Demirtaş: Kürt halkı seçeneksiz deðil, inisiyatifi halk alır

Demirtaş: Kürt halkı seçeneksiz deðil, inisiyatifi halk alır

Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili tartışmaları deðerlendiren BDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş,Parlamento yolunun kapatılması durumunda Kürt halkının da kendi kaderini belirleme noktasında uluslar arası kamuoyuna bir çaðrıda bulunabileceðini söyledi.“Kürt hareketi milletvekilleriyle var olmadı, milletvekilleriyle bitmez. Halk inisiyatifi alır” dedi.

BDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, 2 aylık yayın durdurma cezası ardından bugün yeniden izleyicileriyle buluşan Nuçe TV’ye konuştu. Nuçe Aktuel programının konuðu olan Demirtaş, Meclise gelen dokunulmazlık fezlekeleriyle ilgili Türkiye Başbakanı Erdoðan’ın sözlerine yanıt verdi.

Dokunulmazlık fezlekelerinin durup dururken gündeme taşınmadıðını, yakın tarihteki siyasi gelişmelerle doðrudan baðlantılı olduðunu belirten Demirtaş, ‘tek adam’ konumunu korumak isteyen Tayyip Erdoðan’ın Ortadoðu’da Kürtler aleyhine ırkçı, milliyetçi bir politika izlediðine dikkat çekti.

“Son birkaç yıldır Kürt hareketinin Ortadoðu genelinde artan etki gücü, siyaseti belirleme kapasitesi artık Türkiye sınırlarını aşmış durumda. AKP hükümeti ile birlikte Kürt hareketi kontrol altına alınmaya tasfiye edilmeye çalışıldı. Envai çeşit yol ve yöntem denendi. Askeri ve siyasi operasyonlar, tecrit politikaları, psikolojik savaş harekatları, uluslararası alanda yapılan operasyonlar tutuklamalar, istihbarat ve medya desteði tüm bunlara raðmen AKP Hükümeti başarılı olamadı. Gelinen aşamada Ortadoðu’da hiçbir güç Kürt Hareketini hesaba katmadan adım atamaz hale geldi” diye konuştu.

AKP Hükümeti’nin önünde iki seçenek bulunduðunun altını çizen Demirtaş, “ya Kürt hareketini muhatap alacak, Ortadoðu’daki yeniden dizayn sürecinde Kürt iradesini kabul edecek. Ya da elindeki tüm imkânlarla tasfiyeyi dayatacak. Ýkinci seçenekte ısrarcı görünüyor” dedi.

‘KÜRT HAREKETÝNÝ GÜÇTEN DÜŞÜRMENÝN BÝR PARÇASI’

Tayyip Erdoðan zihniyetinin birinci seçeneði tercih etmesinin zor olduðunu da sözlerine ekleyen Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tayyip Erdoðan Türkçülük üzerinden bir politika belirliyor. Bu artık bir oy hesabı deðil. Bunu çok çok aşan bir politika. Oy hesabı olsa bunu demokratikleşme yönündeki politik mesajlarla da artırabilirdi. Ama Tayyip Erdoðan bu durumda tek adam olmaktan çıkardı. Türkiye’de demokratikleşme ile birlikte sivil anayasa yerinden yönetimlere tekabül eden bir süreç yaşanırdı. Şimdi Tayyip Erdoðan buna izin vermiyor. Hem Türk milliyetçiliði ile kendi tabanındaki Ýslamcı milliyetçi oylarla kendi iktidarını saðlama alıyor. Hem de Ortadoðu’da yeniden dizayn sürecinde Kürtlerin aleyhine olabilecek bir Türkçülük politikası izliyor. Dokunulmazlık meselesi, Ýmralı’da Sayın Öcalan’a dönük tecritten baðımsız deðil, askeri operasyonlardan baðımsız deðil. Ortadoðu’daki gelişmelerden baðımsız deðil. Kış aylarında savaşın yoðunluðunun düşmüş olmasını Tayyip Erdoðan fırsat bilerek gerilimi tırmandırma adına etrafındaki milliyetçi oyları daðıtmamak, en azından bu ittifakı bozmamak, sıkı tutmak adına dokunulmazlıkları gündeme getiriyor. Kürt hareketini güçten düşürme operasyonunun bir parçası olarak görmek lazım.”

‘ERDOÐAN KÜRT ÝRADESÝNE SAYGI DUYMADIÐINI ÝSPATLAMIŞ OLACAK’

BDP Eşgenel Başkanı Demirtaş, dokunulmazlıkların kaldırılması durumunda, 1994’teki tavrın tekrar edilmeyeceðini vurguladı. ”Erdoðan bu politikayı izlemeye devam ederse, Kürt halkının iradesine hiçbir zaman saygı duymayacaðını resmi olarak ispatlamış olacak. Kürtler kesinlikle 1990’lardaki gibi bir kez daha şansımızı parlamentodan yana deneyelim konusunda ısrarlı olmayacaklardır. 1990’ların koşulları deðişmiştir. Bizim açımızdan mesele şudur. Ortadoðu bu kadar kaynıyorken Kürt halkı kendi kaderini belirleme konusunda tarihi fırsatlar yakalamışken, kendi kaderini tayin hakkını halklarla eşit birlikte yaşama şeklinde kullanmak isterken, birilerinin çıkıp bu iradeyi yok sayması Kürtler açısından yeni bir deðerlendirme durumudur” dedi.

BDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına en fazla da Türkiyeli demokrasi çevreleri, Türk aydınların karşı çıkması gerektiðini belirten Demirtaş, “karşı çıkması gereken biz Kürtlerle birlikte yaşamak istiyoruz diyen Türkler olmalıdır. Tek başına Tayyip Erdoðan iki halkın ilişkilerini belirleyemez. Ama gidişat oraya doðru gidiyor. Türkiye halkının sesini yükseltmesi lazım. Sen tek başına 40 milyonluk Kürt nüfusuyla nasıl yaşayacaðımıza karar veremezsin demesi lazım. Çünkü bu dokunulmazlık meselesi beraberinde bu tür gelişmeleri yaratabilir. Bu tür gelişmeler senin tekelinde deðildir denilmesi lazım” şeklinde konuştu.

BDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda AKP içinde de farklı görüşler olduðunu söyleyen Demirtaş, bu çevrelere de şu çaðrıyı yaptı: “Bu iş kolay olmayacak. AKP kendi içinde bir blok halinde hareket edemiyor. Herkes aynı şeyi düşünmüyor. Çankaya, Parlamento, Meclis grubu, Cemaat, AKP’yi destekleyen diðer Cemaatler, bunlar içinde de farklı düşünenler var. Tüm bu kesimlerin sesini yükseltmesi lazım. BDP AKP çatışması deðil. Daha tarihsel ciddi bir tartışma yürütmeye ihtiyaç var. Yüzyıl önce Kürt ve Türkler arasındaki ilişki bir yanlış üzerine inşa edildi. Bu egemenlik hukuku idi Kürtler üzerindeki soykırım idi. Bu hukuk iflas etti. Şimdi yeni bir hukuk belirlemek lazım.”

‘GRUP KARARIMIZ VAR ORTAK HAREKET EDECEÐÝZ’

Demirtaş, dokunulmazlıkların kaldırılması durumunda BDP olarak tavırlarını da açıkladı. Parlamento’daki mücadelenin halkın bir kazanımı olduðunu ancak her şey olmadıðını vurgulayan Demirtaş şunları söyledi:

“Tüm ısrarlarımıza raðmen Türk devleti Kürtlerin parlamentodaki temsilcilerini atma kararı alırsa Kürt halkı mutlaka bir deðerlendirmeye gider. Bu artık bir zorunluluktur. ‘Parlamentoda gereðini yaparız’ denirse iş deðişir. Külahlar deðiştirilir. BDP’li milletvekillerinin bir kısmının dokunulmazlıkları kaldırılır ya da tutuklanır, milletvekilliði yapamaz duruma düşürülürse bu bizim için artık kırılma noktasıdır. Bu durumda ortak hareket edeceðiz. Herhangi bir milletvekiline yapılmış hukuk dışı siyasi bir tutum hepimize yapılmış sayılır. Bu Gültan Kışanak’ın Aysel Tuðluk’un meselesi deðil Kürt halkının meselesidir. Bir arkadaşımıza hukuk dışı bir yönelim olursa bizler de o parlamentoda çalışıp çalışmama konusunda yeni bir deðerlendirmeye gitme kararı aldık. Öyle bir durumda DTK, HDK ile ortak deðerlendirmeler yapılacaktır. Halk toplantıları yapılacak bu konuda görüşü sorulacak. Yaklaşım buysa biz de Kürt halkının kendi kaderini belirlemesi noktasında da belki uluslar arası kamuoyuna Türkiye kamuoyuna bir çaðrı noktasına gelebiliriz.

‘PARLAMENTO BÝR KAZANIM AMA HER ŞEY DEÐÝL’

Tarihin akışını kimse durduramaz. Kürt hareketi milletvekilleriyle var olmadı milletvekilleriyle bitmez. Bu bir psikolojik savaş harekâtıdır. Bunun altında Kürt hareketi kalmayacak. Bunu yürütenler kalacak. Evet parlamentoda yer almak halkın bir kazanımıdır, ama milletvekilliði her şey deðil. Kürt halkına kapılar kapanırsa Kürt halkı da seçeneksiz deðildir. Çaresiz deðildir. Kürt halkı sokak sokak, alan alan, meydan meydan direnerek bu kazanımları elde etti. Parlamento’ya gidin oturun konuşun sorunu çözün dedi. Ama eðer Türk devleti bunu elinin tersiyle itiyorsa halk inisiyatifi ele alır. Parlamento çözüm üretemiyorsa halk kendi çözümünü ortaya koyar. Bunu BDP engellemez engelleme hakkı da yoktur. Kürt halkı eðer Parlamentoya Parlamenter çözüme saygı duyuyorsa bu BDP’nin ortaya koyduðu politika sayesindedir. Yoksa AKP’nin ortaya koyduðu bir umut falan yok. AKP’nin Parlamento’yu çözüm yeri haline getirdiði yok. Biz ısrarla orayı işaret ediyoruz. Ama aksine çözüm yoksa ısrarla orada çözüm deðil tasfiye dayatılıyorsa Kürtlerin tarihi süreci kaçırması için, yılları alacak bir beklentiye sokulacaksa biz Kürt halkının önünü kesecek bir pozisyon almayacaðız.”