Demokratik Özerk Yönetim Modeli dünyanın gündemi oldu
Demokratik Özerk Yönetim Modeli dünyanın gündemi oldu
Demokratik Özerk Yönetim Modeli dünyanın gündemi oldu
Rojava’da 2013 yılında bölgeye yönelik siyasal ve ekonomik ambargo dikkat çekerken, 19 Temmuz devriminin yıldönümü ile birlikte çalışmalarına başlanan demokratik özerk yönetim modeli çalışmaları, tüm bölgede gündemi belirleyen temel konu oldu. Adalet, kültür, sosyal, eğitim, kadın konularında da önemli adımlar atıldı.
Batı Kürdistan’da 2013 yılı boyunca bölgeye yönelik çeteci grupların saldırılarına karşı gösterilen topyekûn direniş kadar, diplomatik ve siyasal alandaki gelişmeler da gündemi belirleyen konular oldu. 19 Temmuz 2012 yılında Kobanê’den başlayıp tüm Rojava’yı kapsayan devrim dalgasında halkların öz yönetimlerini kurma çalışmaları, 2013 yılında tüm dünyayı etkileyecek duruma gelirken; uluslararası ve bölgesel güçlerin müdahale girişimleri ise had safhaya ulaştı. Bir taraftan tüm etnik yapıların katılımı ile özerk yönetimleri kurma çalışmaları yürütülürken, bir taraftan da Kürtler arası birlik güçlendirilmeye çalışıldı. Ancak her iki konudaki girişimleri engelleme çabaları da yıl boyunca sürdü.
SİYASİ VE DİPLOMATİK GELİŞMELER
Rojava’da ortaya çıkan siyasal irade toplum üzerinde de büyük etki yarattı. 21 Şubat 2013 tarihinde Amudê kentinde bir araya gelen Batı Kürdistan’ın Cizre bölgesindeki tüm aşiretlerin ileri gelenleri Aşiret Meclisi kurdu. Toplantıda ayrıca bölgedeki diğer etnik ve inanç unsurları ile görüşmeler yapılarak daha geniş bir diyalogun geliştirilmesi kararı alındı.
BİRLİK GÖRÜŞMELERİ
Kürt siyasal partileri arasındaki birlik görüşmeleri de devam etti. Batı Kürdistan Halk Meclisi (MGRK) ile Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi (ENKS) arasındaki temaslar sürerken, 7 partinin genel başkanları KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan ile görüştü. Nisan ayında Medya Savunma Alanlarında gerçekleşen görüşmeye Suriye Kürtleri Sol Partisi Genel Başkanı Muhammed Musa, Suriye Kürtleri İlerici Demokratik Partisi Genel Başkanı Hemidê Hecî Derwêş, PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, Wehdê adıyla bilinen Birliğin Demokratik Partisi Genel Başkanı Şêx Alî, Suriye Kürtleri Demokratik Sol Partisi Genel Başkanı Salîh Gedo, Demokratik Kürt Partisi Genel Başkanı Cemal Şêx Baqî ile Kürdistan Komünist Partisi Genel Başkanı Necmeddîn Melle Ömer ve beraberindeki heyetler katıldı. Görüşmede Karayılan, “Birlik ve dayanışma anlayışını benimseyen tüm örgütlerle dayanışma içinde olacağız” mesajını verdi.
DİPLOMATİK TEMASLAR
İçerideki bu gelişmeler diplomatik temaslara da yansıdı. Diplomasi çalışmalarını Kürt Yüksek Konseyi adıyla yürütme kararı alan Rojava’daki siyasi partilerin bu kararı uluslararası alanda karşılık buldu. Mayıs ayında Kürt Yüksek Konseyi’ni davet eden Rusya, yapılan görüşmeler sonucunda konseyin, ABD, Rusya, Avrupa ve Suriye muhalif güçlerinin katılımı ile Suriye üzerine Cenevre’de yapılması planlanan uluslararası toplantıya katılma önerisini kabul etti. Böylece Kürtler ilk defa irade olarak kabul edilerek, kendi adlarına bir uluslararası platforma katılma şansını yakaladı.
