Demirtaş: Zafere en yakın dönemdeyiz
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Özgür Radyo'nun konuğu oldu. Demirtaş, programda Özgür Radyo Genel Yayın Koordinatörü Derya Okatan ile ETHA Editörü, ANF Muhabiri Arzu Demir'in sorularını yanıtladı.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Özgür Radyo'nun konuğu oldu. Demirtaş, programda Özgür Radyo Genel Yayın Koordinatörü Derya Okatan ile ETHA Editörü, ANF Muhabiri Arzu Demir'in sorularını yanıtladı.
Demirtaş, AKP'nin zayıflaması gerektiğini belirterek, HDP'nin zafere yaklaştığını söyledi. Erdoğan için, "Bırakın bütün Türkiye'yi kendi partisini yönetemeyen bir şahsiyete dönüştü" diyen Demirtaş, seçmenlerin umutlu olmasını istedi. Demirtaş, "İstanbul kendini yönetsin diye model öneriyoruz. Bizim en akılcı projemiz budur. İstanbul özerk bölgesi öneriyoruz" diye konuştu.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Özgür Radyo'nun konuğu oldu. Demirtaş, programda Özgür Radyo Genel Yayın Koordinatörü Derya Okatan ile ETHA Editörü, ANF Muhabiri Arzu Demir'in sorularını yanıtladı.
ERDOĞAN'IN TARTIŞMALI FOTOĞRAFI
Demirtaş'ın canlı yayında, "Cumhurbaşkanı'nın 29 Ekim resepsiyonunda verdiği fotoğraf sosyal medyada çok yer aldı. Ne düşündünüz fotoğrafı görünce" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Biz gerçeklikten, realiteden koptuğunu düşünüyorduk ama düştüğü durumun farkında olmadan bu kadar aleni bir şekilde yalnızlığının, tek adam fotoğrafını vereceğini düşünmemiştim. İnsanın içi acıyor. Balkonda tek başına bir adam 150 metre ötesinden bir kaç kişi. Halklarımız bunu hak etmiyor. Tam da neyin olmaması gerektiğinin fotoğrafı. 'Böyle yapmayın' demek istiyor. Biz demek ki çok daha halkçı yönetim kurmak zorundayız. Halktan yana iktidar vadetmek zorundayız. Halkı tepeden kuşbakışı saraydan karınca gibi, kul gibi, teba gibi gördüğü anlayışı mahkum etmek, halk karşısında yenilgiye uğratmak zorundayız. Ne kadar haklı ve güçlü olduğumuzu gördüm. Rakiplerimizin de çaresizliğini gördüm o fotoğrafta."
KOALİSYON
Koalisyon olacağı öngörüsünde bulunan Demirtaş, Erdoğan'ın 'Ancak tek partiyle istikrar yakalanır, halk koalisyona izin vermez' şeklindeki sözlerini de şöyle yorumladı: "Son bir hamleyle AKP'nin oylarını artırma gayretidir. Biliyorsunuz, sürekli tehdit ettiler. AKP'li bakanlar, meclis başkanı, cumhurbaşkanı 'Tek başına iktidar olmazsak felaket olur' dediler. Cumhurbaşkanı'nın söylemi de yarı tehdit sonuç kabullenmesiydi aslında. Benim tahminim 2019'a kadar gitmeyecek bir koalisyon. Bu ihtimali görmüyorum. Her türlü koalisyon seçeneği, tek başına AKP iktidarından daha iyi olacaktır Türkiye için."
Demirtaş, en iyi koalisyonun HDP'nin içinde olacağı koalisyon olduğunu söyleyerek, "Bizim MHP'yle uzlaşma ihtimalimiz yoktur. Onların ortaya koyduğu 4 ilkeyle, bizim üç ilkemizin buluşma imkanı yok. Demokrasi, adalet ve barış gibi en temel evrensel ilke koyuyoruz. Demokrasi, adalet ve barışın nasıl gerçekleşeceğini de yol haritasıyla birlikte alt başlık olarak sunuyoruz. Bu ilkelerimizi tartışmaya açık olan, uzlaşmaya açık olan partilerle oturup koalisyon seçeneklerini konuşacağız" diye konuştu.
'ÖNCE AKP'NİN ZAYIFLAMASI LAZIM'
Demirtaş'ın diğer bazı sorulara verdiği yanıtlar ise şöyle:
'7 Haziran'da AKP ile koalisyon olmaz' dediniz. Şimdi de CHP ve AKP'yi kastediyorsunuz. AKP'yle koalisyon olur mu?
