed'e getirilmesi bekleniyor.