Ancak daha sonra başını ABD’nin çektiği kimi güçler Kürt Yüksek Konseyi’nin Cenevre-2 toplantısına katılımını engelleme çabalarına girişirken, Abdulbasit Seyda gibi kimi Kürt şahsiyetler öne çıkarılarak birlik dağıtılmaya çalışıldı.
PROVOKASYON GİRİŞİMLERİ VE AMÛDÊ
Bölgeye yönelik hesapları olan ancak gösterilen direniş nedeniyle amaçlarına ulaşamayan güçler ise provokasyon girişiminde bulundu. Bölgede uyuşturucu ticaretini geliştirerek toplumsal dokuyu parçalamaya çalışan bu girişimlere karşı, Asayiş güçleri operasyon başlatarak, uyuşturucu ticareti yapanları gözaltına almaya başladı. Bölge üzerinde hesapları olan güçler ise bunu fırsat bilerek müdahaleye çalıştı. Amudê kentinde uyuşturucu nedeniyle yapılan gözaltıları protesto bahanesiyle kente gelen ve aralarında kimi Kürt partilerine yakın kişiler ile Türkiye destekli 313 adlı silahı grubun bulunduğu bir grup, 27 Haziran 2013 tarihinde Haseki’den dönen bir YPG birliğine saldırdı. Saldırıda bir YPG savaşçısı ile 5 sivil yaşamını yitirdi.
TÜRKİYE ROJAVA SİYASİ TEMSİLCİLERİNİ RESMİ OLARAK KABUL ETTİ
Diplomasi alanında Avrupa’da da çeşitli görüşmeler yapılırken, 25 Temmuz Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Salih Müslim, şimdiye kadar Rojava’daki gelişmelere ve siyasal iradeye karşı silahlı çete gruplarını destekleyen ve her fırsatta bu iradeyi tanımadığını ifade eden Türkiye’yi ziyaret etti. İlk defa gerçekleşen bu ziyarette Müslim resmi temaslarda bulunarak, sınır kapılarının insani yardıma açılmasını istedi. Salim Müslim 13 Ağustos’ta ise Türkiye’ye ikinci ziyareti gerçekleştirerek temaslarını sürdürdü.
8 Ekim’de ise Kürt Yüksek Konseyi (KYK) ilk defa Türkiye’nin başkenti Ankara’da Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ve çeşitli Avrupa ülkelerinin büyükelçilikleri ile görüşmeler gerçekleştirdi. Heyet ayrıca 11 Ekim’e kadar İstanbul ile Kuzey Kürdistan’ın Amed kentinde çeşitli temaslarda bulunarak, Rojava’daki sistem hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
SINIRLARIN KAPATILMASI, UTANÇ DUVARI
KYK heyeti Ankara’da temaslarda bulunarak, sınırların insani yardımlar için açılmasını isterken, aynı günlerde tersi gelişmeler yaşandı. Daha önce Rojava’nın Serêkaniye kentine yönelik saldırılarda silahlı çetelerin rahatlıkla kullandığı ve cephanelerini taşıdığı Serêkaniyê-Ceylanpınar (Serêkaniyê) sınır kapısı Türk yetkililerince kapatıldı. Yaklaşık bir yıl süren çete saldırılarının ardından YPG’nin kentin kontrolünü ele geçirmesiyle birlikte Türkiye bu defa 10 Ekim’de Serêkaniyê sınır kapısını halk arasında “Utanç duvarı” olarak adlandırılan duvarla kapattı.
Utanç duvarı daha sonra zaten tel örgüler ve mayınlarla kapalı olan Nusaybin, Kobani ve Efrin bölgelerinde de sürdü.
KUZEY VE ROJAVA HALKI SINIRLARI TANIMADI
Duvar yapımı Kürt kamuoyu ve siyaset arenasında büyük tepkiye neden olurken, AKP hükümeti yetkilileri ise bunun duvar değil kaçak geçişlere karşı bir tedbir olduğunu savundu. Ancak Efrin bölgesinde resmi olarak kapatılan sınır kapılarının bile geceleri çetelerin geçişlerine açıldığı yönünde tanık ifadeleri ve görüntüler basına yansıdı.
