Demir yaralanmadan önce konuştu: Sınır hattı boş bırakılmamalı

Demir yaralanmadan önce konuştu: Sınır hattı boş bırakılmamalı

 

DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı sınır hattında bir aydır nöbet tutan DBP MYK Üyesi, askerin attığı gaz bombasından yaralanmadan önce bir aylık direniş nöbetlerini değerlendirdi. Hayati tehlikesi süren Demir, sınırdaki direnişin asker saldırılarına rağmen süreceğine dikkat çekerek, Kürt halkını ve bütün dünya halklarını, Kobanê’deki insanlık mücadelesine sahip çıkmaya ve sınır hattını boş bırakmamaya davet etti.

Urfa’nın Suruç ilçesinde direniş nöbeti tutan DBP MYK Üyesi Semra Demir, askerin attığı gaz bombasından önce bir ayı dolduran direniş nöbetlerini dün ajansımıza değerlendirdi. Gündüz direnişi anlatan Demir, gece saatlerinde askerlerin hedefi oldu. Yine gün içinde özel hareket timleri tarafından araçları durdurularak “Eylemleri siz organize ediyorsunuz” şeklinde tehdit edilen Demir’in askerler tarafından bilinçli olarak hedef gözetilerek vurulduğu belirtildi. Askerin gaz bombası kapsülünün başına isabet etmesi sonucu ağır yaralan Demir’in, beyin kanaması geçirdiği ve hayati tehlikesinin devam ettiği kaydedildi.

‘KATLİAM YAŞANMASIN DİYE SINIRA GELDİK’

30 km’lik Kobanê-Suruç sınır hattı boyunca bir aydır tutulan nöbetleri ajansımıza anlatan Semra Demir, Kobanê’de savaşın kızıştığı 15 Eylül’den bu yana sınırda olduklarını ve sınır nöbetti tuttuklarını kaydetti. Şengal gibi bir katliamın yaşanmaması için sınır hattında çadırlar kurduklarının altını çizen Demir, şöyle konuştu: “Halkın duyarlılığına karşı devletin saldırısı da hat safhadaydı. Halk, Müşritpınar Sınır Kapısı’nın bulunduğu köyleri terk etmek istemedi. Ancak öğrendiğimiz bilgiler ışığında DAİŞ çetelerinin sınırın birçok noktasından Kobanê’ye geçtiklerini öğrendik. Bunun üzerine olası geçebilecekleri bütün köylerde halkımız konumlandı. Halkımızın konumlandığı yerlerde de devletin fiziksel ve psikolojik şiddeti devam etti.”

‘SİZ GİDERSENİZ CAN GÜVENLİĞİMİZ YOK’

Kendisinin direniş nöbeti tuttuğu Suruç’un doğusundaki Bedhê Köyü’ne DAİŞ çetelerinin attığı havan toplarına tanıklık eden Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kaldığım Bedhê Köyü’ne yaklaşık 50 tane havan topu attılar. Köylüler zarar gördü. Yaralananlar oldu, evleri yıkılanlar ve hayvanları telef olanlar oldu. Köyde konumlandığımız yerlerde DAİŞ silahlarının menzilinde olmamamıza rağmen üzerimize gelen havan toplarının acaba Türk devleti mi atıyor kaygıları artmıştı. Bu bir psikolojik savaş yöntemiydi, açık açık bize bu sınır hattını terk edin, Kobanê halkı katliama maruz kalsa da burada destek vermeyin mesajı veriliyordu. Dışarıda gelen halk ile beraber buranın yerlisi olan köylüleri de köylerden çıkartmaya dönük bir yaklaşım söz konusuydu. Ancak sınır köylerdeki halk, bizi terk etmeyin ve siz giderseniz can güvenliğimiz yok diyorlardı.”

‘SINIRDAKİ STRATEJİK KÖYLER BOŞALTILDI’

DAİŞ çetelerinin sınırı kullanmasını engellemek için nöbet tuttuklarını ancak Türk askerinin halka saldırı üstüne saldırı yapmasının akıllarda soru işareti bıraktığını söyleyen Demir, sınır hattındaki stratejik tüm köylerin boşaltıldığına dikkat çekti. Demir, şöyle konuştu: “Köylerin boşaltılmasının tek bir nedeni vardı. DAİŞ çetelerinin sınırdan geçişi ve lojistik destek vermeleriydi. Etmanek Köyü çok stratejik bir köy ve o köyün boşaltılmasının tek nedeni DAİŞ’de destek verdiğini düşünen halkı kimse ikna edemez. Sınır hattında nöbet tutan halk, burada sadece DAİŞ çetelerin geçişi tek değildi. Diğer yandan DAİŞ çetelerin saldırısına uğrayan Kobanêlilerin yardımına koştular. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ‘Kobanêlilere kucak açtık’ söylemleri aklıma geliyor ama o açtıkları kucağın ne kadar acı verdiğini gören Kobanê halkı tekrardan kendini sınıra vurarak savaş altındaki Kobanê’ye geri döndüler. Kalanlar da sadece halkın ve belediyelerimizin yardımlarıyla şuan ayakta kalmaktadırlar.”

KOBANÊ DİRENİŞİNDE KADINLAR ÖN SAFLARDA

Demir, Kobanê’de devam eden halk mücadelesinin yanında kadın direnişinin olduğunun altını çizdi. Demir, insanlık için yüreği çarpan herkesin Kobanê sınırında DAİŞ çetelerine karşı durduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: “Sınırın iki hattında bir direniş serüveni söz konusu, ancak kadınlar açısında öncülük eden bir direniş, gerçeklik var. Kadınlar Kobanê şahsında yeni yaşam mücadelesini veriyor. Çünkü topraklarını terk etmek istemeyen başta kadınlardır. Onun için ön saflarda mücadele ediyor ve çok sayıda şehit kadın arkadaşlarımızın cenazesi geliyor. Kobanê’nin ha düşecek ha düştü diyen Türk devletinin söylemlerine rağmen Kobanê halkı ve özgürlük savaşçıları ilkel denilebilecek silahlarla ayakta kalabildiler. Kobanê’yi işgal etmek isteyen dış güçler tarafından çeteler eliyle işgal planı boşa çıkarıldığını tüm dünyaya gösteren Kobanê halkının direnişi söz konusudur. Ancak birileri Kobanê halk savunmasını illegal göstermeye çalışsa da aslında Kobanê’yi işgal edenler sömürgeci terörist odaklardır. Kobanê halkı tüm dünyaya ders verdi ve şuan Kobanê halkının yanında olmak için dünyanın dört bir yanından gelen her inançtan, ırktan ve kimliklerden insanlar Kobanê’nin yanında olduğunu ve insanlık mücadelesinin yanında haykırıyor.”

‘SINIR BOY BIRAKILMAMALI’

“Kobanê özgürleşene kadar sınırda direniş nöbetlerimiz devam edecektir. Asker saldırılarına rağmen DAİŞ çetelerinin sınırı kullanmalarına izin vermeyeceğiz” diyen Demir, Kobanê direnişiyle dayanışmak için Kürt halkı başta olmak üzere bütün dünya halklarına, Kobanê’deki insanlık mücadelesine sahip çıkmaya ve sınır hattını boş bırakmamaya davet etti.