Siyaset hep 'evet'le, hep 'hayır'la kurulmaz. 7 Haziran'ın konjonktürü, dengeleri farklıdır, 1 Kasım'ın ki farklıdır. 'Ne değişti?' diye sorarsanız, biz 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarının kabul edilmeyeceğini söylüyorduk. 7 Haziran seçim akşamı yaptığımız açıklamada ortaya koyduğumuz şeylerin önemli bir kısmı gerçekleşti. 7 Haziran'dan sonra AKP'nin tavrının net olacağını kestiriyorduk. Hızla Türkiye'yi tekrar bir seçime götüreceklerdi.
AKP ile koalisyonu güçlü bir seçenek gibi seçmenlerimizin önüne koyamazdık. Önce AKP'nin zayıflaması lazım. Gerçekten de kibirli muktedir durumunun ortadan kalkması lazım. 7 Haziran'da bir aşama katetti, ama tam gerçekleşmedi. Şimdi 1 Kasım'da muktedirin 'Ben güçlüyüm, tek başına devleti yönetiyorum' tavrını tuzla buz edeceğiz. Böyle bir AKP'yle oturup konuşulabilir, anlaşılır mı ayrı mesele, uzlaşma sağlanır mı ayrı mesele. Zulüm pençelerini körelttiğimiz veya kırdığımız bir AKP ile oturup halklarımızın lehine ne yaparız diye bakacağız. İlle olur demiyorum, ama kapalı olmayacağız görüşmelere.
7 Haziran seçimleri öncesinde AKP içinde kaynayan muhalefet kazanı dışarı taşmadı. Çünkü çok hızlı şekilde kongreye gittiler, iç muhalefeti bastırdılar. Ama 1 Kasım'dan sonra onu da yapamayacaklar.
'ERDOĞAN NE ÜLKEYİ NE PARTİSİNİ YÖNETEBİLİYOR'
Tayyip Erdoğan'ı siyasette nereye koyacağız?
Tayyip Erdoğan artık bu ülkenin tek yöneticisi, hakimi değil. Kendisi de kabul etmiş durumda. 7 Haziran'da onu başkan yaptırmayacağız çıkışı kuru bir slogan değil, Türkiye'nin diktatörlükle demokrasi arasında seçimdi. 7 Haziran'da önemli bir mesafe katetti. 1 Kasım'da da bu iyice netleşmiş olacak. Artık Tayyip Erdoğan, bırakın bütün Türkiye'yi kendi partisini yönetemeyen bir şahsiyete dönüştü.
'İSTANBUL'UN ÖZERK YÖNETİMİ OLACAK'
İstanbul milletvekili adayısınız. Ne diyorsunuz İstanbul seçmenine?
İstanbul metropol bir şehir. Milletvekilleri 'Şunu, bunu yaparız' gibi afaki şeyler konuşmamalı. Biz kente yönetim modeli öneriyoruz. İstanbul kendini yönetsin diye model öneriyoruz. Bizim en akılcı projemiz budur. İstanbul özerk bölgesi öneriyoruz. İstanbul'un büyükşehir meclisi, İstanbul'un özerk yönetimi olacak. İlçe belediyelerin meclisi de, ilçe özerk meclisi olacak. Bugünden farkı şu olacak: Merkezi hükumette bulunan sosyal, sağlık, eğitim hizmetleri, iç güvenlik, trafik hizmetleri, spor, tarım, hayvancılık, kadın politikaları, kültür vb. konularda yasa yapma yetkisi vereceğiz. Okul açma, öğretmen tayin etme gibi yetkiler tanıyacağız. Kentin içindeki hız sınırlarını belirlemeden suçla mücadelede özel kanunlar çıkarmaya kadar. Bunların bütçesini de İstanbul Meclisi'ne vereceğiz. Kendisi karar verecek, kendisi harcayacak. İlçe meclisleriyle koordine içinde, kent sivil meclisleriyle, ilgili kanun hangi kesimi ilgilendiriyorsa, kadın, çevre, emek o kesimlerle ortak çalışma şartıyla. Neye dikkat edecekler. Yeni yapacağımız demokratik anayasaya uygun kararlar alacaklar. O anayasanın dışına çıkamayacaklar. Ankara'dan İstanbul'u yönetmeyeceğiz, siz kendi kendinizi yöneteceksiniz diyoruz.