Nusaybin’de örülmeye çalışılan utanç duvarına karşı Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan 30 Ekim’de mayınlı alanda ölüm orucuna başladı. Gökkan’ın eylemi Türk medyası ve hükümetince görülmezken Kürtler arasında büyük yankı uyandırdı. Nitekim 7 Kasım’da utanç duvarına karşı ve Gökkan’a destek amacıyla Kuzey ve Batı Kürdistan’ın birçok kentinden on binlerce kişi Nusaybin-Qamişlo sınırına yürüyerek, sınırları tanımadıklarını ve duvarların Kürtler arası birliğin önünde engel olamayacağı mesajını verdi. Eylemler Türk hükümetine geri adım attırarak, duvarın yapılması dururken, Ayşe Gökkan da 9 gün süren eylemine son verdi. Utanç duvarı ve saldırılara karşı 22 Aralık’ta da Nusaybin ve Cizre’de on binlerin katılımı ile mitingler düzenlendi.
SÊMALKA SINIRI
Rojava ile Güney Kürdistan arasında 2012’de insani yardım için açılan Sêmalka Sınır Kapısı da Rojava’ya kaçak olarak askeri kıyafetleriyle geçmeye çalışan ve daha sonra askeri eğitim gördükleri ortaya çıkan 70 kişinin YPG güçlerince gözaltına alınmasının ardından Güney Kürdistan yönetimince 19 Mayıs’ta kapatıldı. Sınırın kapatılması Kürt kamuoyunda büyük tepkiye neden olurken, 20 Mayıs’ta açıklama yapan Federal Kürdistan Bölge Başkanlığı, PYD’yi suçladı. TEV-DEM ise yaptığı açıklamada Barzani’yi sorumlulukla yaklaşmaya davet etti. Aralık ayının 17’sinde başlayan ve 23’ünde sona eren Hewler görüşmelerinde sınırın halkın ihtiyaçlarına açılması kararına varıldı.
GÖÇ ETTİRME POLİTİKASI
Bir taraftan çeşitli gerekçelerle sınırlar kapatıldı, ancak bir taraftan da bölge yönelik göç ettirme politikası kapsamında on binlerce kişinin Güney Kürdistan’a geçişine izin verildi. Fakat göç eden yurttaşlar daha sonra bölge yönetiminin yaklaşımları nedeniyle geri döndü.
SALİH MÜSLİM ENGELLENDİ
Güney Kürdistan yönetimi politikasını biraz daha ileri götürerek, Avrupa’da diplomatik temaslarda bulunan ve oğlunun çetelerin saldırısı nedeniyle yaşamını yitirmesi üzerine Hewler üzerinden Rojava’ya geçen PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’in tekrar geçmesine izin vermedi. 17 Ekim’de Sêmalka Sınır Kapısı’ndan geçerek, diplomatik temaslarını sürdürmek isteyen Müslim’e güney yetkililerince izin verilmedi. Güney Kürdistan Bölge başkanlığı yetkilileri de daha sonra yaptıkları açıklamalarda Müslim’in geçişine izin vermediklerini itiraf ettiler.
ULUSAL KONGRE KOMİTESİNİN ROJAVA ZİYARETİ
Rojava’ya yönelik çeteci grupların saldırılarında yapılan katliamlar ve insanlık dışı uygulamalara karşın, başta güney Kürdistan yönetimi olmak üzere birçok çevrenin bu durumu görmezden gelmesi ve katliamın yaşanmadığı yönündeki idialar üzerine, Kürt Ulusal Kongresi Hazırlık Komitesi Rojava’ya heyet gönderdi. 19-23 Ağustos tarihleri arasında Rojava’da incelemelerde bulunan heyetin hazırlamış olduğu rapor hazırlık komitesi tarafından değerlendirildikten sonra, Federal Kürdistan Bölge Başkanı Mesud Barzani ile KCK yönetimine de gönderildi. Raporda Rojava halkına yönelik ambargonun kaldırılması ve acilen yardımların başlatılmasının öncelikli talepler olarak sıralandığı belirtildi.