HDP adayı olarak seçilirsem bir kez daha Türkiye'nin halklar mozaiği kentine yeni bir yönetim vaat ediyoruz, özerk yönetim vaadi veriyoruz.
'ZAFERE YAKINIZ'
Umudu kesmiş insanlara bir sözünüz var mı?
Dünkü Saray fotoğrafına baksınlar. Yalnız ve ıssız adama bir kez daha baksınlar. Bence umut o fotoğrafta. Biz ne kadar kalabalığız, çoğuz. Ne kadar iç içeyiz. Ne kadar birbirimize bağlıyız. Bir saraydan balkondan el sallayacak duruma gelseydik, biz öyle değiliz. Biz ezilenler olarak en umutlu kesimiz. Bütün dünyaya heyecan yayıyoruz. Bütün dünyaya abartısız söylüyorum. Dünyadaki bütün ilericiler, bütün ezilen halklar bizi izliyor. Orta Doğu'da bir etki yarattık. Buradan baktığınızda büyük umut sahibi olması gerekenler bizleriz. En umutlu olmamız gereken, zafere en yakın olduğumuz bir dönemde kaos yaratmaya çalışıyorlar, umudumuzu kırmaya çalışıyorlar. Bunlara sakın güvenmeyin.
'2 KASIM SABAHI İTİBARIYLA YENİ MÜCADELE DÖNEMİ BAŞLIYOR'
2 Kasım gününü tarifleyebilir misiniz?
7 Haziran akşamı Türkiye'de bayram havası vardı. HDP'ye oy vermeyenler bile zaferimizi kutluyordu. Çünkü Türkiye'ye nefes aldırmıştık.
Türkiye diktatörlüğün tam kıyısından dönmüştü. Kabul etmediler 'Bir kez yapıyoruz' dediler. 1 Kasım'da 7 Haziran'dan daha rahat nefes alınacağını düşünüyorum. 1 Kasım akşamı artık daha geleceğimizin şekillendiğini göreceğiz. 6 ay ülkemizi kabusa çevirdiler. 2 Kasım sabahı itibarıyla yeni bir mücadele dönemi başlıyor artık. Kendimizi daha güçlü hissedeceğimiz, direnince kazanılacağına olan inançla, bunun daha somut göstergesiyle sarılacağız yaşama.
Zor bir dönem hepimiz açısından. Nasıl hatırlayacaksınız bu dönemi?
Acıyla. 7 Haziran öncesi zorluklar vardı. Ama birikmiş acılar yoktu. Bu seçim ölümle anıldı. Yoldaşlarımızı, çalışma arkadaşlarımızı kaybettik. Birebir tanıdığımız, sıcaklığını tertemiz yüreğinde gördüğümüz yüzlerce arkadaşımızı kaybettik. Yani 2 Kasım'da zafer nasıl olursa olsun buruk olacak. 1 Kasım seçim kampanyası bizim için acı kavramıyla özdeşleşmiş olacak."
'1 KASIM'DA ÇİFTE BAYRAM OLSUN'
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bütün bu acıları niye çekiyoruz? Umudu büyütmek için, geleceğimizi özgür kılmak için. Arkadaşlarımız yaşıyor olsaydı, bizim yaptıklarımızı daha fazla yapacaklardı. Onların hatırasına bağlılığın tek yoluyla şehitlerimize verilen sözü yerine getirmekle olur. Onlar özgürlük için mücadele ettiyse, özgürlüğü onlara, çocuklarımıza armağan etmek zorundayız. Ama ne mutlu ki çaresiz değiliz. Bir tarafta acı, bir tarafta çaresizlik olsaydı o daha ağır olurdu. Acılarımız büyük. Geride bıraktığımız bedeller büyük, ama umut da ondan daha büyük. Onların değerleri, yarattıkları birikim, bunun umuda dönüştüğü heyecan bence çok daha büyüktür. Bu bizi ayakta tutan moral değerdir. 1 Kasım bunlardan en somut zaferlerden biri olacak. Biliyorsunuz Kobane zaferi Türkiye toplumuna ezilenlere bir umut oldu. 7 Haziran'a yakın bir dönemde Til Abyad özgürleştirildi, hem Rojava'da hem burada çifte zafer, bayram oldu. 1 Kasım'la birlikte Cerablus'un da özgürleştiği, DAİŞ'ten temizlendiği haberiyle birlikte 1 Kasım akşamı çifte bayram havası olur temennisinde bulunuyorum."