Raporda tanıkların dilinden katliam ve insanlık dışı uygulamaların olduğu belirtilirken, Güney Kürdistan Bölge Başkanlığı daha sonra raporda katliamın olmadığının belirtildiğini savunan bir açıklama yaptı. Buna karşı tepki gösteren Ulusal Kongre Hazıklık Komitesi ve Rojava’ya giden heyet ise, açıklamanın düzeltilmemesi halinde raporun içeriğinin kamuoyu ile paylaşılacağını duyurdu.
Diplomatik temasların yanı sıra Rojava’daki partiler arası temaslar da sürdü. Demokratik Birlik Partisi (PYD) ortak irade ve çalışma hedefi kapsamında yürüttüğü çalışmalar sonucunda 13 Eylül’de Süryani Birlik Partisi ile ortak çalışma komitesi kurdu. PYD 20 Eylül’de ise Suriye Kürtleri Demokrat Partisi yetkilileri Batı Kürdistan’ın Qamişlo kentinde bir araya geldi. Görüşmede ortak mücadele kararı alan iki parti arasında çalışma komiteleri kurulması kararı alındı.
İKİ PARTİ MGRK’YE KATILDI
Kürt Yüksek Konseyi bileşenlerinden MGRK de konseyin çalışmalarının yanı sıra Kürtlerin birliği yolunda da önemli adımlar attı. Bu çalışmala sonucunda Eylül ayı başında Komunist Parti, bir süre sonra ise Lîberal Parti Batı Kürdistan Halk Meclisi’ne (MGRK) katıldı.
EXDER İBRAHİMİ İLE GÖRÜŞME
Kürtlerin Cenevre toplantısına katılımı için görüşmeler sonbahardan itibaren yoğunlaştı. 30 Ekim’de de Batı Kürdistan Halk Meclisi’nden (MGRK) bir heyet Suriye’nin başkenti Şam’da Birleşmiş Milletler (BM) ve Arap Birliği’nin Suriye Özel Temsilcisi El Exder El-Îbrahimi ile görüşme gerçekleştirerek, bölgedeki gelişmelere ve yapılması planlanan Cenevre-2 toplantısına ilişkin görüş alışverişinde bulundu.
Avrupa’da ise Cenevre-2 toplantısı hazırlıkları kapsamında Rusya ve Avrupa ülkleri yetkilileri ile görüşmeler yapıldı.
DEMOKRATİK ÖZERK YÖNETİMLERİN İNŞAASI
19 Temmuz 2012 devrimiyle birlikte halkın öz yönetimlerini oluşturmasıyla başlayan demokratik özerk yönetim çalışmaları, 19 Temmuz’un yıldönümünde yeni bir aşamaya geçti. Rojava’da yaşayan tüm halkların temsilcilerinin içinde yer alacağı özerk yönetim projesi PYD tarafından Temmuz ayı içinde hazırlandı. Proje kapsamında Kürt siyasi çevreleri ile hazırlık çalışmaları başlatılırken, proje diğer etnik yapılar ile inanç gruplarına da götürüldü.
14 Ağustos’ta ise proje hazırlıklarına hız verilerek yeni bir aşamaya geçildi. Konuya ilişkin partisinin Qamişlo’da bulunan binasında basın toplantısı düzenleyen PYD Eşbaşkanı Asya Ebdullah, hazırlıklarda ikinci aşamaya geçtiklerini belirterek, her kesimi çalışmalara katacaklarını söyledi.
8 Eylül’de ise MGRK ve ENKS temsilcileri bir araya gelerek, projeyi sahiplendiklerini duyurarak ortak komiteler oluşturdu. Bu tarihten sonra da proje her iki meclis adına diğer etnik ve dini yapılara sunuldu.
Kurulan komiteler bölgedeki siyasi partiler ile etnik ve dini yapılar görüşmeler gerçekleştirirken, 7 Kasım’da tüm etnik yapıların katılımı ile Qamişlo’da toplantı yapıldı. Proje üzerine tartışmaların yürütüldüğü ve somut önerilerin yapıldığı toplantının devamı ise 12 Kasım’da yapıldı. Toplantının sonucunda Geçici Yönetimi Kurma Ortak Meclisi kuruldu. Meclis çatısı altında ise seçim yasası, yönetimin şekli, kanunların oluşturulması konularında komiteler oluşturdu.
Toplantıya, daha önce projeyi sahiplenen Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi (ENKS) ise katılmadı, ancak meclise bağlı bazı partiler katılım gösterdi.
GEÇİCİ YÖNETİM HAZIRLIĞININ DÜNYADA YANKILARI
Meclisin ilanı Kürtler arasında sevinçle karşılanırken, uluslararası ve bölgesel güçler ise karşı çıktılar. Suriye Muhalefeti Koalisyonu özerk yönetim projesine dahil olan tüm bileşenleri ihanetle suçlarken, ABD kaygılı oldukları yönünde bir açıklama yaptı.
Devrim sürecinden itibaren Rojava’daki gelişmelere karşı çıkan Türkiye de bu tutumunu sürdürerek, Rojava’da bir yapılanmaya izin vermeyeceğini belirterek tehditlerde bulundu. Türkiye Başbakanı Erdoğan ise Güney Kürdistan Bölge Başkanı Neçirvan Barzani ile görüştü.
Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Amed’e davet edilen Federal Kürdistan Bölge Başkanı Barzani’nin 14 Kasım’da yaptığı açıklamada Rojava’da devrimin olmadığını söylemesi tepkiyle karşılandı.
KÜRT YÜKSEK KONSEYİ’NİN AKTİFLEŞTİRİLMESİ KARARI
1 Aralık’ta ise Batı Kürdistan Halk Meclisi (MGRK) ve Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi (ENKS) Qamişlo’daki PYD merkezinde bir araya gelerek, Cenevre-2 toplantısı ve Geçici Yönetim konusunu değerlendirdi. Toplantıda Kürt Yüksek Konseyi’nin aktifleştirilmesi kararı alındı. Toplantıda Cenevre-2’ye tek bir temsil heyetiyle katılmanın önemi üzerinde durularak bir komisyonun oluşturulmasının kararı alındı.
3 KANTON OLUŞTURULDU
2 Aralık’ta geçici yönetim hazırlık meclisi ve komitelerinin katılımı ile Qamişlo’da ikinci bir toplantı gerçekleştirilerek, özerk yönetimin ilanında önemli bir adım daha atıldı. Toplantıda Geçici Yönetim Ortak Meclisi’nin ismi “Yasa Yapma Meclisi” olarak değiştirilirken, daha önceki projede merkezi bir meclise bağlı olması planlanan Êfrîn, Kobanê ve Cizîr yönetimlerinin özerk olması kararlaştırılarak, 3 kantonun oluşturulması uygun görüldü. Kantonların ismi ise “…Demokratik Özerk Yönetimi” olarak belirlendi.
Özerk yönetim için çalışmalarını sürdüren seçim yasası, kanunların hazırlanması ve yönetim şekli komiteleri yılbaşından önce çalışmalarını sonlandırabileceklerini ve meclise toplantı başvurusunda bulunabileceklerini kaydetti.
ENKS ÇEKİLDİ
Bu gelişmeler üzerine 5 Aralık’ta toplanan ENKS ise, demokratik özerk yönetime katılmama, Kürt Yüksek Konseyi’nden çıkma ve ayrı bir heyet olarak Cenevre-2 katılma kararı aldı.
PKK-KDP GÖRÜŞMESİ
Bu gelişmeler yaşanırken KCK adına yapılan bir açıklamada Rojava konusunda PKK ile KDP arasında önemli bir mutabakata varıldığı belirtildi. Buna göre Kürt Yüksek Konseyi’nin yeniden aktifleştirilmesi ve Cenevre’ye ortak tutumla gitmek için Rojavalı siyasi güçlerin Hewler’de buluşturulması planlandı.
İKİ MECLİS HEWLER’DE BİRARAYA GELDİ
KCK açıklamasının ardından MGRK ve ENKS temsilcileri 17 Aralık’ta Hewler’de bir araya geldi. 16 saat süren ilk günkü görüşmenin ardından Cenevre-2’ye birlikte katılma hususunda görüş birliğine varıldı. Heyetlerin görüşmeleri özerk yönetim modeli, sınır kapılarının açılması gibi konularda 23 Aralık’a kadar sürdü. Görüşmelerde Sêmalka Sınır Kapısı’nın insani yardımlar ve yurttaşların geliş gidişleri için açılması konusunda anlaşma sağlanırken, demokratik özerk yönetim modeli ile Hewlêr anlaşması konusunda ise ileriki dönemlerde yeniden bir araya gelme kararı alındı.
KADINLAR DEVRİM İÇİNDE DEVRİM YARATTI
Devrim sürecinin başından itibaren “Yekitiya Star” adıyla örgütlenen kadınlar, siyasal, ekonomik, sosyal, savunma ve kültürel alanlarda kurumsallaşmaya giderek; eğitim, aile, siyaset, ekonomi, asayiş gibi konularda yaşanan sorunların çözümünde aktif rol oynadı.
AKADEMİLER VE KADIN MERKEZLERİ
Anadil eğitiminde kadının rolünü önemseyen kadınlar Şubat 2013’te SZK bünyesinde Kürt Kadın Öğretmenler Birliği’ni kurdu. Kadın ideolojisini toplumda yaymak amacıyla da Dêrik, Efrin ve Kobani’de “Star Fikir Akademileri” adı altında Ocak ve Mart aylarında 3 akademi kuruldu. Bu akademilerde yıl boyunca onlarca eğitim devresi açılırken, yüzlerce kadın, “siyasi, ekonomik, dil, kültür ve sosyal” konularda eğitimlerden geçirildi. Yine Serêkaniyê, Minbic, Til Temir ve Haseki’de Kadın Eğitim ve Bilim merkezleri açıldı.
Yekitiya Star 19-20 Nisan tarihlerinde Rimêlan’da 5. Konferansını gerçekleştirerek, siyasal, ekonomik, örgütsel, kültürel ve sosyal alanda önemli kararlar aldı. Devrimci Genç Kadınlar Hareketi de 3 Mayıs’ta Derik’te 2. Konferansını gerçekleştirdi.
Daha sonra merkezini Rimêlan’a taşıyan Dêrik Kadın Fikir Akademisi’nde Ekim ayı içinde ilk defa Süryani kadınlar için eğitim devresi düzenlendi.
Devrimci Genç Kadınlar Hareketi de 25 Haziran’da Amûdê kentinde Şehit Ronahi adıyla Genç Kadınlar Akademisi’ni kurdu.
KADIN EKONOMİ KOMİTELERİ KURULDU
Ekonomi alanında Yekitiya Star çatısı altında 2012’de kurulan Ekonomi Komitesi 10 Haziran tarihinde Qamişlo’da ilk toplantısını yaparak, Cizre bölgesinin tüm kentlerinde komite kurma kararı aldı. Karar kapsamında Cizre bölgesinde komiteleşmeye gidildi. Komite ayrıca Derik, Qamişlo, Amûdê, Serêkaniyê, Kobani kentlerinde kilim dokuma, terzihane, pastane, dokuma konularında 7 atölye açtı.
SURİYE KADINLARI İNİSİYATİFİ KURULDU
Siyasal alanda da önemli adımlar atan kadınlar, 28 Mart tarihinde Qamişlo’da düzenledikleri konferansla Yekitiya Star öncülüğünde daha önce çalışmaları başlatılan “Suriye Kadınları İnisiyatifi”’nin kuruluşunu ilan etti. Konferansta Rojava ve Suriye’de örgütlenme ve kadın hakları konusunda yasa hazırlama kararları alındı.
Suriye Kadınları İnisiyatifi konferans sonuçlarını ve hedeflerini birer mektupla Birleşmiş Milletler, Arap Birliği, Kürt Yüksek Konseyi ve Avrupa Birliğine sunarken, Cenevre-2 organizatörlerinden toplantıya katılma daveti aldı.
Kürt kadınlarının yanı sıra Suryani, Asuri ve Keldani Kadınlar Örgütü de 22 Haziran’da Derik’te birinci konferansını gerçekleştirerek, demokratik bir toplumun inşası için mücadele yürüteceklerinin mesajını verdi.
Savunma alanında da örgütlenmeye giden kadınlar Efrin, Kobanê ve Qamişlo’da kadın asayiş birimleri oluşturuldu.
Sosyal alanda çözüm gücü olan kadınlar kimsesizler ve yardıma muhtaç kadınlara destek vermek amacıyla Kobani’de 27 Ekim’de Rohilat Kadın Derneği’ni açtı. Kadına yönelik şiddetle mücadele amacıyla da 1 Temmuz’da Qamişlo’da Sara Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Derneği açıldı.
SOSYAL, KÜLTÜREL, ADALET, DİL VE EKONOMİ ALANINDAKİ GELİŞMELER
Kendi topraklarında irade olan ve kendilerini yönetmenin yanı sıra çözüm gücü olabileceklerini gösteren Batı Kürdistan halkları sosyal, kültür, adalet, dil ve ekonomi alanında önemli adımlar attı.
Devrim süreciyle birlikte ilk defa resmi ve özgür Newroz kutlamaları organize edilirken, yüzbinlerin katıldığı kutlamalarda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa” sürecine ilişkin mektubu okunarak sahiplenildi.
Devrimin kazanımlarını kalıcılaştırma ve düşüncel-kültürel açıdan toplumu bilinçlendirme amacıyla Efrin, Kobani, Dirbêsiyê, Qamişlo, Dêrik ve Rimêlan’da Nurî Dêrsimi Düşünce kurumları açılırken, buralarda düzenlenen devrelerde yüzlerce kişi eğitimlerden geçirildi.
TÜM OKULLARDA KÜRTÇE EĞİTİM
Anadilde eğitim çalışmaları yıl boyunca devam ederken, yeni eğitim öğretim yılında tüm resmi okullarda Kürtçe dil dersleri verilmeye başlandı. Kürt Dil Kurumu (SZK) bir yandan eğitim çalışmalarını sürdürürken, bir yandan da ihtiyaçları karşılama çalışması yürüttü. Bu kapsamda Qamışlo’da öğretmen ihtiyacını karşılamak amacıyla Qamişlo’da Dil Akademisi kuruldu.
Çok zengin bir yapıya sahip olan kültür alanında da gözle görülür kurumlaşmalar geliştirildi. Qamişlo, Dêrik, Amûdê, Heleb, Efrîn ve Kobanê gibi birçok kentte kurulan kültür ve sanat merkezlerinde müzik, folklor, tiyatro, çocuk grupları oluşturularak önemli çalışmalara imza atıldı.
Hizmet alanında toplumun ihtiyaçları karşılanmaya çalışılırken, Halk Meclisleri de çözüm üretmeye çalıştı. Devletin hukuk sistemine karşın ise daha önce kurulan Adalet Komitesi çalışmalarını kurumsallaştırarak, kentlerde adalet ve ahlak sisteminin kurumsallaşması için çalışmalarını sürdürdü. Kürt Yüksek Konseyi’ne bağlı olarak Barış ve Adalet Komitesi de kuruldu. Yine hukuk sistemini oturtmak amacıyla 4 Nisan 2013 tarihinde Mezopotamya Sosyal Bilimler Akademisi Hukuk ve Sosyal Adalet Şubesi kuruldu. Hak ihlallerini takip etmek amacıyla da İnsan Hakları Derneği kuruldu.
AMBARGO VE KAMPANYALAR
Bölgeye yönelik uygulanan ambargo nedeni ile ekonomik ve sağlık sorunları artarken, Kürt Yüksek Konseyi çatısı altında komite oluşturuldu. Hem ambargoyu kırmak hem de sistemi oluşturarak sorunlara çözüm geliştirmek amacıyla, Batı Kürdistan Ekonomisini Geliştirme Kurumu kuruldu. Topluma dayalı ekonomiyi geliştirmeyi amaçlayan kurum, Kobani ve Derik kentlerinde şube açarken, kooperatifleşme çalışmaları da başlatıldı.
Uluslararası ve bölgesel güçlerin bölgeye uyguladığı ambargoya karşı ise Kürdistan’ın dört bir yanında ve Avrupa’da seferberlik ilan edilerek, yardım kampanyaları başlatıldı. İlk yardımlar ise 8 Şubat’ta Kuzey Kürdistan’dan Nusaybin sınırından Qamışlo kentine ulaştırıldı. Ardından ise Dirbêsiye, Kobanê ve Efrin’den de Avrupa ve Kuzey Kürdistan’dan gönderilen yardımlar Rojava’ya gönderildi.